Norm Haber

Bundan sonra ne bekleniyor?

6 Şubat günü, Türkiye Kahramanmaraş merkezli depremlerle acı bir güne uyandı. Büyük depremlerin 15 gün sonrasında yaralar yavaşça sarılmaya başlamışken, 20 Şubat gecesi de Hatay büyük depremlerle sarsıldı. Büyük felakette binlerce kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı. Art arda meydana gelen depremlerin büyüklüğü ve etkilediği alan şüphesiz nadir yaşanan bir afet olduğunu gösteriyor. Yaşanan depremleri Habertürk'e değerlendiren USGS'den Steve Sobieszczyk, "Geçmişte olduğu gibi gelecekte de benzer büyüklükte depremlerin yaşanmasını bekliyoruz. Bölgede artçı sarsıntılar yaşanmaya devam edecek, yüzde 1 ihtimalinde benzer ya da büyük boyutta deprem meydana gelebilir" uyarısında bulundu. Sobieszczyk, yapılabilecek en temel şeyin insanları eğitmek olduğunun altını çizdi. Habertürk'ten Merve Elmacı'nın haberi...

Türkiye, 6 Şubat günü Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremle sarsıldı. İlk olarak Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 04.17’de 7.6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. ABD Jeoloji Araştırmaları Merkezi (USGS), bu depremin büyüklüğünü 7.8 olarak açıkladı.

İlk depremin 10 dakika sonrasında Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde 6.7 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı yaşandı. Türkiye, bu depremlerin etkisini anlamaya çalışırken saatler 13.24’ü gösterdiğinde bu sefer de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesi olarak kaydedilen 7.5 büyüklüğünde bir deprem daha yaşandı.

Ülke olarak bu acı yaraları yavaş yavaş sarmaya başlamışken, 20 Şubat akşamı Hatay’da 6.4 ve 5.8’lik iki deprem meydana geldi.

“NADİR YAŞANAN BİR OLAY”

Peş peşe yaşanan bu depremler son yılların en büyük felaketi olarak tarihe geçti. USGS, bu büyüklükte iki depremin art arda yaşanmasının dünyada “nadir” yaşanan bir olay olduğunu açıkladı.

Türkiye’nin 11 ilini vuran depremde 17 Şubat itibariyle 38 binin üzerinde insan hayatını kaybetti. Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Adana, Osmaniye, Kilis, Diyarbakır, Şanlıurfa ve Elazığ’ı ciddi şekilde sarsan deprem, 15 milyona yakın kişiyi etkiledi. Büyük depremlerin peşi sıra 4 bine yakın artçı deprem yaşandı, bilim insanları artçı depremlerin bir yıl kadar devam edebileceğini söylüyor.

FELAKETİN BOYUTU

Türkiye’de yaklaşık 110 bin metrekarelik alanı etkileyen deprem, şüphesiz büyük bir felaket. Depremin etkilediği alanın büyüklüğünü daha da iyi görmek için bazı ülkelerin alanına bakabiliriz.

NEDEN BU KADAR ÖLÜMCÜL OLDU?

6 Şubat’tan bu yana Türkiye tek yürek oldu, Türkiye’nin acısı dünyanın dört bir yanında hissedildi.

Bilim insanlarına göre, binlerce kişinin hayatını kaybetmesinin ilk sebebi, depremin büyüklüğü ve yüzeye bu kadar yakın yaşanmış olması. 7.7’lik deprem, yüzeyin 8.6 km, 7.6’lık deprem yüzeyin 7 km altında meydana geldi. Bu, sismik dalgaların yüzeydeki binalara ve insanlara daha hızlı ulaşmasına ve daha yoğun sarsıntılar yaratmasına neden oldu.

EN ÖLÜMCÜL FELAKETLER ARASINDA

20 Şubat itibariyle hayatını kaybeden insan sayısı 42 bini aştı ve Türkiye’nin yaşadığı büyük felaketler dünyadaki en ölümcül depremler arasına girdi. 2010’da Haiti’de meydana gelen 7 büyüklüğündeki depremde 220 bini aşkın insan hayatını kaybetmişti. 2004’te Endonezya’da meydana gelen 9.1 büyüklüğündeki deprem, tsunamiyi tetikledi. Bu felakette de 230 bine yakın insan yaşamını yitirmişti. 2005’te Pakistan’da yaşanan 7.6 büyüklüğündeki depremde de 80 bini aşkın insan hayatını kaybetmişti.

İNSANLAR YATAĞINDAYKEN ENKAZ ALTINDA KALDI

Bir diğer etken ise depremin meydana geldiği saat. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde meydana gelen 7.6’lık ilk deprem sabaha karşı yaşandı. Milyonlarca insan depreme evinde, uykusunda yakalandı. Çok sayıda insan yatağındayken enkazın altında kaldı…

Kamuoyunda bazı deprem bölgelerine saatler geçmesine rağmen arama kurtarma ekiplerinin gelmediği iddia edildi, çok sayıda insanın da bu sebeple hayatını kaybettiği öne sürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan da ilk etapta bazı olumsuzlukların yaşandığını dile getirdi. Tüm bunlara bir de elverişsiz hava koşulları eklendi. Yağışlı, karlı hava durumu deprem bölgesine ulaşmayı daha da zorlaştırdı.

Sıfırın altında seyreden hava sıcaklıkları hipotermi riskini de artırdı. Çok sayıda insan bu sebeple de hayatını kaybetti.

DAHA SAĞLAM BİNALAR CAN KAYBININ ÖNÜNE GEÇER MİYDİ?

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun (USGS) ilgili raporuna göre, bölgedeki nüfusun az bir kesiminin dışında çoğu depreme dayanıksız binalarda ikamet ediyordu. Raporda, “Bazı dirençli yapılar olmasına rağmen, çoğunluk deprem sarsıntılarına karşı son derece savunmasız binalarda kalıyor” uyarısında bulunuldu.

Raporda altı çizilen bir diğer madde ise “iyi bina yönetmelikleri can kayıplarının önüne geçebilirdi” oldu.

USGS’den bilim insanı Steve Sobieszczyk, Türkiye’de yaşanan depremleri Habertürk’e değerlendirdi.

Türkiye’nin sismik olarak aktif olduğunu söyleyen Sobieszczyk, bu depremlerin bölge için ne anlama geldiğini şöyle anlattı:

“Bölge, son birkaç yüzyılda birçok büyük deprem dizisi yaşadı. Bu dizilerden biri de 1999 yılında Türkiye’de İzmit ve Düzce yakınlarını vuran iki büyük depremle yaşandı.

Bölge, özellikle doğuda, sismik ve tektonik olarak karmaşık. Çeşitli noktalarda, gerilim ve gerinim depremleri tetikleyecek kadar büyük hale gelir.”

Geçmişte olduğu gibi gelecekte de benzer büyüklükte depremlerin olmasını beklediklerini kaydeden Sobieszczyk, “Son depremler büyüktü ve çok sarsıntılıydı. Depremleri önceden tahmin edemeyiz, ancak yeterli bilgi varsa kaç tane artçı sarsıntı olabileceği ve bunların ne kadar büyük olabileceği konusunda tahminde bulunmak mümkün.”

“YÜZDE 1 İHTİMALLE ANA DEPREMDEN BÜYÜK BİR DEPREM YAŞANABİLİR”

Sobieszczyk, USGS’nin önümüzdeki günlere ilişkin tahminlerini de paylaştı.

“Bunlardan biri bundan sonraki süreçte deprem sıklığının yüzde 90 azalmasını bekliyoruz. Bu senaryoda 5 ve 6 büyüklüğünde artçı depremler yaşanabilir. Bu orta dereceli depremler, özellikle zayıflamış, eski veya depreme dayanacak şekilde inşa edilmemiş binalarda hasara neden olabilir.

Az ihtimale sahip bir diğer senaryo ise 7 büyüklüğünde bir artçı deprem meydana gelmesi. Ana depreme benzer boyutta veya ondan biraz daha büyük bir depremin yaşanma olasılığı yüzde 1.

Senaryo ne olursa olsun, 3 ve 4 büyüklüğündeki depremler, deprem bölgesinde yaşanmaya devam edecek. Artçı depremlerin sıklığı haftalar, aylar, hatta yıllar sürse de azalacak.”

“YAPABİLECEĞİMİZ EN TEMEL ŞEY İNSANLARI EĞİTMEK”

Sobieszczyk, “1999 depremini de yaşayan Türkiye bundan sonra ne yapmalı?” sorusuna şöyle yanıt verdi:

“Küresel olarak (sadece Türkiye’de değil) yapabileceğimiz şey, insanları yerel tehlikeler konusunda eğitmek ve (bir deprem ülkesinde yaşıyorsanız) kaçınılmaz bir deprem olasılığına karşı kişilerin hazırlıklı olmasını teşvik etmek gerekir.

Bina yönetmelikleri, deprem olasılığına yönelik hazırlanmalı. Mümkünse eski yapılar güçlendirilmeli. Tasarımdan bağımsız olarak, orta ila büyük ölçekli depremler hasara neden olacaktır.

Daha iyi yapılar inşa etmenin yanı sıra yapabileceğimiz en iyi şey, depremlere önceden hazırlanmak. Koruyucu eylemler