Kamu çalışanı ve emeklilere, yılda iki defa zorunlu olarak yapılan maaş artışları daha hesaplara yatmadan bütün mal ve hizmetlere zam geldiğini ifade eden Gülçin Ayyılmaz, “2023 yılının ilk 6 ayında, maaşlarımız ortalama yüzde 52 oranında erimiş, son bir buçuk ayda ise, bu erime daha da hızlanarak, gelirlerimiz adeta buharlaşmıştır. Sadaka değil, hak ettiğimiz insanca yaşam geliri talebimiz, her defasında iktidarın kalın surlarına çarparak geri dönmektedir. Bunun son örneği olarak; daha üç gün önce, kamu çalışanları ve emeklilerine, toplu sözleşme masasında, 2024 ve 2025 yılları için önerilen artış oranlarıdır. Gelecek iki yıl için önerilen oranlar, son üç ayda temel tüketim ürünlerindeki fiyat artışının %20’sinin bile altındadır. İktidarın, emeklilerin, emekçilerin ve dar gelirlilerin haklı taleplerine bilinen yaklaşımı, böylece bir kez daha ortaya çıkmıştır” dedi.
“SERMAYEYE DEĞİL EMEKLİYE BÜTÇE”
Ayyılmaz, açıklamasına şu ifadelerle devam etti:
“Türk-İş’in verilerine göre; Temmuz ayı sonu itibariyle açlık sınırı 11.658,00 TL iken, biz emeklilerin ezici çoğunluğu, bu sınırın çok çok altında bir gelirle yaşamaya mahkum ediliyoruz. En düşük emekli aylık gelirinin insan onuruna yaraşır düzeyde olmasını talep ediyoruz. Buradan bütün emeklilere sesleniyoruz, örgütlenelim. Biz örgütlü olmadığımız sürece, iktidar emeklileri yok, hatta hazinenin sırtında yük saymaya devam edecektir. İnsanca yaşama hakkımızı alana kadar, demokratik zeminde fiili ve meşru mücadelemiz devam edecektir. Emeklilerin taleplerini daha güçlü seslendirmek için bütün emeklileri ve emekli örgütlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz.”