Norm Haber

Bursa’da vatandaşlardan kirlilik tepkisi: Dereler temiz aksın!

Bursa'da vatandaşlar Panayır Deresi'ndeki kirlilik nedeniyle yetkililere çağrıda bulundu.

Haber: Serdar OGAN
Kamera: Mesut ERDOĞAN

Bursa’nın Osmangazi ilçesine bağlı Panayır Mahallesi’nde yer alan kimyasal atıklar ile birlikte kirlenen dere siyah suyuyla da vatandaşlar için tehlike saçıyor.  Yaz aylarında sıcaklıkla beraber artan kötü koku, derenin çevresinde yaşayan vatandaşların tepkisini çekiyor.

Bursa Su Kolektifi tarafından Panayır Deresi kenarında gerçekleştirilen basın açıklamasına Panayır Mahallesi Yöre Dernekleri, Sivil Toplum Kuruluşları, mahalle sakini Aktivist Mukaddes Cansu ve çok sayıda vatandaş katıldı.

“Dereler temiz aksın” pankartı taşıyan vatandaşlar, “Mahallemiz ortasından geçen bu kirli su halk sağlığı konusu olarak ele alınıp çözüm yolları derhal bulunmalı, yurttaşların ödediği vergilerle oluşturulan bütçeler yine halkın en önemli sorunlarından olan bu zehirli suyun akışının durdurulması için kullanılmalı, mahalle sakinlerinin 1980’li yıllar öncesinde olduğu gibi içerisinde canlı yaşamı olan temiz sulara kavuşması en kısa sürede sağlanmalıdır.” denildi.

İşte Çevre Aktivisti Mukaddes Cansu tarafından yapılan açıklama:

“Mahallemiz ortasından geçen bu kirli su halk sağlığı konusu olarak ele alınıp çözüm yolları derhal bulunmalı, yurttaşların ödediği vergilerle oluşturulan bütçeler yine halkın en önemli sorunlarından olan bu zehirli suyun akışının durdurulması için kullanılmalı, mahalle sakinlerinin 1980li yıllar öncesinde olduğu gibi içerisinde canlı yaşamı olan temiz sulara kavuşması en kısa sürede sağlanmalıdır.

Eriyen kar suları bitip yağışlar durduğunda Uludağ’ın sularını Bursa ovasına taşıyan birçok dere kurumakta ve neredeyse yılın 4 – 5 ayını hiç susuz geçirmektedir. Bu acı duruma Uludağ Milli Parkı’nda doğanın ve halkın kaynak sularının ticarileştirilip şirketlere kiraya verilmesinin de çok büyük etkisi vardır. Geçtiğimiz hafta Kestel Gözede köylüleri bu duruma isyan etti. Köyün su kaynağı aralarında Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Bursa Su ve Muradiye Su ambalajlı su şirketleri de olmak üzere pek çok ticari şişe su şirketine verildiğinden susuz kalan köy halkı protestolar gerçekleştirdi, boruları keserek hapsedilen suları özgür bıraktılar.

Şu anda burada bulunan Panayır Mahallesi Sakinleri de yıllardır katran rengi akan, zehirli kokusunu solumak zorunda oldukları için çocukların sık sık hastalandığı, sebze ve meyve bahçelerini sulamak zorunda kaldıkları bu kirli sudan şikayetçidir. Panayır Mahallesinde olduğu gibi özellikle yaz aylarında derelerden Uludağ’ın suyu değil, arıtılmadan derelere deşarj edilen kaçak sanayi atıksu deşarjı ve atıksu arıtma tesislerinin sözde arıtılmış zehirli katran rengi sularının akmasına yetkililer senelerdir seyirci kalmaktadır.

Ağustos ayı başında, Bursa Su Kolektifi üyeleri Panayır Mahallesinden geçen Deliçay’ın kaynağını izledi ve sosyal medya hesaplarından paylaştı. Burada yaz aylarında Uludağ’dan gelen kolları Deliçay ve Balıklıdere’nin tamamen kuruduğu ancak burada akan bu pis suyun Karesi önünde sanayi atık sularının dere yatağına girişi ile başlayarak Yeşil Çevre Atıksu Arıtma Tesisi’nin kirli atık suları ve BUSKİ Doğu Atıksu Arıtma Tesisinden deşarj edilen suların Deliçay dere yatağını doldurduğu görülmektedir. Bursa Valisinin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Yeşil Çevre Arıtma deşarjından çıkan sözde arıtılmış suya, bir süzgeç bile tutsak içi sudaki kirletici kimyasal parçacıklarla dolacak kadar kirli olduğu görülebilir, durumdadır.

Samanlı bölgesinde Deliçay’a karışması beklenen sulama kanalı, buraya ulaşamamakta, bölgedeki çiftçinin ihtiyacına dahi cevap vermeyen tamamen yosunlaşmış içerisinde hiçbir canlının yaşamadığı bakımsız, durağan su kütleleri haline gelmiştir. Bu durumda kuru Deliçay dere yatağının Samanlı bölgesinden sonra suyun bollaşmasını temin eden en büyük etken, kuru dere yatağına sanayiden gelen kaçak kirli su deşarjları ve Yeşil Çevre Atıksu Arıtma Tesisi’nin katran rengi akan kirli sularıdır.

Yeşil Çevre Atıksu Arıtma Tesisi, Barakfakih, Uludağ ve Kestel Organize Sanayi Bölgelerindeki 500 den fazla fabrikanın sanayi atık sularını ve bu bölgedeki tüm evsel atık suları arıtmakla görevlidir. Kuruluş amacı arıtacağı suları Gölbaşı’ndan gelen sulama kanalına aktarmak ve tarımsal sulamaya kazandırmak olan Yeşil Çevre Arıtma’nın ilk atıksu deşarj noktası, bu sulama kanalı içine inşa edildi. Ancak 2006’da tesis çalışmaya başlayınca kısa zamanda anlaşılmıştır ki arıtılan su tarımsal sulama için elverişli değildir. Yeterince temizlenememektedir, bu arıtıldığı söylenen sular tarımsal sulamada kullanılamayınca deşarj kanalı iptal edilip yeni bir kanal Deliçay’a açılmış böylece Panayır’a gelen dere kirli suların bırakıldığı bir atık su kanalına dönüştürülmüştür.

Yakın zamanlarda yetkili kurumlar yurttaşın ödediği vergilerden oluşturulan bütçelerle derenin çevresini duvarlarla, betonla, gösterişli parmaklıklarla kapatmakta, şu sıralarda da yürüyüş yolu düzenlemesi yapmaktadırlar. Tüm bu yurttaşın gözünü boyama faaliyetlerinin bu kirli suyun akmasının engellenmesine hiçbir katkısı yoktur. Yurttaşın parası çarçur edilmemeli zehirli suyun akışı ciddi yaptırım ve önlemlerle derhal durdurulmalıdır. Tarım Bakanlığı tarafından hassas su kütlesi olarak ilan edilen Nilüfer Çayı ve kollarına yönetmelikler gereği atıksu deşarjı yapılması uygun değildir.

Sanayi Bölgeleri Atıksu Arıtma Sistemleri dünyanın hiçbir yerinde olmayan çarpık bir yöntemle işletilmektedir. Sanayi bölgesinde farklı iş konunda yüzlerce fabrikanın atık suları tek bir tesiste arıtıldığı öne sürülmektedir. Bu da sanayi bölgesi arıtma tesislerinin deşarjlarının gerektiği gibi arıtılmadan yapılmasına neden olmaktadır. Özellikle Kimya ve Çevre Mühendisliği bilim dalındaki uzmanlar, her iş kolunda kendi atık suların ortak arıtıma uygun olacak biçiminde ön arıtma yapması gerektiğini vurgulamaktadır. Derenin temiz akması için öncelikle bütün sanayi tesislerinin kendi ön arıtmalarını yapacak tesisler kurmaları sağlanmalı, ön arıtmadan çıkan atık sular sanayi bölgesinin ortak arıtma sistemine gönderilerek tüm dünyada olduğu gibi gerçek atıksu deşarjının yapılması sağlanmalıdır. Ancak işte bu yöntemle Yeşil Çevre Arıtma ve diğer sanayi bölgeleri atık suları tarımda kullanılabilecek niteliğe getirilmiş olacaktır.

Bizim amacımız, Ergene Nehri için 2019’da devreye alındığı gibi sanayi atık suyunu devasa kanallara alıp Marmara’ya derin deşarjını sağlamak değildir. Marmara Denizi’nde müsilaj, tam da Ergene çevresindeki 4000 sanayi tesisinin kirli suyunu kanal içinde Marmara Denizine boşaltılmasından kısa bir süre sonra başladı. Günümüzde Marmara Denizindeki kirlilik yükünün her geçen yıl daha da arttığı, su yüzeyinden 25 metre altında oksijen kalmadığı, canlı yaşamının sona ermek üzere olduğu bilim insanlarınca sürekli dile getirilmektedir.

Bizim amacımız, yetkili kurumların dere yatakları içinde adım adım denetimler yaparak kaçak sanayi atıksu deşarjlarını engellenmesi, dereyi kirletenlere bir daha yapılamayacak ciddi cezalar verilmesi, yasal deşarjlardan çıkan suyun anlık olarak denetleyecek sistemler kurulması, anlık denetimlerin internette halkla paylaşılarak sınır aşan durumlarda derhal müdahale ederek engelleme, cezalandırma mekanizmaları kurularak Deliçay’ın temiz akmasının sağlanmasıdır.

Panayır Mahallesi Sakinleri nin şikayetlerini Mahalle muhtarı Dursun Kara yakın zamanda BUSKİ ve DSİ ye iletmiş verdiği dilekçelerle Nilüfer çayı ıslahının ne zaman gerçekleştirileceğini sormuştur ,verilen cevaplarda 2024 yılı için bu konuda herhangi bir bütçe olmadığı bildirilmiştir.

Yetkili kurumlar, Bursa Valiliği, derelerden sorumlu Bursa Büyükşehir Belediyesi, sağlığımızdan sorumlu Sağlık Bakanlığı, sağlıklı tarımdan ve gıdamızdan sorumlu Tarım Bakanlığı, sağlıklı çevreden sorumlu Çevre Bakanlığını bir kez daha uyarıyoruz.

Başta Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Prof. Dr. Kayıhan Pala ve Akademisyen Gıda Mühendisi Bülent Şık olmak üzere, pek çok bilim insanının çalışmaları göstermiştir ki çevre kirliliğine, bu arada sanayinin arıtılmadan derelere bırakılan kimyasal kirlilik yüklü sularına, deriyle temas, soluma ya da yeme içme yoluyla maruz kalınan bölgelerde yaşayanların kansere yakalanma oranları Türkiye ortalamasının çok üzerindedir.

Mahallemiz ortasından geçen bu kirli su halk sağlığı konusu olarak ele alınıp çözüm yolları derhal bulunmalı, yurttaşların ödediği vergilerle oluşturulan bütçeler yine halkın en önemli sorunlarından olan bu zehirli suyun akışının durdurulması için kullanılmalı, mahalle sakinlerinin 1980li yıllar öncesinde olduğu gibi içerisinde canlı yaşamı olan temiz sulara kavuşması en kısa sürede sağlanmalıdır.”