Norm Haber

Candan kardeşlerin aralarında bulunduğu 21 sanıklı dolandırıcılık davasının görülmesine devam edildi

Dolandırıcılık ve suç örgütüne üye olmak suçlarından Bahar Candan'ın 44, ablası Nihal Candan'ın ise 24 yıla kadar hapsi istenen 21 sanıklı dolandırıcılık davasının görülmesine devam edildi. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğinde hareket ederek ucuza araç sattığını söyleyip vatandaşları sazan sarmalı yöntemi ile dolandırdığı iddia edilen 21 sanıklı çetenin davasının görülmesine Küçükçekmece 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Duruşmaya, örgüt lideri olduğu öne sürülen tutulu sanık Onur Apaydın’ın da aralarında bulunduğu bir kısım sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile duruşmaya bağlanırken, 2 tutuklu sanık ve 3 tutuksuz sanık ile tarafların avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.

“Doktor bize, ‘ben tanınan biriyim, doktorum ve bana güvenebilirsiniz’ dedi, güvendik”

Duruşmada, Murat Doğan isimli şahıs, ‘tanık’ sıfatıyla beyanda bulundu. Doğan, “2023 yılı Ocak ayı itibariyle Kolan Hastanesi’nde çalışmaktayım. Kurumsal Pazarlama direktörü olan Murat Keskin, bir doktorla beraber uygun fiyata araç tahsis ediyordu. Doktor bana ve abim Nuri Doğan’a Whatsapp üzerinden araçların sıralandığı bir liste yolladı. Abimle beraber bu listeyi inceleyerek, bir araca karar verdik. Doktor bize, ‘ben tanınan biriyim, doktorum ve bana güvenebilirsiniz’ dedi, güvendik” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir tanık benimle ilgili aleyhe beyanda bulunmadı”

Savunma yapan tutuklu sanık Uğur Akgün, “Ben 10 aydır tutukluyum, tutuklu kaldığım süre göz önünde bulundurularak tahliyemi talep ediyorum. Çok sayıda tanık dinlendi ve hiçbiri benimle ilgili aleyhe beyanda bulunmadı, bunun göz önünde bulundurulmasını talep ediyorum” diye konuştu.

Tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamı talebi

Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, dava dosyasındaki eksik hususların giderilmesini ve tutuklu bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Beyanda bulunan müştekilerin avukatları, sanıkların cezalandırılmasını talep etti.

Savunma yapan sanıklar Nihal ve Bahar Candan’ın avukatı, Bahar Candan hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını ve 21 Haziran’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden tutuksuz sanık Nihal Candan yönünden ise davada düşme kararı verilmesini talep etti. Bunun üzerine mahkeme başkanı, Nihal Candan için düşme yönünden kararı, dava tamamlandığında esasa ilişkin kararda açıklayacağını belirtti.

Sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi

Alınan savunma ve beyanların ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesine, dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine ve tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede 38 müşteki, 1 müşteki şüpheli ve Nihal ile Bahar Candan’ın aralarında bulunduğu 21 sanık yer almıştı. İddianamede tutuklu Gülnihal Çiçek’in tutuklulukta geçirdiği süre dikkate alınarak adli kontrol şartıyla tahliye edildiği de aktarılmıştı. İddianamede Onur Apaydın ve İlker Oflu’nun liderliğindeki şebekenin ucuza araç sattıklarını söyleyerek vatandaşları sazan sarmalı yöntemiyle dolandırdığı belirtilmişti. Bahar ve Nihal Candan’ın suç örgütünün hiyerarşik ve organik yapısı içerisinde yer aldığı iddianamede kaydedilmişti. İddianamenin devamında “Nihal ve Bahar Candan’ın önceki tarihlerde çeşitli televizyon programlarına uzun süre katıldığı, ünlü olduktan sonra magazin programlarında da yer aldığı, sosyal medya platformunda çok sayıda takipçiye ulaşması sebebiyle günümüzde sosyal medya fenomeni ve ekran yüzü olarak tabir edilen bir sıfatının bulunduğu, dolayısıyla toplumun geniş kesimleri tarafından tanınan bir sima olduğu, bu özelliği sebebiyle de suç örgütü tarafından dolandırıcılık eylemlerine yönelik düzenlenen özel toplantılarda mağdurların kandırılmasında etkin rol oynadığı” ifade edilmişti. İddianamede örgüt lideri Onur Apaydın’ın örgüt içerisinde ‘gizli muhasebeci ve kasa’ konumunda olan Alisya Bahar Candan üzerinden bankacılık faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve elde edilen suç gelirinin aklandığı belirtilmişti. Öte yandan mağdur temin etme görevlisi olan şüpheli Hacı İsrafil Sağlam iddianamede yer verilen ifadesinde örgüt toplantılarına katıldığını söyleyerek “Toplantılara üst kademeden herkes katılıyordu. Saha elemanları ve alt kademe asla katılamazdı. Örgütün üst yönetimindeki herkes iştirak ediyordu. Toplantıların ikisinde Nihal Candan’ı gördüm. Nihal Candan örgüt lideri Onur Apaydın’ın sevgilisiydi. Diğer şahıslar Nihal Candan’a saygı gösteriyor ve mesafeli davranıyordu. Nihal Candan’ın yanında örgütün iç işleyişine ilişkin konular araba alım satım işler konuşuldu” şeklinde beyanda bulunduğu da iddianamede ifade edilmişti. İddianamede Bahar Candan’ın ‘suç örgütüne üye olmak’ suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar ‘kişinin, kendisini kamu görevlisi veya banka, sigorta ya da kredi kurumlarının çalışanı olarak tanıtması veya bu kurum ve kuruluşlarla ilişkili olduğunu söylemesi suretiyle dolandırıcılık’ suçundan ise 2 kez 12 yıldan 40 yıla kadar olmak üzere toplamda 14 yıldan 44 yıla kadar hapisle, Nihal Candan’ın ise aynı suçlardan 8 yıldan 24 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. Öte yandan diğer 20 şüpheli hakkında ise değişen oranlarda hapis cezası istenmişti. Bahar Candan 20 Eylül 2024 tarihinde görülen duruşmada tahliye edilmişti.