Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kadın Kolları Genel Merkez AR-GE Başkanlığı Teşkilat Akademisi Liderlik Okulu Kamp Programı’nda açıklamalarda bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar:
Bilhassa tam 21 aydır İsrail’in vahşi saldırıları karşısında topraklarına, evlatlarına, izzetlerine cesaretle sahip çıkan Filistin’in, Gazze’nin yiğit kadınlarını partimiz adına, sizler adına kemal-i hürmetle selamlıyorum. O kadınlar ki, beyaz kefenlere sardıkları ciğerparelerinin arkasından gözyaşlarını sessizce içlerine akıtıyor. O kadınlar ki her türlü zorluğa, zorbalığa, zulme ve zahmete rağmen işgalcilere boyun eğmiyor. O kadınlar ki tam bir asırdır fedakarlığın, cesaretin, direnişin, muhteşem ve muazzam bir özgürlük mücadelesinin destanını yazıyor.
KARANLIĞI KOVANA DEK DİNLENMEYECEĞİZ
86 yıllık ömründe nice acıyı, işgali, katliamı, toprak gaspını gören Filistinli kadın şair merhum Fedva Tükan bu direniş ruhunu şöyle anlatıyordu: Gevşeklik, kızgınlık ve hiddet içimize asla geri dönmeyecek. Savaş meydanında alınlarımızda yorgunluk belirmeyecek. Dinlenmeyeceğiz. Karanlığı kovana dek dinlenmeyeceğiz.
Evet, sarsılmaz bir imanla, yıkılmaz bir iradeyle mücadele bayrağını hiç yere düşürmeyen Gazze’nin, Filistin’in kadınlarına bu kürsüden bir kez daha dayanışma duygularımızı ifade ediyoruz. İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür.
Liderlik Akademisi’nin kadın kollarımız başta olmak üzere partimiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Eğitimden medya ve iletişime, aile ve dijitalleşmeden diplomasi ve yapay zekaya birbirinden farklı alanlarda üç gün boyunca düzenlenecek atölyelerin, derslerin ve yan etkinliklerin verimli geçmesini diliyorum.
AK PARTI DAVASI YOK SAYILANLARIN DAVASIDIR
Birçok kez ifade ettiğim şu gerçeği bugün sizlere tekrar hatırlatıyorum. Biz, milletin sinesinden doğan, bu aziz milletin duasıyla yola çıkan, alnı ak, başı dik, kalbi ülkeye hizmet aşkıyla dolu bir siyasi hareketiz. Geride hayırla yâd edilecek eserler bırakmanın, gök kubbede hoş bir seda bırakmanın peşindeyiz. AK Parti davası, yıllarca kendi öz yurdunda, öz vatanında hor görülenlerin, ötelenen, örselenen, yok sayılanların davasıdır. Bu kutlu dava, bilgiyi erdemle, mücadeleyi hikmetle, kudreti tevazu ile harmanlayan hasbi ve harbi gönüllerin davasıdır. Hedefimiz büyük ve güçlü Türkiye’dir. Misyonumuz Türkiye Yüzyılı’nın tüm ihtişamıyla inşasıdır. Pusulamız bizi biz yapan kadim değerlerimizdir. Rehberimiz milletimizin, başımızın tacı olan muazzez iradesidir. Güç ve ilham kaynağımız ise siyasi parti, köken, inanç fark etmeksizin tüm fertleriyle 86 milyonun tamamıdır.
Evet, biz işte buyuz. Bunun için çalışıyoruz. Bunun için siyaset yapıyoruz. Atalar ne güzel söylemiş, “Sel ağzı yuva tutmaz.” Sizler de fevkalade sağlam bir temel üzerinde yükselen, harcı bin bir emekle, alın teriyle, fikir çilesiyle yoğrulmuş Erdemliler Hareketi’nin mensuplarısınız. Biz partimizi böyle kurduk. Erdemliler Hareketi dedik. Yola da böyle çıktık. Bugün aramızda olan Kadın Kolları ilçe başkanlarımızın, il başkanlarımızın, teşkilat başkanlarımızın ve Merkez Karar Yönetim Kurulu üyelerimizin bu şuurla çalışmasını, milletimize bu bilinçle hizmet etmesini bekliyorum.
Liderlik önünü görmek değil, dağın arkasında neler bulunduğunu, hangi risklerin ve fırsatların sizi beklediğini öngörebilmektir. Ülkemizin son 23 yıldaki en büyük avantajı, AK Parti gibi vizyoner, çalışkan, dirayetli ve liyakatli kadrolara sahip olmasıdır. Muhalif veya muvafık fark etmeksizin, elini vicdanına koyan herkes şu gerçeği ikrar ediyor.
VESAYET ODAKLARINI DAĞITTIK
AK Parti olarak eserlerimizle, hizmetlerimizle, icraatlarımızla, proje, reform ve yatırımlarımızla Türkiye’ye, tarihinin en başarılı yıllarını yaşattık. 783 bin kilometrekare büyüklüğündeki vatan topraklarının her bir karışına mührümüzü vurduk. Adımızı şanla, şerefle milletin gönlüne yazdırdık. Hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinden savunma sanayi atılımlarına, eğitim ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinden aile ve sosyal politikalara, Türkiye’yi çok yüksek bir seviyeye çıkardık. Yasakları kaldırdık, vesayet odaklarını dağıttık, kendilerini milletten üstün gören kibir abidelerine hep birlikte hadlerini bildirdik.
Elbette bu mücadele kolay olmadı. Dikensiz bir gül bahçesinde yürümedik. Önümüzü kesmek için her yolu denediler. Gazete küpürleriyle partimizi kapatmaya çalıştılar. Gece yarısı bildirileriyle bizi sindirmeye kalktılar. Sokak terörüyle bize diz çöktürmek, milli iradeyi esir almak istediler. FETÖ gibi ihanet çeteleriyle önce 17-25 Aralık’ta, sonra 15 Temmuz’da üstümüze geldiler. Ama hiçbirinde muvaffak olamadılar. Her seferinde ya milletin çelikten iradesine ya da işte bu kadronun cesur, asil, vakur duruşuna tosladılar.
Baskılara boyun eğmedik. Tehditlere prim vermedik. Dik durduk ama hiçbir zaman diklenmedik. Milli iradeyi bu ülkede egemen kılmak, Türkiye’yi tarihine ve birikimine yakışır bir seviyeye ulaştırmak için ter döktük, emek verdik, mücadele ettik. İki günü eşit olan ziyandadır bilinciyle her günümüzü, her anımızı milletimize hizmet yolunda geçirmeye gayret ettik. Allah’a hamdolsun, her türlü engele, sabotaja, çelmeye rağmen pek çok alanda ülkemiz için tarihi kazanımlar elde ettik.
KADINLARI ASLA DOLGU MALZEMESI OLARAK GÖRMEDİK
Kardeşlerim, bu başarılardaki en büyük pay hiç şüphesiz kadınların oldu. AK Partimizi hanım kardeşlerimizle birlikte kurmuştuk. Çizgisiyle, duruşuyla, değer ve ilkeleriyle Türk siyasetinde yepyeni bir sayfa açan AK Partimiz, yine kadınların gayretleriyle yükseldi. Şunu açık ve net ifade etmek isterim. Çeyrek asra yaklaşan iktidarımızın her aşamasında, elde ettiğimiz her başarıda sizlerin emeği, katkısı, imzası, mücadelesi var. Metropollerden en ücra köylere, tüm evlere, tüm hanelere, tüm gönüllere kadınların sayesinde girdik.
Bu ülkenin kadınlarını, birilerinin aksine asla dolgu malzemesi olarak görmedik. Siyasette, bürokraside, akademide, iş dünyası ve sivil toplumda, hayatın her alanında kadınların aktif bir şekilde rol almasını, güçlü bir biçimde var olmasını sağladık.
Bakınız, burada son 23 yılın panoramasını yansıtmak adına sadece birkaç rakamı sizlerle paylaşmakta fayda görüyorum. 2004’te Anayasa’da yaptığımız düzenlemeyle kadın-erkek eşitliğini teminat altına aldık. Üniversitelerimizdeki kız öğrencilerin oranını %13’ten %53’ün üzerine taşıdık. Kadınların iş gücüne katılım oranını %27,9’dan %36 buçuğa yükselttik. Kadın kooperatiflerini güçlendirdik. Kadın girişimcilere yeni destekler, yeni hibe ve teşvik paketleri sunduk. Kadın istihdamını %25,3’ten aldık, %33’e taşıdık. Kadın milletvekili oranını %4,4’ten %27 seviyelerine biz çıkardık.
Maşallah bu coşkuyla 2028 bir başka olacak. Her zaman ne dedim; kale içeriden fethedilir. Kalenin içinde kim var? Kadınlar var.
Sıfır tolerans ilkesiyle kadına şiddetle mücadele ettik. Kapsamlı reformlarla etkin caydırıcı önlemleri hayata geçirdik. KADES ve elektronik kelepçe gibi uygulamalarla kadınların yanında biz olduk.
Türkiye’nin onurunu, milletimizin itibarını korumakta zaafiyet göstermeyeceğiz. Bu kadro kendi ülkesini süklüm büklüm halde ülkesini yabancı kuruluşlara şikayet eden bir kadro değildir. Özgür neredeydi, Almanya’da. Ülkemizi şikayet etmeye gitti. Şunu da üzülerek söylemek zorundayım. Kuvâ-yi Milliye’ciz deyip Batı’ya hoş görünmek için şekilden şekle giriyorlar. Güç odaklarına bel bağlayanlar bizim dirayetli duruşumuzu anlayamaz.