Bursa Sağlık Turizmi Derneği Başkanı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Metin Yurdakoş, EkoNorm’da Nail Özer’in sorularını yanıtladı.
Dr. Metin Yurdakoş’un açıklamaları şu şekilde;
“Sağlık turizmi insanların var olan sağlık problemlerine çare bulmak için bulundukları yerden başka yere transfer olması yani gitmesi demektir. Bu ülke içinde olabildiği gibi Anadolu’da olabilir. Köylerden, kasabalara oradan şehirlere geliyor. Şehirler arası olduğu gibi uluslararası düzeyde son zamanlarda çok arttı.
Çünkü ulaşım sorunu artık hemen hemen kalmadı. Yani bugün iki üç saatlik veya dört, beş saatlik uçak yolculuğuyla dünyanın çok uç noktalarına kadar gitmek mümkün. Eskiden kurduğunuz bir sağlık sistemi çok pahalı çünkü artık sağlık teknolojileri çok dar kapsama hizmet verdiğinde hem bolluk sağlayamıyorlar. Evet şimdi çok geniş insan kitlelerine hizmet verdiği için yüksek teknolojiyi kullanan çok gelişmiş sağlık sistemleri her ülkede kurulabiliyor ve dünyanın her yerinden de hastalar buraya şifa bulmaya gidiyorlar.
Türkiye son 10, 15 yıldır bu konuda ciddi adımlar attı. Tedbirler aldı, devletin çok güzel destekleri oldu. Farkındalık yaratıldı kamuoyunda özellikle sağlık kamuoyunda ve turizmde bunun firmalar katma değerinin yüksek olduğunun farkına vardı. Yani normal bir turistten çok daha fazla döviz ülkeye getirdiğinin ya da bu kuruma getirdiğinin farkına varıldı. Onun haricinde olayın tabii de insani yönü var. Yani derdine derman bulamamış. Izdırap içindeki bir hastayı siz ülkenizde tedavi edip geri gönderiyorsunuz. Bunun bir de manevi yönü var. Yani bir mutluluk oluyor karşımızdaki insanda. Bir organ nakli yapıyorsunuz büyük bir ameliyat ya da bir rehabilitasyon.
Bursa’nın bazı imkanları var. Yani bir kaplıca. Kaplıca turizminde ön planda zaten. Çok daha da öne çıkabiliriz. Hani şu anda tesis eksikliğinden turizm deyince tabii bir otelin içindeki bir sadece sıcak su ya da havuzu kas etmemek lazım. Tıbbi donanımlarla birlikte kullanımını ben kastediyorum. Teşhis eksikliğimizden olmamız gereken yerde değiliz ama Bursa’da sağlık turizminin amiral gemisi kaplıca olması gerekir. İstatistiklere yansımıyor tam olarak ama kısmen oluyor.
Hani bir dış turizme, dış turistlerin, sağlık turizminin çok fazla ihtiyacı var. Bilimsel kullanımıyla sunulan hizmetini ama bu hizmeti verecek tesis o kadar az ki. Yani bir iki tesis var. Biri bir iki arkadaşını aldı. Yani birkaç tesis var. Yani çok fazla tesis oldu. Uluslararası hastaya hitap edecek, sağlık turizmi yapabilecek, sağlık tesisi anlamındaki kaplıca merkezinin maalesef Bursa’da çok az. Bunların artması lazım güzel çalışmalar oluyor. Büyükşehir Belediyesi’nde var. Özel sektörden de girişimler var ve inşallah orta vadede belki beş altı sene sonra bunlar çok daha iyi bir hale geleceğine inanıyorum. Onun haricinde en basit gibi görünen bir kaplıca tedavisi var ama Bursa’da aynı zamanda organ nakli de var. Yani en modern teknolojilerle hastanelerimiz var. Kanser tedavilerinin de çok güzel merkezi Bursa. Yine mesela bu tip merkezler yani gerek Asya’daki ülkelerden gerekse körfez ülkelerinin çoğunda çok kısıtlı bu imkandır. Ama Türkiye’de çok iyi, Bursa’da da oldukça iyi yani. Kanser tedavisi, organ nakli, yine kalp ameliyatı yapacak güzel bir sürü tesislerimizde var yani.”
“Sağlık Bakanlığı bunların verileri tutuyor. Tabii Türkiye’de sağlık turistinin çok yoğun olduğunu söylemek büyük hata olur. Ama dediğim gibi koronavirüs olmasaydı çok daha iyi olacaktı bizim. Kendi merkezimize çoğunlukla ama yabancı hastalarımız da var. Dünyanın her yerinden geliyor. Yani Avrupa’dan gelen çok var, İngiltere, Fransa, Almanya, İsveç şu an. Yani orada ya bu kaliteyi bulamadığını düşünüyor abartmayalım herkes çok kaliteye ulaşamıyor yani biz Türkler olarak veya Türkiye’de yaşayan insanlar bunun çok farkında değil. Biz son on, on beş yıldır sağlık alanında çok iyi yerlere geldik. Türkiye olarak geldik.”