Psikolojiye meydan okuyan Rosenhan deneyi: Bildiklerinizi sorgulayacaksınız!

Psikolojiye meydan okuyan Rosenhan deneyi: Bildiklerinizi sorgulayacaksınız!

1969 – 1972 yılları arasında Stanford Üniversitesi’nde yer alan psikolog David L. Rosenhan tarafından yürütülen deneyde, psikoloji ve psikiyatrinin, akıl hastası olan insanlarla olmayan insanları ayırt edip edemeyeceği araştırıldı.

PSİKOLOJİK RAHATSIZLIKLAR DOĞRU TEŞHİS EDİLİYOR MU?

Yapılan deneyin sonuçları, dünyanın en prestijli bilim dergilerinden birisi Science’ta 19 Ocak 1973’te “Delilerin Arasında Akıllı Olmak (On Being Sane In Insane Places)” başlığı ile yayınlandı.

Yapılan Rosenhan çalışması, psikolojik rahatsızlıkları olan insanları ayırt edebilecek yönetmelere profesyonel olarak yeterince sahip olunup olunmadığını sorgulatıldı ve bu konu derin bir şekilde etik, sosyolojik ve bilim kavramları içerisinde tartışıldı.

ROSENHAN DENEYİ NEDİR VE NE OLDU?

1969 yılında ABD’de bir akıl hastanesinin kapısı çalındı. Kapıdaki kişi, ürkek ve bitkin bir şekilde kafasının içerisinde “boşluk, oyluk ve güm” gibi seslerin tekrar ettiğini söyledi. Kısa bir inceleme sonrası kişinin akıl sağlığının yerinde olmadığı tespit edildi ve hastaneye yatırıldı.

Ancak yatış işlemlerinden kısa bir süre sonra kişi, seslerin tamamen yok olduğunu ve artık kendisini çok daha iyi hissettiğini söyledi. Hastane çalışanları bu söylemi ciddiye almadı çünkü hastanın bu kadar kısa sürede iyileşmiş olmasını mümkün görmediler.

Böylece hiçbir akıl hastalığı olmayan bu kişi, hastanede tutuldu ve tam 3 hafta boyunca ilaçlar ile tedavi gördü.

Peki, bu kişi nasıl gerçekten hasta değildi? Çünkü hastaneye kafasının içerisinde sesler duyduğu yalanı ile başvuran aslında Stanford Üniversitesi psikoloji profesörü David Rosenhan’dı. Deneyi gerçekleştirmek için kendisi ve 7 arkadaşı ile beraber Rosenhan hastaneye yatırıldı.

Rosenhan, 7 arkadaşını sahte hasta olarak eğitti. Arkadaşlarını ABD’nin 5 eyaletinde farklı akıl hastanelerine gönderdi ve onlardan da aynı şeyleri yapmalarını istedi.

KİMSE HASTA DEĞİLDİ 

Hastaneye giderek kafalarının içerisinde ses duyduklarını söyleyecekler ve kısa bir süre sonra iyileştiklerini bildireceklerdi. Bu sırada hastanede çalışan profesyonel psikolog ve psikiyatristler durumlarını değerlendirecekti.

3 kadın 5 erkekten oluşan ve aralarında 3 psikolog, 1 çocuk doktoru, 1 psikiyatr, 1 psikolog öğrencisi, 1 ressam ve 1 ev hanımı bulunan bu 8 kişi, 12 akıl hastanesine bu şekilde başvurdu ve yatıp çıktı.

Grup içinde zihinsel bir hastalığı bulunan hiç kimse yoktu. Ekip üyeleri hastanelere başvururken kendi isim ve mesleklerini gizli tuttular.

 

HASTALIK TEŞHİSİ KONDU

Grup içinde en kısa sürede taburcu edilen sahte hasta 7 gün, en uzun süre hastanede kalan kişi ise 52 gün boyunca hiçbir semptom göstermemesine rağmen hasta olduğunu inkar ettiği için tedavi gördü.

Ayrıca hastaneler özenle seçilen tedavi merkezleriydi. Hastanelerde 8 hastanın 7’sine şizofreni ve sonuncusuna manik depresif psikoz tanısı kondu.

Uzmanların hiçbirisi hastaların birini bile sahtekar olarak teşhis etmedi. Hastaların sahte olduğunu fark edenler ise hastanedeki diğer akıl hastaları oldu.

SADECE ONLAR FARK ETTİ

8 kişinin etkileşime geçtiği 118 akıl hastasından tam 35 tanesi, bu kişilerin gerçek hasta olmadığını veya hastaneyi denetlemek için gelen gizli görevliler olduklarını söylediler.

Gerçek hastalar, sahte hastaların etrafı incelediğini, not tuttuğunu ve kendilerine hastane hakkında sorular sorduklarını belirttiler. Ayrıca bu olaylar hasta bakıcıların veya diğer personellerin gözü önünde olduğu halde dikkat çekmedi.

8 hasta toplamda 129 gün hastanede kaldı ve bu süreçte kendilerine toplamda 2100 adet ilaç verildi. Bazı sahte hastalar bakıcıların hastalara bakış açısını da değerlendirmiş hatta kendilerini değersiz hissetme halinin ortaya çıktığını kayıt etti.

Kısaca hastaların gelişimi yeterince takip edilmiyordu. Sahte hastaların doktorlar tarafından tedavi edilme süreleri günde 7 dakikaydı. Rosenhan, deneyde zihinsel hastalıklara geleneksel olarak yapılan teşhis yöntemlerini eleştirildi.

Kimi zaman yeterli belirtiler göstermeyen kişilere akıl hastalığı teşhisi konduğunu söylendi. Bunun sebebinin ise geleneksel kriterlerin yetersiz olmasından dolayı uzmanların hataya meyilli olabileceğini belirtildi.

BİLİM DÜNYASINDA BÜYÜK YANKI UYANDIRDI

Makale 1973 yılında Science dergisinde yayınlandıktan sonra Rosenhan’a karşı büyük bir tepki yağdı. Hatta kişiliğini eleştirenler bile oldu. Bir araştırma ve eğitim hastanesi Rosenhan’a meydan okudu ve 3 ay içerisinde kendilerine gönderecekleri sahte hastaları kolaylıkla ayırt edebileceklerini söylediler.

Psikolojiye meydan okuyan Rosenhan deneyi: Bildiklerinizi sorgulayacaksınız!

ROSENHAN’NIN CEVABI PSİKOLOJİYİ SORGULATTI

Bunun üzerine hastane 3 ayda kendilerine gönderilen 193 hastadan 41’nin kesin sahte hasta olduğunu ve ek olarak 42 diğer kişiden şüphelendiklerini belirttiler. Rosenhan’nın cevabı ise bilim dünyasının büyük bir trollü oldu. Rosenhan 3 ay boyunca hastaneye hiçbir sahte hasta göndermedi.

Bu durumla beraber hastalara konan teşhisler ve zorla yatırma işlemleri bir kez daha gündeme geldi.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir