Norm Haber

Sanal gerçeklik Alzheimer’a çare olur mu?

İnternetin geleceği olarak kabul edilen sanal gerçeklik, hastalıklara da çare olabilir mi? Sanal gerçeklik oyunları hızla büyüyor... Öyle ki bu oyunların yaşlıların bunamaya karşı mücadelesinde önemli bir rolü olabileceği iddia ediliyor.

Dünyada 50 milyonu aşkın insan demansla mücadele ediyor.

Yaşam süresi uzayınca, hastalığın görülme sıklığı da aynı oranda artıyor.

Hastalıkla mücadele edenlerin sayısının 2030’da 82 milyona, 2050’de ise 152 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor.

Milyonlarca insanın pençesinde olduğu bu hastalıkla, teknoloji aracılığıyla da mücadele edilmeye çalışılıyor. Son dönemde çalışmalar sanal gerçeklik oyunları üzerinde yoğunlaşıyor.

Pandemi döneminde fiziksel aktiviteleri kısıtlanan yaşlılar üzerinde yapılan araştırmalar umut oldu.

trthaber’den Esra Sayın’ın haberine göre; Amerika Birleşik Devletlerinde VR gözlüklerle sanal gerçeklik oyunları aracılığıyla yapılan araştırmalar, zihni ve bedeni aynı anda çalıştıran bu oyunların Alzheimer hastalığının ve diğer bunama türlerinin gelişimini ve ilerlemesini yavaşlatabileceğini gösteriyor.

Araştırmalarda sanal gerçeklik oyunlarının kas gücü, denge ve eklemler üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu sonucuna varıldı. Ancak bu konudaki çalışmalar henüz yeterli olarak kabul edilmiyor.

Esra Sayın, konuyu Sağlık Bilimleri Üniversitesi Nöroloji ABD Öğretim Üyesi Prof. Dr. Füsun Mayda Domaç ile konuşarak okuyucularına aktarıyor.

Domaç, halihazırda demans tedavisi için kullanılan ilaçların hastalığın iyileştirilmesinde veya durdurulmasında etkin olmadığını, tedavi için yeni yollar arandığını anlatıyor.

“Demans tedavisinde hem bireylerin yaşam kalitesini artırmak hem de eşlik eden davranışsal semptomları azaltmak için, uygun olan hastalarda, ilaç dışı yöntemler önerilebilmektedir. Araştırmalar, bilişsel müdahalelerin hafif ve orta dereceli alzheimer hastalığında zihinsel performans üzerinde kısmi olumlu sonuçlar yapabileceğini düşündürmektedir.”

SANAL GERÇEKLİK BEYNE EGZERSİZ DENEYİMİ YAŞATIYOR

Sanal gerçeklik, bireylere farklı bir yerde bulundukları hissini veren ve bilgisayar aracılığıyla yaratılmış 3 boyutlu ortam olarak tanımlanıyor. Dans etmek, yürüyüş yapmak arkadaşlarla sosyalleşme ve benzeri aktivitelerle beyne egzersiz deneyimi yaşatılması hedefleniyor.

“Sanal gerçeklikle geliştirilmiş egzersizler simüle edilmiş ortamlar ve etkileşimli video oyunu özellikleri içeren egzersizlerden oluşuyor. Bu egzersizlerin beyinde bazı maddelerin sentezini artırarak nöronları uyardığı düşünülüyor. Bugüne kadar yapılan az sayıdaki çalışmaların bir kısmında hafif evredeki hastalarda bilişsel fonksiyonlarda ve yaşam kalitesinde uzun süreli ve düzenli programların uygulanması sonucu kısmi düzelmeler olabileceği belirtiliyor.”

ABD’de yapılan araştırmalarda sanal gerçeklik egzersizlerinin yorgunluğu, gerginliği, depresyonu hafifletebileceği ve yaşam kalitesini artırabileceği yönünde etkileri gözlemleniyor. Bu yeni araştırmalar, sanal gerçeklikte harcanan zamanın, yaşlıların hafızalarını daha iyi bir şekle getirmelerine yardımcı olabileceğini gösteriyor. Ancak Füsun Domaç araştırmaların hala oldukça sınırlı olduğunun altını çiziyor.

“Son yıllarda kullanılan sanal gerçeklik ile geliştirilmiş egzersiz programları hastalar tarafından genellikle eğlenceli ve motive edici olarak görülüyor. Egzersizlere katılım ve uyum artıyor. Bu eğitimler sırasında sosyal etkileşimin de teşvik edilmesi amaçlanarak, sohbet edebilme, rekabet edilme veya birlikte yarışabilme olanakları da bulunuyor. Henüz demans tanısının konmadığı ama hafif bilişsel bozukluk denilen tabloda ve erken evre alzheimer hastalığında bu uygulamaları araştıran çalışmalar umut vaat edici olmakla birlikte, henüz yeterli kanıt düzeyine ulaşılamamıştır. Eşlik eden davranışsal ve psikolojik semptomların tedavisinde de bu yöntemlerin kullanımını destekleyen kesin kanıtlar yoktur.

Demansın geciktirilmesi için fiziksel olarak aktif olmayı ve egzersiz yapmayı gerektiren video oyunu gibi teknoloji odaklı fiziksel aktiviteler ilaç dışı destekleyici tedaviler olarak görülüyor. Sanal gerçekliğin demansın önüne ne kadar geçebileceği henüz bilinmese de şimdilik, bulgular olumlu bir yöne işaret ediyor.”

TÜRKİYE’DE DEMANSA RASTLANMA ORANLARI 

Demans yani halk arasında yaygın kullanımıyla bunama; hafızayı, dikkati, planlamayı, günlük işlerdeki ve mesleki işlerdeki yeterliliği, basit araç gereçlerin kullanımını, hobileri, ev işlerini etkileyen beyin sendromuna verilen isim. Alzheimer en sık görülen demans tipi..

Türkiye’de demansa yakalanma sıklığı yüzde 3,2… Bu oranın 2023 yılında yüzde 10’a, 2040 yılında ise yüzde 16’ya ulaşacağı öngörülüyor. Demansa rastlanma sıklığı yaşla paralel ilerliyor. 45 yaşından sonra kadınların yüzde 20’si, erkeklerin ise yüzde 10’unda hastalığın ortaya çıkma riski artıyor. 65 yaşından sonraki her 5 yılda ise demansa yakalanma ihtimali iki kat yükseliyor. 85 yaşındakilerin yüzde 20 ila 50’sinde demans gözleniyor.

Pasif sigara içiciliği ve hava kirliliği alzheimer riskini artırıyor

Sadece genetik değil, deman üzerinde çevresel faktörler de etkili… Özellikle iş yerinde maruz kalınan pasif sigara içiciliği ve hava kirliliğinin alzheimer hastalığı için potansiyel risk faktörü olduğu kabul ediliyor. Füsun Domaç beslenmenin demans üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor:

“Bilimsel çalışmada belli bir diyet tipinin demansın seyri üzerinde olumlu etkisine dair kesin bir kanıt gösterilmemiş olsa da sebze, meyve, baklagiller, kuruyemiş, zeytinyağı, tam tahıl ürünleri, balık ve kümes hayvanlarının tüketilmesini içeren, doymamış yağlardan zengin Akdeniz tipi beslenmenin hafıza ve bilişsel yetenekler üzerinde olumlu bir etkisi olduğu varsayılıyor. Omega 3, B6, B12, C ve E vitaminleri ile folik asit alınmasının hastalıktan koruyucu olabileceği düşünüyor. Tam tersine antioksidan içeriği düşük, doymuş ve trans yağlar içeren diyetlerin ise alzheimer geliştirme riskinde daha fazla artışa yol açtığı gösterilmiştir.”