Tarihin en tartışmalı Dünya Kupası!

Katar’da düzenlenen FIFA 2022 Dünya Kupası, kupa tarihinin en tartışmalı organizasyonu olmaya aday. Neden mi? İşte nedenler ve tartışmaların özeti…

Tarihin en tartışmalı Dünya Kupası!

Katarlı yetkililerin çeşitli açıklamaları, alkol yasağı, işçi hakları, ifade özgürlüğü, Rusya’nın kupa müsabakalarından ihracı, Katar’ın Dünya Kupası resmi elçilerinden birinin eşcinselliği ”beyindeki bir hasar” olarak nitelendirmesi…

Tüm bunlar birçok kişinin Katar 2022’yi tarihin en tartışmalı Dünya Kupası olarak nitelendirmesine neden oldu.

LGBT+ HAKLARI 

İngiliz Liverpool futbol takımının LGBT+ taraftar grubu Kop Outs’un kurucusu Paul Amann ”Başlangıçta umudum göçmenlerin çalışma koşullarında yaptıkları düzenlemeler gibi LGBT+ bireylerin hayatlarını da iyileştirmek için bazı tedbirler açıklamaları yönündeydi” diyor.

Amann, 2019 yılında Dünya Kupası organizasyon komitesi tarafından düzenlenen bir geziye katılmak üzere eşiyle birlikte Katar’a davet edilmişti.

Katar’da eşcinsel ilişkiler ve bu ilişkileri teşvik etmek yasadışı kabul ediliyor.

Eşcinsel ilişkide bulunduğu ya da bunu teşvik ettiği düşünülen kişiler para cezasından idama kadar çeşitli cezalara çarptırılıyor.

Buna karşın Dünya Kupası yetkilileri, turnuvaya maçları izlemek isteyen herkesin gelebileceğini, kimseye karşı bir ayrımcılığın söz konusu olmayacağını söylemişti.

Ancak Halid Salman’ın açıklamaları Paul Amann’ın ilk başta koruduğu iyimserliğe darbe vurmuş.

Amann ”LGBT+ bireylerin haklarını iyileştirme yönünde baskı altında kalan Katar şimdi tam aksine ayrımcılığı iki kat arttırmış görünüyor,” diyor.

Eşcinsel bireylerin hapse atıldığı ya da ”dönüştürme terapisine” maruz bırakıldıkları yönündeki haberler nedeniyle Paul Amann artık Katar 2022’ye gitmeyi düşünmediğini söylüyor.

”Katar yetkilileri LGBT+ bireylere karşı bu kadar kötü davranmaya devam ederken Dünya Kupası’na gitme fikri çok mantıksız” diye konuşuyor.

OYUNCULARI PROTESTOLARI 

Katar, uluslararası siyasetçilerin ve insan hakları savunucularının eleştirilerinin yanı sıra yeşil sahalarda da protesto ediliyor.

Danimarka formalarında marka logolarının neredeyse görülmeyecek kadar silik olacağı belirtilirken Danimarka, İngiltere, Fransa, Almanya ve Belçika da dahil olmak üzere dokuz takımın kaptanlarının maçlara gökkuşağı logosu taşıyan kolluklara çıkacakları belirtiliyor.

Takımların taleplerine rağmen, FIFA’dan henüz kaptanların bu kollukları takmalarının Dünya Kupası karşılaşmalarında oyuncuların siyasi eylemde bulunmalarını engelleyen kuralları ihlal edip etmeyeceğine dair bir açıklama gelmedi.

Uluslararası spor müsabakaları konusunda çalışmalar yapan akademisyen ve avukat Dr. Gregory Ioannidis, FIFA’nın çizgiyi nerede çekeceği konusunda zor bir ikilemle karşı karşıya olduğunu söylüyor.

Ioannidis, “Norveçli oyuncular tişörtlerinde bir açıklamaya yer verdiler. Sorun şu: Bu siyasi bir eyleme tekabül ediyor mu?” diye konuşuyor ve şöyle devam ediyor:

“Ben bunun yanıtını bilmiyorum. Bana neyin siyasi eylem olduğunu açıklayabilir misiniz? Bunu kimsenin açıklayabileceğini sanmıyorum. FIFA’nın karşısındaki problem de bu. ”

Paul Amann da eşcinsel haklarının temel bir sosyal mevzu olduğunu, siyasetle bir ilgisi olmadığını savunuyor ve oyuncuların LGBT+ haklarıyla ilgili yaptıkları açıklamalar nedeniyle cezalandırılmamaları gerektiğini söylüyor.

Oyuncular ve taraftarlar, siyasi eylem ve açıklamalarla ilgili kuralların nasıl tatbik edileceğini ancak turnuva başladıktan sonra görebilecekler.

İŞÇİ HAKLARI

Katar’daki inşaat işçilerinin çalışma koşulları da hassas tartışma alanlarından biri.

İnsan hakları ve işçi hakları alanında faaliyet gösteren danışmanlık firması Equidem’in kurucusu Mustafa Qadri “FIFA’nın ‘Ama bu siyasi bir açıklama, seni bir şekilde cezalandırmak zorundayız’ demesi çok yanlış olur” diye konuşuyor.

Equitem’in Katar’da çalışan ve Dünya Kupası müsabakalarının oynanacağı stadyumların inşasında da görev alan işçilerle yaptığı görüşmeler sonucunda, bazı işçilerin maaşlarını alamadıkları, aşırı sıcakta çalışmaya zorlandıkları ve kimi işleri alabilmek için kendilerinden ücret talep edildiği gibi sonuçlara varılmıştı.

Katar’la ilgili kimi haberlere göre ülkenin 2022 Dünya Kupası maçlarına ev sahipliği yapma hakkını kazandığı 2010 yılından bu yana 6 binden fazla işçi kötü çalışma koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.

Ancak Katar hükümeti bu bilgilerin yanlış olduğunu, sadece 37 işçinin Dünya Kupası inşaat sahasında hayatını kaybettiğini, bunlardan da yalnızca üçünün ölümünün çalışma koşulları nedeniyle olduğunu savunuyor.

Yetkililer, ülkede yabancı işçilerin iş değiştirmek ya da ülkeyi terk etmek için iş verenlerinden izin almalarını gerektiren “kafala” sisteminin kaldırılmasını da çalışma koşullarında yaptıkları olumlu düzenlemelere bir kanıt olarak gösteriyor.

Ancak Mustafa Qadr bazı reformların işçilerin hayatını olumlu etkilediğini kabul etmekle birlikte yapılan değişikliklerin yeterli olmadığını söylüyor.

NEDEN EV SAHİBİ OLDU?  

LGBT+ ve işçi hakları konusundaki tartışmalar, birçok kişinin FIFA’nın 2022 Dünya Kupası’nın Katar’da oynanması kararının da sorgulanmasına yol açtı.

2015’te İsviçreli savcılık makamları ve ABD Adalet Bakanlığı tarafından açılan yolsuzluk soruşturmaları da tartışmaların bir parçası.

Katar, herhangi bir yolsuzluk yapıldığı suçlamalarını yalanlamış ve FIFA da 2017’de kendi yürüttüğü soruşturma sonucunda Katar’ın Dünya Kupası’na ev sahipliği yapması önünde bir engel olmadığına karar vermişti.

Kararı destekleyenler çeşitli kesimlerin baskı altında olduğu toplumlarda bu tür uluslararası spor organizasyonlarının düzenlenmesinin bu ülkelerin gelişmesi ve değişmesi yönünde olumlu bir itici güç olacağını savunuyordu.

Mustafa Qadr, Dünya Kupası’nın Katar’daki insan hakları sicili hakkındaki tartışmaları daha görünür kıldığını kabul ediyor ama bu fırsatın yeterince değerlendirilmediği görüşünde.

Dr. Gregory Ionnidis de “FIFA kapsayıcı bir ortam yaratmak istiyor. Bir ülkenin dışarı açılmasını sağlarsanız belki bireysel haklar konusunda da farklı bir tutum izlemeye onları ikna edebilirsiniz diye düşünüyorlar,” diyor.

Ancak birçok kişi varolan çetin tartışmalar nedeniyle FIFA’nın kararının yanlış olduğunu savunuyor.

RUSYA’NIN İHRACI

FIFA’nın Rusya’yı ön elemeler aşamasında 2022 Dünya Kupası’nın dışında tutması kararı ise özellikle Batılı ülkelerde olumlu karşılandı.

Sahada kuralların ihlal edilmesi ya da idari bir takım ihlaller durumunda kimi ülkelerin müsabakalar dışında tutulması geçmişte görülürken futbolla ilgili olmayan bir konu nedeniyle bir ülkenin Dünya Kupası’ndan ihracı ender görülen bir durum.

Bugüne dek yalnızca İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve apartheid döneminde Güney Afrika benzeri yaptırımlarla karşı karşıya kalmıştı.

Dr. Ionnidis “FIFA siyasi meseleleri oyunların dışında tutmak istiyor ama kendisi de politik bir organizasyon ve kaçınılmaz olarak politik kararlar almak zorunda,” diye konuşuyor.

Rusya’nın Dünya Kupası’ndan ihracı kararı Polonya, Çekya ve İsveç’in takımlarının Ukrayna işgali nedeniyle Rusya karşısında oynamayı reddetmelerinin ardından alınmıştı.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

FIFA, Katar’daki Dünya Kupası’nın “ilk karbon nötr turnuva” olacağını iddia etmişti.

FIFA’ya göre Dünya Kupası’nda 3,6 milyon ton karbon üretilecek ve bu üretim bazı inisiyatiflerle dengelenecek.

Çevreciler ise bu iddianın “tehlikeli ve yanıltıcı” olduğunu, organizasyonun aslında söylenenin üç katı daha büyük bir karbon ayak izi ortaya çıkaracağını söylüyor.

Lancaster Üniversitesi’nden Mike Berners-Lee “FIFA’nın karbon ayak izi tahminini inceledik ve 10 milyon tonun çok üzerinde olduğunu düşünüyoruz, yani en az üç katı” dedi.

Manchester Üniversitesi’nden iklim uzmanı Prof. Kevin Anderson da FIFA’nın iddiasının “çok yanıltıcı ve tehlikeli olduğunu” vurguladı.

Anderson, “Bu turnuvanın doğrudan bir insani maliyeti olacak. Bir spor organizasyonu için dev bir miktar bu. Bu emisyonların etkileri dünya çapında hissedilecek,” diye konuştu.

Bilim insanları, FIFA’nın sürdürülebilirlik stratejisindeki karbon hesaplamalarının hatalı olduğunu, şüpheli karbon dengeleme uygulamasının sorumluluğunun taraftarlara yüklendiğini söylüyor.

REFORM

Ülkesine yönelik sert eleştiriler karşısında Katar Emiri Tamim Bin Hamad Al Thani şöyle konuştu:

“Onlarca yıldır Orta Doğu kendisine yönelik ayrımcılıktan muzdarip oldu. Bu ayrımcılık insanların bizi yeterince tanımamalarından ya da kimi durumlarda bizi tanımayı reddetmelerinden kaynaklanıyordu.”

Katar Emiri ülkesinin kaydettiği gelişmeden, reform ve ilerlemelerden de gurur duyduğunu söyledi.

Ancak Katar 2022’nin başlama tarihi yaklaştıkça gerek saha içi gerekse saha dışı tartışmalar ve protestolar devam edecek gibi görünüyor.

(Kaynak BBC Türkçe)

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir