Bu yıl 30’uncusu gerçekleştirilecek Adana Altın Koza Film Festivali’nin Dünya Sineması seçkisi belli oldu. Festivalde Türkiye prömiyerleri yapılacak filmler arasında 76’ncı Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanan “Bir Düşüşün Anatomisi” ve Gümüş Aslan ödüllü “Kötülük Diye Bir Şey Yok” gibi yapımlar yer alıyor.

18-24 Eylül tarihlerinde Esas 01 Burda AVM ve Cinema Pink salonlarında gösterime sunulacak uluslararası seçki; Berlin, Cannes, Venedik ve Locarno gibi birçok film festivalinde ödüllendirilmiş filmleri içeriyor.

Dünya Sineması seçkisi; ‘Avrupa Rüyası’, ‘Özgürlüğün Yolları’ ve ‘Anısına’ bölümlerini de kapsıyor. Geçen yıl 13 Eylül tarihinde vefat eden Jean-Luc Godard ve bu yıl 10 Şubat’ta hayatını kaybeden Carlos Saura da birer film gösterimiyle anılacak.

Seçkide yer alan filmler şu şekilde:

Bir Düşüşün Anatomisi / Anatomie d’une Chute (Justine Triet)

76 yıllık Cannes Film Festivali tarihinde Altın Palmiye kazanan üçüncü kadın yönetmen olan Justine Triet,  sebebi belirsiz bir düşme sonucu ölen kocasını öldürmekle suçlanan bir kadının dava sürecini konu alıyor.

Sararmış Yapraklar / Kuolleet lehdet (Aki Kaurismaki)

Cannes Film Festivali’nde Jüri Ödülü ve Uluslararası Film Eleştirmenleri Federasyonu – FIPRESCI’nin yılın en iyi filmine verdiği Grand Prix’ye de değer görülen “Sararmış Yapraklar” Aki Kaurismaki’nin minimalist, incelikli ve dürüst sinemasının bir örneği.

Bir Skandalın Ardından / May December (Todd Haynes)

Julianne Moore ve Natalie Portman’ın rol aldığı film, magazin dergilerine konu olan, kötü şöhretli aşklarının tüm ülkeyi etkisi altına almasından yirmi yıl sonra, geçmişleriyle ilgili çekilecek bir film için araştırma yapmak üzere bir aktrisin gelmesiyle evliliklerinin dinamikleri değişen bir çifte odaklanıyor.

Fani Dizeler /Ayeh Haye Zamini (Ali Asgari, Alireza Khatami)

Cannes’da ‘Belirli Bir Bakış’ bölümüne seçilen İran yapımı “Fani Dizeler”, öğretmenlerden bürokratlara kadar çeşitli sosyal otoriteler tarafından kendilerine dayatılan kültürel, dini ve kurumsal kısıtlamaları aşmaya çalışan insanları izliyor.

Sömürgeciler / Los Colonos (Felipe Gálvez)

Şili’deki yerli halkların uğradığı soykırımdan kesitler sunan Western tarzındaki film, ‘medenileştirme’ adı altında yapılan mezalimi de gözler önüne seriyor. Film, 76’ncı Cannes Film Festivali Belirli Bir Bakış bölümünde FIPRESCI Ödülü aldı.

Hayvan Krallığı / Le règne animal (Thomas Cailly)

Başrollerini Romain Duris ve Adele Exarchopoulos’un paylaştığı film, günümüz Avrupası’ndaki muhafazakar eğilimler, mülteci akını ve ‘öteki’ye bakışla kutuplara ayrılan toplumun fantastik bir yansıması.

Kötülük Diye Bir Sey Yok / Aku Wa Sonzai Shinai (Ryusuke Hamaguchi)

Venedik Film Festivali’nde Jüri Büyük Ödülü Gümüş Aslan ve FIPRESCI Ödülü kazanan “Kötülük Diye Bir Şey Yok”, sınır tanımayan kapitalist ‘girişimin’ acımasız doğa tahribatını ele alıyor.

Nezouh (Soudade Kaadan)

Geçen yıl Venedik Film Festivali ‘Ufuklar’ bölümünde ‘İzleyici Ödülü’ kazanan “Nezouh” savaştan kaçamayıp, patlayan bombalara ve çatışmalara rağmen ülkesinde kalanların direnişini ve hayallerini anlatıyor.

Öğretmenler Odası / Das Lehrerzimmer (İlker Çatak)

Almanya’nın Uluslararası Film kategorisinde Oscar adayı olan film; gayet ilerici, sorunsuz gibi görünen sıradan bir Alman okulundaki minik bir hırsızlıkla başlayan olayların gittikçe büyümesi, iradenin ve idarenin kontrolünden çıkmasını anlatıyor.

Deniz Kızı / La Sirène (Sepideh Farsi)

Yönetmeni Farsi’nin ilk canlandırma filmi olan “Deniz Kızı”, 1980 yılının Abadan’nına, Irak kuşatmasına direnen İran’ın petrol başkentine götürüyor izleyiciyi. Kuşatmaya rağmen şehirden ayrılmayan ve büyükbabasının yanında kalan 14 yaşındaki gencin direnişini anlattığı öykü, bölgede günümüzde de süren gerilim ve huzursuzluğa ayna tutuyor.

Gölgesiz Kule / Ba the zhi guano (Zhang Lu)

Film, babasıyla yıllar sonra buluşan orta yaşlı bir yemek eleştirmeni üzerinden bir arada olmanın, dayanışmanın ve birlikte yaraları sarmanın mümkün olabileceğini anlatıyor.

Yankılar / El Eco (Tatiana Huezo)

Yönetmenine Berlin Film Festivali ‘Karşılaşmalar’ bölümünden ‘En İyi Yönetmen Ödülü’nü getiren belgesel, ücra bir köyde, doğanın kucağında hayvanlara ve yaşlılara bakan çocukları anlatıyor. “Yankılar”, Berlin Film Festivali Belgesel Ödülü’nün de sahibi oldu.

Saman Altında Su / Piso apo tis thimonies (Asimina Proedrou)

Dayanışma namına bir araya gelen, refahını layıkıyla paylaşan, ifade özgürlüğünün, sosyal hakların, insanca yaşamanın simgesi olarak düşünülen Avrupa fikrini sorgulayan iki filmin gösterileceği ‘Avrupa Rüyası’ başlığındaki filmlerden birisi olan “Saman Altında Su”, Avrupa idesindeki vahim dağılmayı tespit etmeye çalışıyor.

Europa (Sudabeh Mortezai)

Filme adını veren Europa adlı şirketle olan eşitsiz mücadelenin ardındaki çıkar odakları aracılığıyla Avrupa’nın batısının doğusuna yaklaşımını eleştiren film; Arnavutluk’ta evine, köyüne, ekip biçtiği toprağa sahip çıkmaya çalışan bölge halkıyla hayırseverlik kisvesiyle ortaya çıkan çokuluslu bir şirketi karşı karşıya getiriyor.

Serseri Aşıklar / À bout de souffle (Jean-Luc Godard)

Fransa ve dünya sinemasında çığır açan ‘Yeni Dalga’ akımıyla özdeşleşen Godard’ı dünyaya tanıtan film olmanın yanı sıra Godard’ın verdiği onlarca başyapıtın ardından bile hala en sevilen ve ikonlaşmış filmi kabul edilir.

Carmen (Carlos Saura)

George Bizet’nin Prosper Merimee’nin aynı adlı novelasından operaya dönüştürdüğü “Carmen”in İspanyol uyarlamasını sahneleyen bir ekip ekseninde gelişen film, ‘Altın Palmiye’ için yarıştığı 1983 Cannes Film Festivali’nde ‘Sanatsal Katkı Ödülü’ ve ‘Teknik Büyük Ödülü’ kazandı. Yabancı Film Oscar, Altın Küre ve BAFTA adayı da olan “Carmen”de Laura del Sol, Flamenko yıldızları Antonio Gades, Paco de Lucia ve Christina Hoyos ile birlikte oynuyor.

“Carmen”in bu yıl restore edilerek Cannes Classics kapsamında gösterilen 4K kopyası Türkiye’de ilk kez Adana’da gösterilecek.