Sultanahmet Meydanı’nda bulunan eski Defter-i Hakani Nezareti (Tapu Kadastro Müdürlüğü) binası, 2023 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Ayasofya’nın kuruluşundan itibaren günümüze gelene kadar geçirdiği değişimlerin anlatıldığı bir müzeye dönüştürülmüştü.

Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi, Ayasofya’nın bin 700 yıllık tarihini, son teknolojilerin yardımıyla görsel ve işitsel bir şölen olarak ziyaretçilere sunmaya başlamıştı.

Ayasofya-i Kebir Câmi-i Şerifi’nin tarihine ışık tutan müze, zengin ve çeşitlendirilmiş yeni eser koleksiyonu ile kapılarını tekrar açtı.

Müzenin teşhirine eklenen 30 yeni esere ziyaretçiler yoğun ilgi gösterdi. Güncellenen ‘Müze Tarihi Eserler Koleksiyonu’ arasında, 15. yüzyıldan kalan Kur’an-ı Kerim ve Kur’an-ı Kerim cüzü, nadide şamdanlar ve Hıristiyanlık dinine ait litürjik malzemeler yer alırken, bu parçalar ziyaretçilere geniş bir tarih yelpazesinde yolculuk yapma imkanı sunuyor.

Ayasofya’nın yapımında kullanılan ve üzerinde eski Grekçe kitabelerde bulunan tarihi tuğla ile Fossatti Kardeşler tarafından yapılan ve kubbedeki dört Seraphim Meleği’nin yüzünü kaplayan bronz madalyonlar da sergileniyor.

Müze, İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Ayasofya Camii Vakfı’na dair belgeleri sergiliyor.

Bu belgeler, vakfın idaresi ve yapılan harcamalar hakkında detaylı bilgiler sunuyor.

Fatih Sultan Mehmet bölümünde sergilenen vakfa ait tarihi belgeler, ziyaretçilere tarihin derinliklerine gitme fırsatı sunarak, bu eşsiz mirasın korunmasının ve anlaşılmasının önemini vurguluyor.

Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi’ne yeni eklenen eser koleksiyonu hakkında konuşan Ayasofya Tarih ve Deneyim Müze Müdürü Murat Bozcu, “Burası Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde tapu hizmetlerinin yürütüldüğü bir bina olarak kullanılıyorken, 2023 yılında Ayasofya-i Kebir Câmi-i Şerifi’nin bin 700 yıllık tarihinin anlatıldığı bir müzeye dönüştürüldü. Sultanahmet Meydanı’nda ayrı bir bina olarak hizmet veren müzemizde, ilk iki katta son teknolojik imkanların kullanıldığı, gelişmiş görsel ve işitsel sistemlerin bulunduğu bir dijital bölümümüz var. Buradaki zengin içerik sayesinde ziyaretçilerimiz Ayasofya’nın ilk inşasından itibaren Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesine ve Ayasofya’yı bir camiye çevirmesine bununla ilgili Ayasofya Vakfı’nı kurmasına daha sonra Sultan 2. Selim döneminde Mimar Sinan’ın, Ayasofya’ya yaptığı güçlendirmeler, mühendislik harikası destekler gibi bilgiler de dijital bölümde anlatılıyor. Ayasofya’nın günümüze kadar bin 700 yıllık tarihi, keyifli bir deneyim şeklinde ziyaretçilerimize veriliyor. İçinde bulunduğumuz ve tarihi eserlerin sergilendiği müze katında, ziyaretçilerimiz bu deneyimden elde ettikleri bilgileri hem tarihi eserleri bizzat görüp inceleyerek hem de burada verilen akademik bilgileri alarak pekiştirmiş oluyorlar. Müzemiz 2023 yılında ilk defa ziyarete açılmıştı ama geçtiğimiz haftalarda tamamlanan çalışmalarla bazı değişiklikler gerçekleştirildi. 30 adet yeni eser müzemizin teşhirine eklendi. Böylelikle toplam 204 adet eser şu an itibariyle müzemizde sergileniyor. Ayasofya’nın fetihten sonra bir cami olarak kullanıldığı süreçteki Kur’an-ı Kerimler, cüzler, Kur’an rahleleri, seccadeler, minber sancakları, şamdanlar gibi yine çok kıymetli nadide eserler müzemizde sergileniyor. Yine sergiye eklenen eserlerden önemli bir grupta, Anadolu’daki kiliselerde bulunup müze envanterine kaydedilen, muhafaza altına alınan litürjik malzeme olarak tanımlanan eser grubudur” dedi.