İlhami Yıldız
İlhami Yıldız
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Asıl bayram ne zaman olur?

Bugün mübarek Ramazan Bayramı.

Klasik olarak bayramınız mübarek olsun, tüm Türk-İslam âleminin bayramı mübarek olsun, der geçerdim.

Ama olmuyor.

Deyip geçemiyorum.

Nerede eski bayramlar deyip derin bir oh çekiyorum.

Ardından;

Önce çocukluğuma gidiyorum.

Küçüklüğümde yaşadığım bayramlar film şeridi gibi gözümün önünden geçiyor.

Belki klasik bir ifade, fakirdik ama mutluyduk.

Şimdi ise doyumsuz olduk.

Dünyayı verseler, evrene talip olacağız.

Ardından aklıma ebediyete uğurladığım annem, babam ve tüm yakınlarım geliyor.

Yaşadığım güzel anlar geliyor.

Belki de bu kısa film şeridinin en güzel görüntülerinden biriydi o anlar.

Film bitince;

Annem babam tekrar aklıma gelince işte o zaman freni boşalmış kamyon gibi gözyaşlarım sel oluyor.

Sonra kendimi toparlıyorum.

Ayakta kalmak zorundayız, ölenle ölünmüyor deyip bize dünyada biçilen rolü, ömür eksenimizde oynamaya, çok kısa bir moladan sonra, diğer bir deyiş ile gözümün önünden geçen kısa metrajlı filmin ardından şimdi gerçeklerle yüzleşmeye başlıyorum.

Bir noktada vicdan muhasebesi yapmaya başlıyorum.

Düşündükçe boğazım düğümleniyor, yine az önce akan gözyaşlarım yeniden sicim sicim yüzümden akıyor.

Aktıkça bu sefer dünya coğrafyasında yolculuk yapıyorum.

Önce ata topraklarımız Doğu Türkistan’a gidiyorum. O coğrafyanın insanları bu bayrama da hem yetim hem öksüz giriyor.

Doğu Türkistan’da akan gözyaşları, haber alınamayan milyonlarca ırkdaşımız ve dindaşımız için akıyor. Onlar bayramı zindanlarda karşılarken nasıl bayram edelim!

Doğu Türkistan’dan Balkan coğrafyasına geliyorum.

Oraya gelince de aklıma Avrupa’nın göbeğinde Srebrenitsa’da katledilen Müslüman Boşnaklar geliyor.

Binlerce Müslüman bir gecede katledildi.

Avrupa’nın göbeğinde katledilen Boşnakların tek suçu Müslümanım demekti.

Peki, sözde insan hakları savunucusu, sözde medeniyetin beşiği olan ülkeler ne yaptı!

Hiçbir şey yokmuş gibi hayatlarına devam ettiler.

Timsah gözyaşlarını bile akıtamadılar.

Sonrasında, Kosova’da ya da diğer bir deyiş ile dağılan Yugoslavya’nın Müslüman ve Türk coğrafyasında yaşanan katliamlar ve hayatını kaybeden ırkdaşlarım ve dindaşlarım aklıma geliyor.

Onların da tek suçu Avrupa’da dinim İslam demekti.

Toplamda 2 milyara yaklaşan İslam coğrafyasında gözyaşları dineceğine her gün bu gözyaşlarına yenileri ilave oluyor.

Her gün yüzlerce, hatta binlerce insan savaştan, açlıktan hayatını kaybediyor.

Binlerce çocuk yetim ve öksüz kalıyor.

Buna rağmen;

İman gücü ile hayata tutunup İslam coğrafyasının değişik ülkelerinde bir dilim ekmeğe muhtaç aç haliyle oruç tutan milyonlarca Müslüman aklıma geliyor.

Bırakın ekmek bulmayı onlar bir bardak su bile bulamıyorlar.

Dünyanın değişik coğrafyalarında Müslümanları birbirine düşman eden, kırdıran güç, bunları gördükçe bıyık altından kıs kıs gülüyor.

Nasıl da başardım diyor.

Sadece bu kadar mı?

Filistin’de güç denemesini 10 yaşındaki çocuklar üzerinde yapan, ne olduğu belli olmayanlar.

Bir tarafta bunlar yaşanırken, diğer tarafta ise ayak ayaküstüne atmış, ağzındaki purosu ile gelecek dolarları hayal eden, ellerini ovuşturan güçler.

Neticede onun sağ gözü dolar, sol gözü euro.

Sol eli altın, sağ eli petrol.

Varı yoğu para.

Ya da diğer bir ifade ile dini imanı para…

Onlar kendince bayram ediyorlar.

İslam coğrafyasının gerçek anlamda asıl bayramı ne zaman olur?

Doğu Türkistan’da soykırıma ve baskıya maruz kalan dindaşlarımız inançlarını yaşamaya başladığı gün,

Asıl bayram, Mescidi Aksa’da silahların kalktığı, minarelerin gölgesinde namaz kıldığımız zaman,

Avrupa’da Müslümanım dedikleri eski Yugoslavya’da şehit edilenlerin gerçek anlamda hesabı sorulduğu gün,

Asıl bayram yılın 12 ayını Ramazan ayı gibi geçirdiğimiz zaman,

Asıl bayram, İslam’ın beş şartından biri olan zekâtın gerçek hak sahiplerine ulaştığı gün,

Asıl bayram, 10 yaşındaki Filistinli çocuğa silah sıkılmadığı zaman, çocukların beraber oynadıkları gün,

Velhasıl asıl bayram, çocukların ölmediği, savaşların durduğu insanlığın tavan yaptığı mazlumların güldüğü, zalimlerin ise yok olduğu gündür.

Tüm dünyanın barış ve huzur içinde yaşadığı gün asıl bayramdır.

Bize düşen bu bayramlara ulaşmak için gayret göstermektir.

Yine de bugünün dünden daha iyi geçmesi dileğiyle başta sevgi okuyucularımız olmak üzere Türk-İslam âleminin mübarek Ramazan bayramını tebrik ediyor, tüm insanlığa hayırlar getirmesini diliyorum.

 

HABERLER