Nail Özer
Nail Özer
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bayramlık sorular

On iki seçim kaybeden parti CHP değil de AKP olsaydı ne olurdu?

Günlerdir havuz medyasının konuşan kafaları çok moralsiz.

O kibirlerinden, o belagatlarından eser yok.

Bu seçimi muhalefetin kazanmadığından bahisle, CHP’nin zaferini AKP seçmeninin sandığa gitmemiş olmasına indirgiyorlar. Yukarıdaki sorunun yanıtı, onların bu züğürt tesellisi mantığını çökertmeye yetiyor.

Bayramlık ilk soruyu yinelersek;

On iki seçim kaybeden parti AKP olsaydı ne olurdu?           

AKP diye bir parti kalmazdı!

Oysa bugün zaferini küçümsedikleri CHP, 1950’den bu yana hiçbir zaman “tek başına” iktidar olamadı. Yani 74 yıldır…

Nedenleri ayrı bir yazı konusu ve bir kısmı bizim geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yazdığımız “CHP ve Yüzyıllık Yalnızlık“ yazısında kısmi değerlendirmelerimiz mevcut.

CHP nin onca yıllar içinde kaybettiği seçimler ve 12 Eylül darbecileri tarafından 11 yıl kapatılmış olması da cabası.

Ancak, bu ülkenin kuruluşu demek olan Türkiye Cumhuriyetinin “muasır medeniyet seviyesine ulaşması” inancı, milyonlar tarafından içselleştirilmiş durumda. Bu inanç CHP’nin kurumsal kimliğinin yanı sıra birçok siyasi partide de vücut bulmuş ve sandığa yansımıştır yıllar içinde.

Mülteci akınına yol vererek demografik yapıyı değiştirme girişimleri, eğitim sisteminin giderek kötüleştirilmesi, tarikat ve cemaatlerin bürokraside yuvalandırılması, tüm bu yoksullaştır-muhtaç et ekonomisinin amacı işte bu inancı kırmaya çalışmaktan ibaret nafile bir çaba.

Bu seçim yenilgisi, ucube başkanlık sisteminin sonuçlarından biri aynı zamanda. Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşarak yaşanılan ahlaki, hukuki erozyonun reddi bir anlamda.

Ancak mağluplar tarafından anlaşılmış gibi durmuyor.

Bursa yerelinde 20 yıl sonra partisine Bursa’yı kaybettirmiş olan Alinur Aktaş var. Seçim akşamı ekrana çıkıp “Bu akşam çok rahat uyuyacağım“ pişkinliği ile yaptığı yenilgi değerlendirmesi, partisinin ileri gelenleri tarafından da tepki ile karşılanmış durumda.

Oysa partisinin genel başkanı “seçmenden alınacak mesajı aldık gereğini yapacağız” diyor.

Peki, bu yenilginin dönüşü olur mu?

Jean-Paul Sartre, ‘Kaybetmesini bilen, kazanacaktır’ der.

Çünkü yenilgiyi “mış” gibi yaparak kuyruğu dik tutmaya çalışmanın bedeli ayrıca olur. Ama isterseniz de size hiç oy vermeyenlerin hiç inanmayanların ve artık o sandığa giderek yeniden ampule basmayı içine sindiremeyen insanların;

Kadrolu gazetecilerinizden,

Çakarlı arabalarınızdan,

Beşli çetenizden,

Torpilinizden,

Liyakatsizliğinizden,

Küçük reisciklerinizden,

Birken 5 katına mal edilen projelerinizden,

Size oy verenleri ‘teba’ sanmanızdan,

Uydurma tarihinizden bıkmadılar mı acaba ?

Bir dönüp bakmanın zamanı gelmedi mi?

HABERLER