Nail Özer
Nail Özer
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Yaz okumaları

Okumanın yazı kışı olmaz demeyin. Oluyor.

Mesela kışın 600-700 sayfalık bir klasik her daim elimin altındadır. Bazen 10 bazen 60 sayfa bir solukta okunmayı bekler. O sırada duyduğum, rastladığım, merak ettiğim farklı konularda birçok kitap da elimden akar geçer.

Kışın uyumadan önce, gece yarısı uykum kaçınca.

Ya da pandemi ile beraber evde geçirilen zaman arttıkça okumak için hep fırsat kollar durumdayım.

Lakin yazın başka.

Evin dışında açık hava bir yerde ya da balkonda güneşli bir öğleden sonrası mesela. Sayfaları ürperten ılık bir rüzgar ile baş başa kalınabilecek zamanları seçerim. Bir yudumda okunup son sayfası bitince arkaya yaslanıp gerçek dünyaya dönme konusunda sizi hayıflandıracak kitaplar daha çok ilgimi çeker.

Bu türden kitapların benim için tartışılmaz yazarı da Gabriel Garcia Marquez‘dir.

O nedenle bu yazın okumaları listesinin başına Kolera Günlerinde Aşk kitabını koydum.

Son birkaç yıldır Karaburun’da, sakinliği, deniz ve havasının ferahlığı ile avunduğum tatiller yapıyoruz ailecek. Hani Nazım’ın Şeyh Bedrettin Destanı‘nın şu dizelerinde geçen Karaburun’dan söz ediyorum.

Duyduk ki Mustafa huruç eylemiş, Aydın elinde Karaburun’da.
Bedreddin’in kelamını söylemiş, köylünün huzurunda.”

Karaburun’a dair fasıldan devam edersek, tarihe ayrı bir parantez açan dev eserinde Nazım şöyle devam ediyor:

“- Dost musunuz düşman mı? dedi.

Dost iseniz hoş geldiniz.

Düşman iseniz boynunuz kıldan incedir.

– Dostuz, dedik.

Ve o zaman öğrendik ki, Sarohan valisi İskender Paşa ordusunu, yani toprakları tekrar hünkar beylerine vermek isteyenleri,

bizimkiler Karaburun’un dar, dağlık geçitlerinde tepelemişlerdir.

……………….

– Buradan, ta Karaburun’un dibindeki denize dek uzayan

Kardeş soframızda,

Bu yıl incirler böyle ballı, başaklar böyle ağır ve zeytinler böyle yağlı iseler,

Biz onları sırma cepken giyen haramilerin kanıyla suladık da ondandır.“

diyerek tarif ettiği İzmir Karaburun.

İşte bu yıl yine gideceğim bu Karaburun da okumak üzere Samet Altıntaş tarafından yeni yayınlanan Ben Şeyh Bedrettin / Derviş-Devlet-İsyan kitabını da iki numaraya koydum.

Bir diğer yaz okumam ise Kazım Karabekir‘in İttihat ve Terakki Cemiyeti kitabı. Kuruluşundan başlayarak içinde bulunduğu bu teşkilatın tarihsel sürecini, hatıraları ışığında oldukça akıcı bir şekilde anlatmış Kazım Karabekir.

Dünya değişti, dönemler değişti, hükümetler değişiyor. Ancak İttihat ve Terakki ile başlayan bazı devlet reflekslerinin kalıcı olmasını ve günümüzü etkileyen unsurlarını şaşkınlıkla görmek mümkün bu kitapta. Üç numaraya da bu kitabı koydum kendim için.

Mario Levi, şöyle sorar:

Kitaplar önümüze taşıyamadığımız gerçeklerden kaçmak için bir yol mu çıkarmıştı yoksa? Belki. Oradaki gerçeğimiz neydi o zaman.”

Muhtemelen ben kendi gerçeğime göre seçtiğim kitapları okuyorum.

Herkesin kendi gerçeğine göre kitabını seçeceği, umduğumuzdan güzel bir yaz olsun.

HABERLER