İnsanoğlunun “Yılan, Tetris, Scramble” oyunları ile başlayan “teknoloji biadı” özel televizyon kanalları, Facebook-Instagram-Twitter-Tiktok gibi sosyal iletişim mecralarının icadı, kablolu televizyon kanallarının hayatımıza girmesi, herkesin youtube yayınları başlatması, karbon kağıdı misali senaryolarla dizilerin kanalları işgal etmesi ve 7/24 ekranlara demir atıp beyinleri dumura uğratan yorumculardan sonra şimdi hipnoz bayrağı astrolojiye/astrologlara emanet edildi…
Teknolojinin, hayatımıza girdiği günden bu yana insanoğlunu zapturapt altına almaya çalıştığını ve yukarıda sıraladıklarımın cazibesini yitirenler listesi olduğunu, toplum tarafından tüketilip kenara alındığı, adı koyulmasa da yeni arayışlara yelken açıldığını biliyoruz; astroloji hariç! En azından şimdilik! “Teknoloji hipnozlarının” son gözdesi olan astroloji ve astrologlar aslında uzun yıllardır bilinen bir mecra lakin gelin görün ki toplumun tam odağına oturtulması bir kaç yıl önce oldu. Televizyon ekranlarında yaptıkları yılbaşı tahminleri ile bir anda tüm evlere giren astrolojik yorumlar, haberler-güncel programlar-youtube kanalları ve sosyal medya hesaplarından sonra dizi repliklerinde dahi kendine yer buldu fetva niyetine; “Kuranda burç suresi var” diyerek.
Yani “astrologlara tabi olmak günah değil” şimdi bunu mu anlamalıydı muhafazakar kesim? Velhasılı kelam nur topu gibi bir “toplum bükücümüz” vardı artık. Astrologlar hayatın o kadar çok içine girmeye başlamıştı ki; siyasete, ekonomiye, hastalıklara, tedavilere, toplumsal olaylara, küresel gelişmelere, dünya liderlerine, diplomasiye, savaşlara, krizlere, felaketlere, sanata, spora, eğitime ve aklınıza gelebilecek her başlığa dair yorumlar işitmeye başlamıştık mantar gibi üreyen internet yayınlarından ve televizyon ekranlarından. Tüm bunları işitirken bir yandan da enteresan bir şekilde yapılan bazı toplumsal tahminlerin (bilhassa kazalar ve afetler) gerçekleştiğini görüyorduk. Ne garip değil mi? Fakat burçlara yönelik(kişisel) tahminlerde bu kadar başarılı olmuyordu astrolojik okumalar.
Misal yaklaşık bir yıldır kendime ve aileme dair burç yorumlarını okuyorum/dinliyorum fakat tutan bir şey yok ortada. Bazı astrologların sık sık yurt dışı ziyaretlerini/bağlantılarını dile getirmesi de dikkatlerden kaçmıyordu elbette. Ve neden genellikle Dubai? Özetle birkaç yıldır astrolojinin “yükseltilmesini” izliyorum, dinliyorum, okuyorum, takip ediyorum, anlamaya çalışıyorum. İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana gayb-a ilgi duyar ve oradan bir işaret almaya çalışır bu durum gayet normal. Bazı dönemlerde bu merak suç sayılıp “cadı avına” kadar varsa da cezai sonuçları yine de gayb-a ilgisini kendince devam ettirdi insan.
Bu yaşıma kadar pek çok şehirden su-kahve-çay-tarot-bakla-taş-his, el, yüz fallarına bakarak ün yapan pek çok isim duydum. Ki biliyorum bundan sonra da duymaya da devam edeceğim çünkü insan; eldeki olana sahip çıkmaz olmayanı kovalamayı sever… Dost ortamlarında sohbetimizi daha da keyiflendirmek adına içtiğimiz kahvelerin fincanını çevirip fal bakmayı ben de severim. Ya da gördüğüm rüyaları kendimce yorumlamayı veyahut hislerimi göz önünde bulundurarak hareket etmeyi. Evet insan olmanın bilhassa da kadın olmanın fıtratı gereği gayb-a olan merakımız her daim oldu olacaktır fakat bugün anlatmaya/anlamaya çalıştığım şey astrolojinin son birkaç yılda yaşadığı ani yayılma durumu, bu yaygınlaşmanın arkasındaki faktörler, insanların hayatına etkileri, merak döngüsü…
Ve pek tabi ki astrolojiden sonra bayrağı hangi başlığın devir alacağı. Evet astrolojinin son süreçteki sergilediği bana göre suni yükselişini sorgularken bir sonraki trendi de eldeki veriler doğrultusunda tahmin etmeye çalışıyorum. Zira dünya hızlı ve vahşi tüketim devrini yaşıyor ve bu devir çok tehlikeli çünkü “insanlığın sonunu getirecek olan tatminsizlik” şu an had safhada ve bu saatten sonra insanlık için Nirvana yok!