Atatürk’ün Ankara’ya gelişi

Atatürk’ün Ankara’ya gelişi

Cumhuriyet tarihi için çok önemli ama fazlaca bilinmeyen bir gün… 27 Aralık 1919… Atatürk’ün Ankara’ya gelişi…

27 Aralık 1919 günü Ankara’ya gelen Gazi Mustafa Kemal, kongrelerini tamamlamış, halktan “Milli Mücadele” için olur almış ve bir anlamda fiili savaşı başlatmak için son adımı atıyor. Anadolu coğrafyasının tam ortasında ve işgal bölgelerinden oldukça uzak bir nokta, küçük Orta Anadolu şehri Ankara’yı seçerek, bu kutsal mücadeleyi yöneteceği merkezi belirliyor. Böylesi önemi olan bir günü hatırlatmak için uzun yıllar bir çok şehirde bu tarihten az önce “Atatürk Koşusu” yapılır, buralarda birinci olanların katıldığı ve 27 Aralık günü de Ankara’da  “Büyük Atatürk Koşusu” yapılırdı. Türkiye’nin önemli atletleri bu yarışa katılır, bunu da kaçınılmaz bir görev olarak kabul ederdi. Bu yarışı kazanmak bir onur vesilesiydi. Günümüzde ne yazık ki bu tür organizasyonları göremez olduk ve böylesi önemli tarihi günleri, yeni kuşakların öğrenmesinin adeta önü kapatıldı.

ANKARA ÖNCESİ YAŞANANLAR  

Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Osmanlı İmparatorluğu’nun kaybedenler safında oluşu nedeniyle, yurdun dört bir yanına yayılan düşman, Sevr Antlaşması gereğince topraklarımızı bölmeye başlar. Urfa, Antep, Maraş, Adana, Antalya ve Osmanlı Devleti’nin merkezi İstanbul ve bazı kasabalar düşman kuvvetleri tarafından işgal edilir.

15 Mayıs 1919 tarihinde Yunanlar, İzmir’e girdikten hemen sonra Gazi Mustafa Kemal Paşa 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı için ilk adımı  atar. Samsun’da halk tarafından büyük coşkuyla karşılanan Mustafa Kemal Atatürk, 12 Haziran 1919’da Amasya’ya gelir ve burada alınan kararlar 22 Haziran 1919 tarihinde Amasya Genelgesi adı altında yayınlanır.
Bu gelişme sonrasında 23 Temmuz 1919’da Erzurum ve hemen ardından 4 Eylül 1919 tarihinde Sivas Kongresi’ni toplar. Kongrelerde milli iradeye dayalı bir hükümetin kurulması ilk hedef olarak belirlenir ve tüm şehirlere telgraflar gönderilerek halkların kendilerine bir temsilci seçmesi istenir. Bu da yeni bir meclisin ilk hazırlıklarıdır.

Seçilen temsilciler için toplanma yeri çok önemlidir. Çünkü yurdun dört bir yanında işgal güçleri bulunması, güvenliği ön plana çıkarmıştır. Bu sırada Ankaralılar, Atatürk ile temsilcileri Ankara’ya davet eder. Kurtuluş Savaşı’nın en iyi şekilde Ankara’dan yönetilebileceğini düşünen Atatürk, şehrin coğrafi konumu ve cephelerle olan eşit uzaklığı nedeniyle bu davete icabet etmeyi uygun görür ve 27 Aralık 1919 tarihinde saat 14.00’te Dikmen sırtlarından Ankara’ya girer.

Ankara halkı, Atatürk’ü ve temsil heyeti üyelerini büyük coşkuyla karşılar ve bu karşılama Ata’yı oldukça duygulandırır. Kendisini ve temsil heyetini sevgiyle karşılayan Ankara halkına teşekkür eder.

Atatürk’ün Ankara’ya gelişi, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ve Kurtuluş Savaşı’nın başlatılması için çok önemli bir olaydır. TBMM’nin kuruluşu ve Türk ordusunu oluşturma çalışmalarına başlanması gibi birçok gelişme ve hazırlık Ankara’da yapılır. Milli mücadelenin merkezi haline gelen Ankara şehri, aslında o günlerden başkentlik görevini fiilen yapmaya başlamıştır. Heyet-i Temsiliye Ankara’ya geldiğinde şehrin nüfusu sadece 20 bin civarındadır. Nüfusun yüzde 90’ı tarımla uğraşır. Üretilen en önemli ticaret malı da keçi tüyünden elde edilen tiftiktir.

NEDEN ANKARA?  

Daha önce de belirttiğim gibi Ankara’nın Anadolu’nun tam ortasında oluşu, Temsil Heyeti ve savaşın yönetim merkezi olması için ideal bir şehirdir.

Bunun yanı sıra Ankara, stratejik yollar üzerinde bulunan bir kenttir. İşgal altında bulunan yerlere de ulaşım imkânı vardır. Karadeniz’de İnebolu, Akdeniz’de Antalya limanları ile bağlantı imkânına sahiptir. Demiryolu ve telgraf şebekesi bulunuşu çok önemlidir. Düşmanın ulaştığı Geyve Boğazı, Kütahya ve Afyon gibi önemli yerlerle de demiryolu bağlantısı vardır. Ankara’da ayrıca Ali Fuat Paşa (Cebesoy) komutasındaki 20. Kolordu bulunmaktadır. Ali Fuat Cebesoy, Mustafa Kemal’in Harp Okulu’nda sınıf arkadaşıdır. Cebesoy, Türkiye’nin işgali sırasında İzmit’ten Ankara’ya ilerleyen İngiliz birliklerine ateş açma emrini vererek Kurtuluş Savaşı’nı fiilen başlatan ilk komutandır. Emrindeki birlik Türk Ordusu için çok önemlidir.

Bu tür avantajlara sahip Ankara, her türlü teşkilata, birliğe ve hareket başlangıcına müsait stratejik bir mevkidir. Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması Ankara’nın neden merkez olarak saptandığını gösteren en büyük delildir.

Ankara’nın önce savaş ve irtibat merkezi, ardından da resmen başkent oluşunun önemi ve Atatürk’ün şehre ilk geliş tarihinin hikâyesi böyle.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir