Bakir doğanın başkenti Kastamonu

Bakir doğanın başkenti Kastamonu

İster genel tarihi, isterse de bir Türkmen kaidesi olarak oluşan kodlarında yarattığı kültür ile 2018 yılının Türk Dünyası Kültür Başkenti unvanı ile taçlanan Kastamonu’nun coğrafyası ve bu coğrafyanın sunduğu güzelliklere bakacağız bu yazımızda…

Tarihi boyunca Kastamonu’nun dışa açılmasını engelleyen coğrafi yapısı, bu coğrafi yapının içinde sıra dağlar, jeolojik yapı, neredeyse tüm bu yapının ormanlık olması, insan yerleşiminin çok yaygın olmamasından canlı kalan bir yabani hayat ve kendine ait kültür yaratan uzun sahili ile bugün özellikle doğa ve macera severler ile kent kirliliğinden kaçanlar için aranan adresler içinde.

Kastamonu genelinde çok uzun yıllardır nüfus sayısı neredeyse stabil. Bu durağanlık içinde aslında il için olumsuz bir durum olsa da kırsal kesimden il merkezine ve il dışına olan göç zaten oldukça bakir olan doğanın yabanıl yaşamını güçlendirmesine neden oluyor. Üzerine konuştuğumuz 13 bin kilometrekare olduğu düşünülürse, Anadolu coğrafyasında ormanların yaygın olduğu bu ormanlarda da canlı bir yaban yaşamının nadideliği ve önemi de görülecektir.

Kastamonu’nun bu avantajı, kentleşmeyi bir kaos olarak yaşayan ülkemiz insanları için adeta bir özüne kaçış penceresi oluyor. Kastamonu’da da olduğu gibi ülke genelinde kırsal nüfus hızlı bir şekilde erimekte ve karşımıza bir yığın şeklinde kentli nüfus çıkmakta. Kentler, tasarım yanlışlıklarından dolayı ve kaotik yapıları gereği insanı özü olan doğadan ayırdıkça, kısa bir nefes bile olsa doğa ya da doğaya sahip bölgeler adeta kentliler için kurtarılmış bölge olarak kabul edilip kaçabilecekleri yerler haline geliyor…

Devrekani

Kastamonu, Karadeniz’e 170 km’lik doğal yapısını korumuş sahili, üzerlerinde milli parkları olan iki sıra dağ arasında akarsularla derin vadilere ayrılmış bir coğrafyada da, kış turizminden out door sporlara, yayla turizminden deniz-kumsal-güneş üçgenine kadar turizminin yapılmasına olanak sağlayan bir yapıya sahip.

İhsangazi

Yaklaşık 13 bin metrekarelik kapsadığı alanın yüzde 60’ından fazlası ormanlık olan Kastamonu’da, flora ve fauna zenginliği ile endemik çeşitliliğin yüksek oluşu da doğa tutkunlarının alternatif arayışlarına cevap vermekte..

ILGAZ DAĞLARI MİLLİ PARKI

Ilgaz Dağı

Kastamonu’nun 40 kilometre güneyinde bulunan Ilgaz Dağları, kuzeydoğudan güneybatıya uzanan ve temelini paleozonik dönem kayaç türlerinin oluşturduğu bir dağ sırasıdır. Yapısında bulunan serpantinler, şistler ve volkanik kayaçlarla dikkat çeken Ilgaz Dağları, Orta Anadolu ile Kuzey Anadolu arasında bir köprüyü oluşturur. En yüksek tepesi olan Hacet Tepesi 2587 metre, Küçük Hacet Tepesi ise 2313 metre yüksekliğe sahiptirler.

Ilgaz Hacat Tepesi

Dağ sırasında yer yapısı kadar dağ oluşum hareketleri yönünden de ilgi çekici örnekler bulunmaktadır. Ülkemizin en uzun ve en hareketli kırık hattı olan Kuzey Anadolu Fayı, Ilgaz Dağının güney eteklerinden geçer. Ayrıca dağın yapısı değişik karakterde vadiler, sırtlar ve doruklardan meydana gelir, üstün peyzaj güzellikleri sunan jeomorfolojik yapıya sahiptir. Ilgaz Dağının yer yapısı ve dağ oluşumu hareketlerinin ilginç ve ilgi çekici örnekleri ziyaretçilerini çeker özelliktedir. Ilgaz Dağının eteklerinden doruklarına doğru gelişen karaçam, sarıçam, göknar hakim ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü, zengin ormanaltı topluluğu ile desteklenmektedir. Ilgazlar flora bakımından da, Türkiye’deki 9250 civarındaki türün yüzde 10’unu barındırmaktadır. Kastamonu’dan ismini alan endemik bitkilerde bulunmaktadır. Ilgaz Dağlarında tespit edilen 64 adet bitkinin bahsedilen bu endemik türlerden olup sadece Ilgaz Dağlarında bulunmaktadır. Ilgaz Dağları yaban hayatı bakımından bünyesinde önemli türleri barındırmaktadır. Bu türler arasında bozayı, ulu geyik, kurt, tilki, yaban domuzu, karaca, tavşan ve su samuru gibi fauna örnekleri bulundurur.

Ilgaz Kayak Merkezi

Ilgaz Dağı’nın 1088 hektarlık bir kısmı 1976 yılında Milli Park olarak ilan edilmiştir. Milli Parkın önemli bir kısmı dört mevsimi de birbirinden güzel dağın kış turizm merkezi. Bu merkez tesisleri, pistleri, teleferik ve telesiyej tesisleri ile çevre kentlerin gözdesi. Son dönemlerde yapılan projelerde dağın Yurdun Tepe bölgesine yeni yapılan pistlerle artık kaymak, kısa süreli bir zevkten dakikalar alan bir uğraşıya dönüşüyor.

KÜRE DAĞLARI MİLLİ PARKI

Pınarbaşı Mantar Mağarası

1998 yılında Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından Avrupa Ormanlarında korumada öncellikli alanlardan birisi olarak seçilen küre dağları 2000 yılında Milli Park ilan edilmiştir. Bu kararla WWF’nin III. Milenyuma girerken başlattığı “Yaşayan Gezegen Kampanyası” çerçevesinde “Türkiye’nin Dünyaya Armağını” olarak kabul edildi. Kastamonu’yla birlikte Bartın ili sınırlarında da yer alan Milli Park, özellikle jeomorfolojik özellikleri ve el değmemişliğiyle dikkat çekiyor. Parkın bu sayılan özellikleri geçtiğimiz yıllarda buranın Avrupa’daki Pan Parks ağına katılmasını sağlarken bu ağ bağlantısına Türkiye’den katılan ilk ve tek park unvanını da sağladı. Milli Park alanında belki de ilk olarak görülmesi ve maceranın yaşanması gereken başta gelen yerle ise şöyle:

VALLA KANYONU

Devrekani çayının Karadeniz’e yolculuğunda Küre Dağları içinde açmış olduğu bu doğa üstü fenomen, Pınarbaşı’nın 26 km. kuzeyindeki Muratbaşı Köyü yakınlarında Devrekani çayı ile Kanlıçay’ın buluştuğu yerde başlar.

Kuzeydeki Cide’ye doğru yaklaşık 10 km. uzanan kanyon 800-1200 m. arasındaki yüksek kayalık uçurumlara sahiptir. Bu kayalıklarda Kartal, Şahin, Akbaba gibi yırtıcı kuşlar bulunur. Kanyonun içi profesyonel ya da yerel rehber ve uygun ekipman olmadan asla geçilemez.

ÇATAK KANYONU

Azdavay ilçe sınırlarında yer alan Çatak Kanyonu 8 km uzunluğu ve yaklaşık 900 metre derinliğe ulaşmasıyla baş döndürücü bir kanyon.

Azdavay

Kanyonun en etkiilyeciği noktalarından biri seyir terası. Buraya bir kısmı araç bir kısmı da orman içi yürüyüşle ulaşılabilen ve 900 metre yüksekliğindeki cam seyir terası noktası.

ILGARİNİ MAĞARASI

Pınarbaşı’nın 36 km. kuzeydoğusundaki Yamanlar Köyü yakınlarındadır. Uzunluğu 858 metre, derinliği 250 metre olan mağaraya yaklaşık 1.5-2 saatlik bir yürüyüş ile ulaşmak mümkündür. Ancak yoğun ormanlık alanda kaybolma tehlikesine karşı yerel rehber mutlaka alınmalıdır. Mağara içinde bir çok sarkıt ve dikitler bulunduğu gibi Geç Roma ve Bizans dönemlerine ait şapel, mezarlar ve sarnıçlar da görülebilir.

ILICA ŞELALESİ

Pınarbaşı’na 12 km. uzaklıkta Ilıca Köyü içinde yer alan şelale, 15 metre yükseklikten aşağıya dökülmektedir. Suyun döküldüğü yerde oluşan doğal havuzun çevresi oldukça çeşitli bitki örtüsü ile de kaplıdır.

HORMA KANYONU

İçinden Zarı Çayı geçen yaklaşık 4 km. olmasına rağmen yerel rehber kullanılmadan geçilmemesi gereken bir kanyondur. Suyun geçtiği alanlarda oluşan derin kazanlar ve kuyular Horma Kanyonunu oldukça tehlikeli kılmaktadır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda kanyonun içinde yaklaşık 1 km yürüyüş yolu oluşturulmuştur.

DENİZ-SAHİL TURİZMİ

Abana

Kastamonu’nun Karadeniz’e 170 km’lik bir sahil şeridi bulunmaktadır. Bu sahil şeridi üzerinde Cide, Doğanyurt, İnebolu, Abana, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçeleri doğal plaj, liman ve dalış alanları ile bulunur. Bu ilçelerden Cide 10 km’lik kumsalı ile Türkiye’nin en önemli kumsal sahillerine sahip beldelerden bir tanesi arasında yer alırken, Gideros doğal koyu ise eşsiz güzelliği ve arkeolojik sit alanı olmasıyla da önem kazanmaktadır.

Abana Hacıveli Kayalıkları

Sahil üzerinde bulunan İnebolu, yaklaşık 2 bin yıllık kent kültürü ve kendine özgü yapısı ile Karadeniz’in en önemli yerleşimden biri iken, Bozkurt’a bağlı Beldeğirmeni Kasabası’nda yer alan 600 yıllık anıt ağaç da dikkat çekmektedir. Kastamonu sahilinin en doğusundaki Çatalzeytin’de antik Ginolu Koyu ile Kastamonu sahilinin bir incisi olarak parlamaktadır.

Kastamonu il sınırlarında dağların yapısı nedeniyle doğal koy ya da limanlar pek oluşmamasına karşın yeşil ile mavi birlikteliğinde geçilen kıyı rotası bisiklet ve benzeri araçlarla yapılan destinasyonlar için de paha biçilmezdir.

Daday

YAYLA VE EKOTURİZM

Araç Yaylaları

Kastamonu’ya bağlı başta Araç olmak üzere, Daday ve Azdavay ile Tosya ilçelerinde yaylalar bulunurken, eko turizm başlığı altında da kuş gözetleme, foto safari, mağara ve kanyon, dağ tırmanışı, flora inceleme, kamp, av ve atlı turizm gibi birçok etkinlik yapılabilirlikleri ile sıralanabilir.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir