Akşener’den CHP’ye ‘DEM Parti’ eleştirisi

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener terörle mücadele konusunda Meclis’in ortak hareket etmesinin önemini vurguladı. CHP’yi DEM Parti üzerinden eleştiren Akşener, “Bize, milletimizin canına kasteden katillerin yoldaşlarını kırmızı halılarda karşılamamak düşüyor” dedi.

Akşener’den CHP’ye ‘DEM Parti’ eleştirisi

Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı’ndaki konuşmasına Pençe-Kilit Harekat Bölgesi’nde terör örgütü PKK’nın saldırılarıyla şehit olan güvenlik personellerinin isimlerini tek tek sayarak ve şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek başladı.

Akşener, her terör saldırısı veya önemli dış politika gelişmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ilgili bakanları aradığını, son saldırıda da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştüğünü ancak Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in kendisine geri dönüş yapmadığını söyledi.

Parti olarak Meclis Genel Kurulunda teröre karşı ortak bir bildiri imzalanmasına yönelik bir teklifte bulunduklarını hatırlatan Akşener, “Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama bu tür konularda dış dünyaya karşı ortak bir tutum belirlemeliyiz. AK Parti, Saadet Partisi ve MHP bizim teklifimize ‘evet’ diyerek imza attılar. Ama anlayamadığım ve çok ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. PKK’lılar herhalde çok mutlu olmuş ve birbirine düşen Gazi Meclisin gafil mensuplarına çok gülmüşlerdir. AK Parti’yi doğru bulmamak, onun yaptığı işleri eleştirmek, ona rekabet etmek onu sandıkta yenmek, bu iddiayla ortaya çıkmak herkesin hakkıdır. Ama şehit ailelerinin karşısında bu milletin temsilcileri olarak bizler kaya gibi durmak zorundayız, o PKK’lı şerefsizlere karşı” diye konuştu.

DEM Parti’nin bildiriye imza atmasını zaten beklemediklerini belirten Akşener, yapılan toplantılar sonrasında tekliflerinin Meclis Başkanlığı tezkeresi olarak Genel Kurulda oylandığın hatırlattı.

Meral Akşener, şöyle konuştu:

“İlginç bir şekilde ayrı bildiri yayınlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi? Karın ağrıları İYİ Partinin hür ve müstakil olarak seçime girmesi miydi? ‘AK Parti’ye yanlanıyor’. Eğer AK Parti’yle bir el sıkışmamız olsaydı bizden seçilen bir milletvekilinin şekil şartlarını bile yerine getirmeden koşa koşa AK Parti’ye geçip Eskişehir’de belediye başkan adayı gösterilmesi mümkün olur muydu? Hele Meral Akşener’in genel başkanı olduğu bir partide. Anlaşma olsaydı böyle bir şey olabilir miydi? Bu şahsıma hakarettir. İnanıyorum ki Eskişehir dümenci bir insanı da seçmeyecektir. Demek ki biz kimseye yanlamıyoruz. Ama her iki tarafın da argümanları aynı. Resmi olarak bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı ve ilgili iki bakanını arıyorsunuz, neler oldu, neler bitti. Bunların her birisini ahlaksızlık olarak görüyorum. Gereğini yapmayan namerttir. İstediğiniz kadar zırlayın, bağırın, çağırın hür ve müstakil olarak gidip bu ülkede üçüncü yolu açıp bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız. Çünkü hür ve müstakil olarak çıkmamız bazı şeyleri açığa çıkardı. Hani her konuda biz suçluyduk. Dürüst açık bir şekilde DEM Parti’yle el sıkışın, sizin elinizi tutan mı var? Bizim seçmenimizde madem ki cebinizde duruyor, hadi bakalım el sıkışın, her yeri alın, görelim bakalım neymiş dünya.”

‘YAPMAMIZ GEREKEN ŞEY STRATEJİ DEĞİŞTİRMEKTİR’

Akşener, teröre karşı içerdeki ve dışardaki mücadeleyi sonuna kadar desteklediklerini ancak her terör saldırısı sonrasında “Can çekişiyorlar, son çırpınışları, ayakkabı numaralarını biliyoruz, kanı yerde kalmadı.” diyerek milleti oyalayan ve bu kutlu mücadeleyi bir intikam meselesine indirgeyen hamasete de göz yummayacaklarını kaydetti.

Akşener, şöyle devam etti:

“Eğer ki 40 yıl sonra bile hala evlatlarımızı teröre şehit vermeye devam ediyorsak yapmamız gereken şey strateji değiştirmektir. Ama öyle, geçtiğimiz yıllarda yapıldığı gibi teröre sözüm ona çözüm bulmak için siyasi arayışlara girmekten bahsetmiyorum. Çünkü sözde ‘teröre siyasi çözüm’ diyerek atılan her adım şüphesiz ki Türkiye’nin kuruluşuna, varlığına ve huzuruna yönelen birer kurşun olarak geri dönecektir. Nitekim bunu yakın tarihimizde yaşadık, çok acılar çektik. Canlarımızı, evlatlarımızı kaybettik. Bir daha tekrarlanmasına da asla müsaade etmeyiz.

Bahsettiğimiz strateji değişikliği sahada ve dış politikada atılacak bazı adımları içeriyor. Mesela İran’a bakın. İran, Irak’la anlaşmaya vararak bu adımları gayet iyi atabiliyor. İran’ın PKK’sı olan PJAK’ın Irak sınırlarında bulunan üslerden çıkarılıp silahsızlandırılmasını pekala sağlayabiliyor. İran ‘eğer Irak tarafından gereği yapılmazsa ben gereğini yapacağım’ diyor. Ve sonra da Irak tıpış tıpış gereğini yapıyor. Biz de öncelikle Irak topraklarında bulunan terör bölgelerine karşı gerekli adımları atmalıyız. Dolayısıyla buradan iktidara sormak istiyorum. Irak’ta bölgesel yönetimle görüşüyorsunuz, o zaman neden bu konuda adım atmaları için onlara kesin ve net bir dille uyarıda bulunmuyorsunuz?”

‘DEPREMDE KAYBOLAN ÇOCUKLAR’ İDDİASI

Akşener, AK Parti’nin birçok alanda olduğu gibi kaçırılan veya kaybolan çocuklar konusunda da millete karşı sorumluluğunu yerine getirmediğini ileri sürdü.

ABD’de kız çocuklarına yönelik cinsel istismar, pedofili ve fuhuş ağı oluşturmak suçlamasıyla yargılanırken hapishanede ölü bulunan Amerikalı milyarder Jeffrey Epstein davasını hatırlatan Akşener, dosyadaki birçok ülkeyle birlikte 17 Ağustos 1999 depremi sonrasında Türkiye’den de bazı çocukların kaçırılarak ABD’ye götürüldükleri ve bu şebekenin eline düşürüldüklerinin ortaya çıktığını söyledi.

Bu vahim ifşaat sonrasında herkesin aklına “6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketinin ardından kaybolan çocuklarımız var mı? Varsa kaç çocuk? Ve bu çocuklar nerede?” gibi soruların geldiğini aktaran Akşener, Kahramanmaraş merkezli depremlerde kayıp çocuk olaylarının yaşanması riskine karşı devleti uyardığını anımsattı.

Akşener, 1999 depreminden sonra hala ailelerinin ulaşamadığı ama öldüklerine dair hiçbir somut delilin de bulunmadığı kayıp çocukların olduğunu ileri sürdü. Konuyla ilgili Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının açıklamalarını aktaran Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Madem çocuklarımızdan bir tanesinin bile kayıp olmadığını iddia ediyorsunuz O zaman Kahramanmaraş’ta Yeşilada Apartmanı’nda yaşayan 6 yaşındaki Talha Demirel, Ebrar Sitesi’nde yaşayan Alya Kılınç nerede? Antakya Rönesans Rezidans’ta yaşayan 3 yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, 1 yaşındaki Mehmet Akif Koşar nerede? Adıyaman’daki Arzıklar Apartmanı’nda yaşayan 9 yaşındaki Muhammed Enes Demir nerede? 7 yaşındaki ikiz kardeşler Elif ve Esma Yapar, 17 yaşındaki Şükran Yapar nerede? Deprem bölgesinde toplamda 1000’e yakın çocuğun kayıp olduğu iddiası var. Sadece Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınlarıyla Dayanışma Derneğine 142 kayıp çocuk başvurusu yapılmış.

Madem bütün çocuklarımızın kimlik tespitleri yapılmış, o zaman neden yüzlerce aile hala çocuklarını arıyor? Kimlik tespitleri nerede yapıldı? Otopsi savcıları enkazdan çıkan her bir cenazeyi otopsi yaptıktan sonra mı kaldırdı? Defin için kanuni süre olan 15 gün beklendi mi yoksa Adalet Bakanlığı emriyle bir gün içinde defin mi yapıldı? Her birinin DNA’sı alındı mı? Her biri fotoğraflandı mı? Depremden sonra gümrük kontrolüne girmeden bölgeye giriş-çıkış yapan araçlar oldu mu? Eğer ki olduysa bunlar hangi uluslararası yardım görünüşlü kuruluşların logolarını taşıyorlardı? 2016 yılına kadar kayıp çocuklarla ilgili düzenli olarak veri açıklayan TÜİK tam da sığınmacı akınının da etkisiyle rekor artışların yaşandığı bu dönemde neden bu veri akışını durdurdu? Kimden, neyi saklıyorsunuz? Nereye kadar saklamayı düşünüyorsunuz?”

‘KONU TÜRKİYE’Yİ DE İLGİLENDİRİYOR’

“Bu görüntüler niçin bu dönemde çıktı?” sorusunu da soran Akşener, olayın İsrail’in Gazze’deki katliamlarını örtmek için kullanıldığını ve büyük ülkelerin yöneticilerinin tehdit ve şantaja maruz kaldığı sonucunun çıktığını kaydetti.

Konunun Türkiye’yi de ilgilendirdiğini dile getiren Akşener, “Türkiye’de İsrail’e karşı bağırılıyor, çağrılıyor ama tık yok, bebekler, kadınlar öldürülmeye, soykırım devam ediyor. Niçin Natenyahu’ya göz yumuluyor. Bütün bu okuduklarımdan sonra Türkiye’de de zaafı, problemi, çeşitli alanlarda zayıflığı olanların bu tür şantajlara açık olabileceğini, bu tür problemlerin içine düşürülebileceklerini aşırı derecede dikkat edilmesi gerektiğini anladım. Koskoca ABD’yi yönetenlerin bu adamla fotoğrafları var. Bu dünyanın ekonomisini yönetenlerin fotoğrafları var. Onun için Gazze’de herkes kafasını gömüyor. Devleti yönetenleri uyarıyorum. Bu konunun ciddiye alınması gerekir. Ülkemizde de bu tür kullanılışlı durumların olmaması için dikkat edilmesi gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.

‘BİZLERE ONLARI KIRMIZI HALILARDA KARIŞLAMAMAK DÜŞÜYOR’

Akşener, nasıl ki devletin bireye karşı görevleri varsa siyaset kurumunun da topluma karşı görevlerinin olduğunu belirtti.

Muhalefetin, milletin sesini iktidara duyurmakla görevli olduğuna işaret eden Akşener, “Bizlere milletimizin canına kasteden katillere, o katillerin yoldaşlarına, propagandistlerine fırsat vermemek, onları kırmızı halılarda karşılamamak düşüyor. Bizlere tıpkı sahada olduğu gibi siyaset kürsüsünde de teröre geçit vermemek düşüyor. Terör örgütüne alan açan İsveç’in NATO’ya kabulüne koşa koşa ‘evet’ dememek düşüyor.” dedi.

Akşener, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimde sadece belediyelerin değil, başka şeylerin de oylanacağını ifade ederek, “Mesela DEM’e mahkum olanlar mı, HÜDA-PAR’a boyun eğenler mi? Yoksa İYİ Partinin dimdik duruşu mu? İşte bu oylanacak. Oy uğruna bölücülerin sözlerini yutanlar mı, terörist başının mektubunu okutanlar mı? Yoksa bu iki kirli anlayışa da karşı çıkan İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak. Kendininkinden başka hiçbir fikre tahammülü olmayan tek adam monarşisi mi, kendininkinden başka hiçbir karara saygısı olmayan eş başkanlar oligarşisi mi? Yoksa Türkiye’nin milli demokratik yükselişini başlatan İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak. Devletin kaynaklarıyla beslenen yandaş medya mı, belediyenin kaynaklarıyla yolunu bulan yoldaş medya mı? Yoksa milletin sevgisiyle yürüyen İYİ Parti mi? İşte bu oylanacak.” diye konuştu.

İYİ PARTİ’NİN BAZI BELEDİYE BAŞKAN ADAYLARI

Bu arada Akşener, konuşmasına başlamadan önce bazı belediye başkan adaylarını tanıttı.

Eski MHP Milletvekillerinden Nesrin Ünal Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı, Gencay Yıldız Tekin ise Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu. Giresun Belediye Başkan adayı Harun Cici, Kars Belediye Başkan adayı Metin Özat, Kırklareli Belediye Başkan adayı ise Ali Dermenci olarak açıklandı.

Grup Toplantısı’nda bazı ilçe belediye başkan adayları da duyuruldu.

Buna göre, Çobanlar Belediye Başkan adayı Sefa Değirmen, İhsaniye Belediye Başkanı Birol Başpınar, Alanya Belediye Başkan adayı Mehmet Şahin, Kemer Belediye Başkan adayı Mustafa Gül, Kepez Belediye Başkan adayı İrfan Yılmaz, Serik Belediye Başkan adayı Mehmet Habal, Gazipaşa Belediye Başkan adayı Mehmet Yüksel, Akseki Belediye Başkan adayı Ali Kartal, Didim Belediye Başkan adayı Atilla Avlayıcı, Gelibolu Belediye Başkan adayı Koray Akkuş, Buldan Belediye Başkan adayı Mustafa Gülbay, Fatih Belediye Başkan adayı Barbaros Hayrettin Mahiroğulları, Çatalca Belediye Başkan adayı İsmail İp, Beyoğlu Belediye Başkan adayı İsmail Hakkı Çavuşoğlu, Eyüpsultan Belediye Başkan adayı Emel Bilenoğlu, Balçova Belediye Başkan adayı Hicran Helezür, Çiğli Belediye Başkan adayı Özgür Doğan, Gaziemir Belediye Başkan adayı Sedat Dağ, Ödemiş Belediye Başkan adayı Güven Kılıç, Bergama Belediye Başkan adayı Nezih Uyar, Torbalı Belediye Başkan adayı Melih Terzioğlu, Lüleburgaz Belediye Başkan adayı Ahmet Etem Oruç, Gölcük Belediye Başkan adayı İsmail Aynacı, Kandıra Belediye Başkan adayı Semih Sarıçay, Dumlupınar Belediye Başkan adayı Neşe Akçeyor Okatan, Ceyhan Belediye Başkan adayı ise Alemdar Öztürk oldu.

İYİ Partiye geçen mevcut Aydın Efeler İlçe Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay ise yeniden aday gösterildi.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir