Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN
14 Mayıs Eczacılık Günü kapsamında, Eczacı Odası Bursa Şubesi tarafından, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi’nde basın toplantısı düzenlendi.
Gerçekleştirilen basın açıklamasına, Nilüfer Belediyesi Başkan Yardımcısı ve Önceki Dönem Eczacı Odası Bursa Şube Başkanı Okan Şahin, Önceki Dönem CHP Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil ve Eczacı Odası üyeleri katılım gösterdi.
Türkiye’de eczacılık eğitiminin 14 Mayıs 1839 tarihinde Galatasaray’da Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane bünyesinde açılan eczacı sınıfı ile başladığını dile getiren Erakın, eczacıların 180 yılı aşkın süredir, hastaların kesintisiz ilaç ve eczacılık hizmetinden yararlanmaları için çaba sarf ettiklerini belirtti. Pandemi ve 11 ili etkileyen asrın felaketinde de özveri ile mesleklerini sürdürdüklerini söyleyen Erakın, “Deprem felaketinde de toplum sağlığını korumak adına en hızlı harekete geçen meslek gruplarının başında geldik. Ülkemizdeki tüm Bölge Eczacı Odalarımızla birlikte, 50 bini aşkın meslektaşımızın desteği ile vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için ilk gün itibariyle organize olduk. Gezici TIR eczanemiz ve 28 sahra eczanemizle depremin ilk gününden itibaren 74 gün boyunca deprem bölgesinde kesintisiz olarak ilaç eczacılık hizmeti sunduk” diye konuştu.
“ÇOK ULUSLU İLAÇ FİRMALARININ BAZI İLAÇLARI TÜRKİYE’DEN ÇEKMESİ HASTALARIMIZIN İLAÇ YOKLUKLARI İLE KARŞI KARŞIYA KALMASINA SEBEP OLMAKTADIR”
Türk Eczacılar Birliği’nin bu yılki Eczacılık Haftasının temasını “Eczacı Varsa Hayat Var” olarak belirlediğini ifade eden Erakın, “Çünkü Eczacı Varsa İlaç ve Sağlığa İlişkin Diğer Ürünlere Güvenli Erişim Var; Çünkü Eczacı Varsa Etkili Sağlık Danışmanlığı Var; Çünkü Eczacı Varsa Sağlık Kuruluşlarında Etkin ve Kaliteli Hizmet Var, Güvence var, emek var, dayanışma var” diyerek mesleklerindeki zorluklardan da bahsetti. Erakın, “Eczacılık, sağlık
sisteminin temel taşlarından biridir ve toplum sağlığının korunması ve iyileştirilmesi için hayati bir rol oynamaktadır. Ancak, son yıllarda karşılaştığımız bir dizi sorun, mesleğimizin etkinliğini ve sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. 2009 yılından beri uygulanmakta olan, ilaç fiyatlarının belirlenmesinde esas alınan mevcut Euro kurunun Türk Lirası karşılığı bugün 17.55 TL olarak baz alınmaktadır. Aslında bugün 1 Euro 34,75 TL düzeyindedir. Bu durum çok uluslu ilaç firmalarının bazı ilaçlarını Türkiye İlaç pazarından çekmeleri ve hastalarımızın ilaç yoklukları ile karşı karşıya kalmaları sonucuna sebep olmaktadır. Hastaların ilaçlara erişimini zorlaştırmakta, eczacılarımız ile hastalarımızı karşı karşıya getirmektedir. Dünya ilaç pazarında bulunan nanoteknoloji, biyoteknoloji ilaçların sadece %20’si Türkiye’ de hastalara ulaşabilmektedir. İlaç yokluklarının sebebinin eczacılarımız olmadığını bir kez daha hatırlatıyorum” ifadelerinde bulundu.
“EKONOMİK OLUMSUZLUKLAR, ECZACILARIN KESİNTSİZ İLAÇ SUNMASINI ENGELLEMEMELİ”
Ekonomik olumsuzluklardan ilaç sektörünün de etkilendiğine vurgu yapan Erakın, “İkinci bir konu, enflasyon ortamına bağlı olarak artan işletme maliyetleri sonucu eczacıların işletme giderlerini karşılamasında ve kaliteli hizmet sunmasında yaşadıkları zorluklar. Eczacılar sağlık sisteminin en hayati can damarlarından birisidir. Ekonomik olumsuzluklar ve karlılık oranlarındaki kayıplar ile eczacılarımızın kaliteli ve kesintisiz ilaç ve eczacılık hizmetini sunmaları engellenmemeli.
TÜİK Sağlık Harcama İstatistikleri 2022 yılı verilerine göre ülkemiz toplam cari sağlık harcamalarına Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH)’dan ayrılan
oran %3,7 değeri ile OECD ülkeleri içinde en düşük değerdir. Toplam sağlık harcamalarının GSYH oranı 2021 yılında %4,6 iken 2022 yılında daha da
düşerek % 3.7 olmuştur” dedi.
Başkan Erakın sözlerini şu şekilde sürdürdü:
Bu durum;
– Geri ödeme kapsamında yer alan bazı ilaçlarda kısıtlamalara gidilmesi,
– Hastalarımızın cebinden çıkacak ilaç fiyat farklarının daha da artması,
(2024 yılında katılım payı haricinde vatandaşlarımızın cebinden çıkacak ilaç
fiyat farkının 20 milyar TL’yi bulacağını öngörülüyor)
– İlaç yoklukları ve ilaca kısıtlı erişim sorunları,
– Yarım kalan tedaviler nedeni ile oluşan yeni komplikasyonların hasta güvenliğini ve sağlık bütçelerini daha fazla tehdit etmesi, Nanoteknoloji, biyoteknoloji yeni nesil ilaçların ülkemizde erişime açılamaması ve hastalarımızın yeni tedavi olanaklarından faydalanamamaları sonuçlarını beraberinde getirmektedir. Ulusal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla içerisinde sağlığa ayrılan payın artırılması, sağlık bütçesi içerisinde ilaca uygun oranlarda pay ayrılması zorunludur.
“KONTROLSÜZCE AÇILAN ECZACILIK FAKÜLTELERİ CİDDİ BİR İSTİHDAM SORUNU YARATIYOR”
Bir diğer önemli konu, kontrolsüzce açılan eczacılık fakültelerinin ciddi bir istihdam sorunu yaratmaya devam etmesidir. Eczacılık fakültesi enflasyonu
ile de mücadele edilmelidir. Yeni mezun eczacılarımız için, yeni istihdam politikaları hayata geçirilmeli, kamu kuruluşlarında, özel hastanelerde ve devlet hastanelerinde, ilaç sanayinde, dağıtım kanallarında ve ilaca ilişkin hizmetlerin yürütüldüğü her alanda eczacı sayısı artırılmalıdır. Kamuda daha fazla eczacı istihdam edilmesi hastalarımızın daha etkin ilaç eczacılık hizmeti almasına katkı sağlayacaktır. İlaç sanayinde, ilacın gerçek
uzmanı olan eczacıların daha fazla görev almasını sağlayacak kapsamlı istihdam politikaları hayata geçirilmelidir” diyerek tüm eczacıların gününü kutladı.
YORUMLAR