Bursa ile özdeşleşen 6 tarihi eser

Bursa ile özdeşleşen 6 tarihi eser

Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti Bursa ile özdeşleşmiş tarihi eserler, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.

Bursa şehri, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olması ve zengin tarihi mirasıyla önemli bir konuma sahiptir.

Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış ve bu kültürel etkileşimlerle zenginleşmiştir.

Şehir, geçmişten bugüne miras kalan eserleri ile özdeşleşmiş, bu eserler yerli ve yabancı turistlerin ilgiyle ziyaret ettiği yerler haline gelmiştir.

ULU CAMİ

Osmanlı erken dönem mimari eserleri arasında çok kubbetli anıtsal yapılardan ilki Bursa Ulu Cami.

– Ulu Cami, Yıldırım Bayezid tarafından 1396-1399 yılları arasında yaptırılmıştır. Yıldırım Bayezid 1396 Niğbolu zaferi sonrasında Bursa’da 20 adet mescit yaptırmak istemiş ancak dönemin önemli âlimlerinden olan damadı Emir Sultan’ın önerisiyle 20 kubbeli Ulu Cami’yi yaptırmıştır. Mimarı kesin olarak bilinmemekle birlikte bazı kaynaklarda Ali Neccar ismi üzerinde durulmaktadır.

Osmanlı mimarisinde, çok kubbeli cami formunun en büyük örneği olmuştur. Ulu Cami, İslam dinindeki kutsal mekânlar içinde, dönemin âlimleri tarafından 5. makam (Mekke, Medine, Kudüs ve Şam’dan sonra) olarak kabul edilmektedir. Dikdörtgen planlı olan Ulu Cami ’nin doğu, batı ve kuzey cephelerinde üç kapısı bulunmaktadır. Kuzey cephesindeki taç kapısı diğerlerine göre daha görkemli olup mermerden yapılmıştır.

Cami, kalın beden duvarları ile 12 adet kare planlı yığma fil ayaklarını birbirine bağlayan kemerler ve pandantiflere oturan 11 metre çapındaki yirmi adet kubbe ile örtülüdür. Caminin orta kısmındaki kubbenin üstü camlı olup, altında 16 köşeli büyük bir şadırvan bulunmaktadır.

Cami’nin içinde bulunan ve bazıları Abdülfettah Efendi, Kazasker Mustafa İzzet Efendi, Sami Efendi, Şefik Efendi gibi meşhur hattatlara ait olan 129 adet yazı, hat sanatının özgün örnekleri olarak gösterilmektedir. Fil ayakların her yüzünde celî sülüs ve kûfî hatlarla Esmâü’l-Hüsnâdan örnekler yazılmıştır. Ayrıca camide Sultan II. Mahmud’a ait bir levha da bulunmaktadır.

Caminin kündekârî tekniğinde, çivi veya bir başka bağlayıcı kullanmadan, birbirine geçme parçalardan oluşan minberi bir sanat eseri niteliğinde olup, Hacı Muhammed bin Abdülaziz bin İbnü’d-Devâkî tarafından yapılmıştır. Minberin doğu yüzünde güneş sistemi, batı yüzünde ise Samanyolu galaksisi tasvir edilmiştir. Ayrıca minberin kapısı üzerinde bulunan kitabede, Yıldırım Bayezid’in emriyle caminin H.802 (1399) yılında tamamlandığı belirtilmektedir.

Cami’nin kuzey cephesinin köşelerinde, kaidesi mermerden, gövdeleri tuğladan örülmüş birer minaresi vardır.

Cami son olarak 2008-2010 yılları arasında onarım görmüştür.

TOPHANE SAAT KULESİ

Osmanlı padişahı 2. Abdülhamit’in tahta çıkışının 29. yılı şerefine inşa edildiği rivayet edilen Tophane Saat Kulesi.

– Tophane Parkı içinde bulunan saat kulesi, 1905 yılında yapılmıştır. Bulunduğu yerden panoramik Bursa manzarasının görünmesi dolayısıyla, bir süre yangın kulesi olarak da kullanılmıştır.

Güney kısmında girişi bulunan kuleye, 89 basamaklı ahşap bir merdivenle çıkılmaktadır. Kulenin üst katının dört cephesinde, 90 santimetre çapında yuvarlak saatler bulunmaktadır. Kule, 33 metre yüksekliğinde olup, 6 katlıdır.

KOZA HAN

Bursa’nın tekstil merkezi olmasında önemli rol oynayan Koza Han.

– 1491 yılında, II. Bayezid tarafından İstanbul’daki cami ve medresesine gelir sağlamak amacıyla yaptırılmıştır.

Gazi Orhan Camii ile Ulu Camii arasındaki geniş bir alana kurulmuştur. Çoğunlukla kesme taş, yer yer tuğlanın da kullanıldığı han, iki katlı olup odalarının önü revaktır. Revak kısmı 40 beton kubbeden oluşmaktadır. Üst katta 50, alt katta 45 olmak üzere toplam 95 odası vardır. Üst katta bulunan odaların tamamı ipek ve ipek ürünleri satan dükkanlar olarak kullanılmaktadır. Üst katta güneye açılan bir kapısı ile alt katta Orhan Cami tarafına ve kuzeyinde kapalı çarşıya açılan kapıları vardır. Kuzeye açılan büyük taş kapısı firuze çinilerle süslüdür.

Avlusunda altı şadırvan olan kubbeli bir mescit bulunmaktadır. Günümüzde Koza Han’ın iç avlusu insanların dinlenebilecekleri kafe ve çay bahçesi olarak düzenlenmiştir. Hanın mimarı Abdül-Ula Bin Pulad Şah, inşaat ustası da Şuca Bin Karaca’dır. Han-ı Cedid-i Evvel, Simşek Hanı, Beylik Kervansarayı, Cedid-i Amire ve Yeni Kervansaray gibi isimlerle anılan Koza Han, eskiden olduğu gibi şimdi de Bursa’nın ipek ve ticaret merkezidir.

SALTANAT KAPI

Bursa surlarının ana kapılarından en önemlisi ve en görkemlisi, Tekfurların, devlet yöneticilerinin kente giriş ve çıkışta kullandıkları, ayrıca gösterişli tören ve resmi geçitlerde kullanılan ana kapı; Saltanat Kapı.

– Osmanlı döneminde, “Kale Kapısı” ve “Hisar Kapısı” olarak da bilinmekteydi.

Bey Sarayı’na çıkan yolun başında bulunduğu için “Saltanat Kapı”, Balıkpazarı’nın ve Darphane’nin yakınında olduğu için de “Balıkpazarı Kapısı” ve “Darphane Kapısı” olarak da adlandırılmıştır.

Saltanat Kapı, Osmangazi Belediyesi tarafından 2005 yılında başlatılan rekonstrüksiyon ve restorasyon çalışmasıyla yeniden ayağa kaldırılmıştır. Kapının 1418 yılında Çelebi Mehmed döneminde onarıldığını gösteren özgün kitâbesi de Bursa Türk-İslam Eserleri Müzesi’nden alınarak kapıdaki yerine yerleştirilmiştir.

IRGANDI KÖPRÜSÜ

Bursa’da, yüzyıllar boyunca doğal afetler ile savaşlara direnerek şehrin tarihine tanıklık eden 576 yıllık Irgandı Çarşılı Köprüsü, geleneksel halk sanatları atölyeleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak mekanları arasında yer alıyor.

– Özgün duvarları kagir olarak yapılan Irgandı Köprüsü’nün dükkanlarının çatılarındaki ahşap konstrüksiyon, lök ile sıvanmış ve üstüne kurşun kaplanmıştır ancak daha sonra 17’nci yüzyılda kurşunların düşmesinden sonra çatıya kiremit döşenmiştir.

Çeşitli kaynaklar, köprü çarşısının iki ucunun büyük demir kapılarla geceleri kapandığı belirtmektedir.

18’nci yüzyıldaki bir sel baskınında kısmen yıkılmış,1855 depreminde ise hasar görmüştür.1855’de yıkılan köprü üzerindeki çarşı, 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında her biri konutu çağrıştıran irili ufaklı ahşap dükkanların yan yana dizildiği üstü açık bir çarşı haline gelmiştir.

Kurtuluş Savaşı sırasında, 1922’de, işgal kuvvetleri Bursa’yı terk ederken dinamitlenerek yıkılan Irgandı köprüsü, 1949’da dükkansız bir şekilde betonarme olarak onarılmıştır.

Köprünün restorasyonu konusundaki girişimler 1988 yılında başlamış ve köprünün rekontsrüksiyonu, ikinci restitüsyon aşamasına uygun olarak 2004 yılında tamamlanmıştır.

EMİR SULTAN CAMİ

Yıldırım Bayezid’in kızı ve Emir Sultan’ın eşi Hundi Hatun tarafından İslam aliminin vefatı üzerine 15’nci yüzyılda yaptırılan Emir Sultan Camii, Bursa’nın doğusunda Uludağ’ın eteklerinde bulunuyor.

– Emir Sultan Camisi, Bursa’nın doğusunda Uludağ eteklerindeki bir tepenin üzerinde, 15’inci yüzyıl başında, Yıldırım Bayezıt’ın kızı ve Emir Sultan’ın eşi Hundi Hatun tarafından, Emir Sultan’ın vefatı üzerine yaptırılmıştır.

15.20 x 15.20 metre boyutlarında olan ve duvarları kesme taş ve tuğla ile örülen Cami’nin kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinde kesme taştan iki minaresi bulunmaktadır.

Caminin tek kubbesi sekizgen kasnak üzerine oturmaktadır. Mihrap 17’nci yüzyıl İznik çinileriyle bezenmiştir, ancak zaman içindeki onarımlar sırasında mermer olarak yeniden yapılmıştır ve iki yanında Korent başlıklı sütunlar bulunmaktadır.

Cami avlusuna, batıdaki merdivenlerden çıkıldıktan sonra iki sütun arasındaki kapıdan geçilerek ulaşılır. Birbirlerine ahşap kemerlerle bağlanan onaltı adet mermer ayağın taşıdığı revakla çevrelenen avlunun ortasında şadırvan, güneyinde cami, kuzeyinde türbe ve ahşap odalar yer almaktadır.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir