Elon Musk’a rakip mi geliyor?

Otomotiv dünyasının önemli aktörlerinden Honda, yeniden kullanılabilir roketini başarıyla fırlattı ve yere indirdi. Sessiz gelen bu başarı, uzay teknolojilerine dair küresel rekabette yeni bir perde aralarken, Elon Musk’a da dolaylı bir yanıt niteliği taşıyor.

Elon Musk’a rakip mi geliyor?

Otomobil devlerinin uzaya göz dikmesi yeni bir haber değil. Ama bir otomobil devinin bunu gerçekten başarması, işte o artık yeni bir çağın işareti. Japonya’nın en büyük ikinci otomobil üreticisi Honda, Haziran 2025’te adeta sessizce ama sarsıcı bir başarıya imza attı: 6,3 metrelik deneysel roketini fırlattı, 271 metreye yükseltti ve hedefinden yalnızca 37 santimetre saparak dikey inişle yere indirdi.

Evet, bu bir testti. Ama sıradan bir test değil. Bu, Elon Musk‘ın SpaceX ile yıllar önce başlattığı uzayda yeniden kullanılabilirlik devrimine Japon mühendisliğinin net bir cevabıydı. Üstelik Honda, bu başarıyı ABD ya da Çin değil, Hokkaido’nun küçük bir kasabasında gerçekleştirdi. Geliştirilen bu roketin hedefi 2029’da tam suborbital uçuş. Yani işin daha başındalar ama ilk adım, geri kalan yolun karakterini belirliyor.

Honda’nın bu hamlesi neden önemli? Çünkü bu sadece bir teknoloji gösterisi değil. Bu, birkaç yıl önce “araba mı yapıyorlar, uzayla ne işleri var?” denilen bir sektörün, artık havacılıkla, otonomiyle, yapay zekâ ile, hatta uzayla ne kadar entegre hâle geldiğinin göstergesi. Bugün arabalar yollarda değil, veride, bulutta, yörüngede yarışıyor.

Elon Musk'a rakip mi geliyor? - Resim : 1

SpaceX’in yüzlerce başarılı inişi varken Honda’nın tek bir roketle manşet olması boşuna değil. Çünkü bu iniş, otomotiv mühendisliğinin yıllardır geliştirdiği hassasiyetin ve istikrarın uzaya aktarılması demek. 37 cm’lik sapma, bir otomobilin sensör hassasiyetiyle neredeyse eşdeğer. Kapsamlı bir kontrol yazılımı, kendi geliştirdikleri yönlendirme sistemi ve sistematik test kültürü… Bu, yalnızca teknoloji değil, kültür meselesi.

Peki, Elon Musk’a rakip mi geliyor? Henüz değil. Ama Honda’nın, “roket sektörü yalnızca Silikon Vadisi’nin oyuncağı değil” dediği kesin. Üstelik bu, sadece bir başlangıç. Japon hükümeti, bu tarz özel girişimlere ciddi destek veriyor. Toyota’nın Ay’a gidecek aracı, iSpace‘in Ay görevleri derken Honda’nın roketi, Japonya’nın özel sektördeki büyük uzay atağının parçası.

Türkiye olarak bugün Togg gibi bir başarı hikâyesine sahibiz. Yerli üretim kabiliyeti, batarya teknolojileri, otonom yazılımlar ve savunma sanayiindeki ilerlemelerle birlikte Türkiye, geleceğin mobilite-eksenli teknolojik dönüşümünde iddialı bir ülke haline gelmeye aday. Ama bu dönüşümü uzaya taşımak için daha bütünleşik bir stratejiye, daha cesur adımlara ihtiyaç var.

Gelecek artık uzak değil; hazırlıklı olanın, planlayanındır. Honda hedefini belirledi ve adım attı. Türkiye de elindeki potansiyeli stratejik bir vizyonla birleştirirse, bu yarışta sadece izleyen değil, yön veren olabilir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir