EYT’liler meydanlara indi: Türkiye Yüzyılı’na yakışan maaş talep ediyoruz!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, düşük emekli maaşları ve artan hayat pahalılığını protesto etmek için İstanbul’da bir araya geliyor. Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Lastikçi, “Bizim emeklimiz şu anda kuru ekmeğe muhtaç durumda. Yeni Türkiye Yüzyılına yakışan emekli maaşları ve zamları talep ediyoruz.” dedi.

EYT’liler meydanlara indi: Türkiye Yüzyılı’na yakışan maaş talep ediyoruz!

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, düşük emekli maaşları ve artan hayat pahalılığını protesto etmek için bugün İstanbul Kadıköy’de buluşuyor.

https://twitter.com/EytSydDer/status/1685575375575719936

 

EYT düzenlemesinin yeni mağduriyetler yarattığını belirten binlerce vatandaş bu sorunun çözülmesini talep ediyor.

https://twitter.com/tuncay17yenice1/status/1685592444144881664

 

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Lastikçi, “Bizler bu ülkenin asli ve öz milletiyiz. Bu gök kubbe altında tarihe destanlar yazdıran, hiç kimseye boyun eğmeyen, dik duran, esaret nedir bilmeyen genetiğe sahip, atalarımızın bedelini kanlarıyla ödediği ve bizlere Vatan yaptığı toprakların evlatlarıyız. Bizler, şanlı tarihin, şerefli vatanın, güzide Ülkenin cefakar Milleti, yıllarca onur ve şerefiyle ülkesine hizmet etmiş ve halen eden, Vatandaşlık görevlerini yerine getiren, vergilerini ve primlerini peşinen ödeyen, kıymettar işçi, emekçi ve emeklileriyiz. Bugün buraya, onca zorluğa, yokluğa ve yoksulluğa rağmen, hayatta ve ayakta kalmanın mücadelesini verirken yapılan haksızlıkların, verilmeyen hakların, mahkum edildiğimiz sefaletin çilesini anlatmaya, hiçbir esarete boyun eğmemiş bir Milletin ekonomik esarete, çöküşe ve sefalete razı gelmeyeceğini, Sosyal devlet ilkesi ve insan hakları gereğince, Adaletin yeniden tesisini, İnsan onuruna yaraşan hayatlar için verilen ücretlerin yeniden revize edilmesini, toplumun her kesiminin mağduriyetini dile getirmeye ve haykırmaya geldik. Sayın devlet erkanına ve hükümet yetkililerine diyoruz ki; devlet bizi, millet biziz. Mağdur olan milletimizin sesini duyun ve milletinize sahip çıkın. ” dedi.

Zamların ve maaşların yokluğa ve açlığı mahkum ettiğini belirten Lastikçi, “Yaklaşık 16 milyon emeklinin hem yüksek enflasyon karşısında alım gücünün hiç edildiği bu ücret ve zamları hem de yanlış yönetilen politikaların faturasının bizlere kesilmesini, acı reçetenin Millete yazılmasını reddediyoruz. Açlık sınırı olan 10 bin 373 TL’nin altında bulunan 7 bin 500 TL’lik emekli maaşları ile nasıl geçineceğiz.? Emeklinin milli gelirden aldığı pay her geçen yıl düşmekte. Neden? Sabaha yiyecek ekmek bulamayan Emeklinin Yılbaşına kadar beklemeye tahammülü var mı? Takati ve sabrı kaldı mı? En temel ihtiyaçlarını dahi karşılamayan bu ücretlerle yaşamanın bir formülü var mı? Sayın Cumhurbaşkanım. Akaryakıttan vergilere, ilaçtan ekmeğe kadar tüm ürünlere gelen zamlarla hayatta ve ayakta kalmanın bir yolu var mı? Sayın Cumhurbaşkanım öğretin bize… Ayrıca en düşük emekli maaşları 7 bin 500 TL ye çıkarılırken, diğer emeklilere zam verilmemesi yine Sosyal Adalet ilkesine aykırı olup, yüksek prim ve yılla emekli olanlara haksızlık yapılmıştır. Bu durum toplum barışını ve huzurunu sarsmaktadır.” ifadesini kullandı.

‘TÜRKİYE YÜZYILI’NA YAKIŞAN EMEKLİ MAAŞLARI TALEP EDİYORUZ’

Emekli maaşına yapılan yüzde 25’lik zammın yetersiz olduğunun altını çizen Lastikçi, “En düşük emekli maaşlarının tamamlanan kısmının bakanlıktan yardım olarak değil, SGK’dan kök maaş olarak verilmesini, En düşük emekli maaşının asgari ücretin altında olmamasını ancak asgari ücretin de gelinen süreçte en düşük memur maaşından az olmamasını, Özellikle mutfak ve gıda enflasyonunda rakamların kontrol altına alınmasını, En yüce değer emek sahiplerine, hak ettiği önem ve değerin verilmesini, hassasiyetin gösterilmesini, rahat edeceği dönemde içinde bulunduğu ağır ekonomik şartlar sebebiyle çift dikiş hatta üç dikiş yapacak duruma getirilmeden, en insani isteklerimizin yerine getirilmesini talep ediyoruz. Bir ülkenin itibarı vatandaşının refahı ile ölçülür. Avrupa’dan verilen emeklilik örneklerinde, dünya emeklileri ülke ülke tatil yaparken, biz alım gücümüz sıfıra indiğinden, markete dahi gidemiyoruz. Bizim emeklimiz şu anda kuru ekmeğe muhtaç durumda. Yeni Türkiye Yüzyılına yakışan emekli maaşları ve zamları talep ediyoruz.” dedi.

İNTİBAK VE ABO AÇIKLAMASI

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Lastikçi, İntibak ve Aylık Bağlanma Oranına da değindi.

Lastikçi, “Eşit yıla eşit primle çalışanların emekli maaşları arasındaki adaletsizlik, intibak yasası ile giderilmelidir. 2000 yılı öncesi emekli olanlar için çıkarılan İntibak yasasının 2000 yılı sonrası emekli olanlar için çıkarılması elzemdir. ABO tüm çalışanları ilgilendiren bir konu olan aylık bağlama oranları, 1 Ekim 2008 tarihi itibari ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası ile yeni bir emekli aylığı hesaplama sistemi getirilmiştir. 5510 sayılı yasa ile Aylık Bağlama Oranları (ABO) yüzde 28’e düşürülerek; yine bir mağduriyet başlamış, geçmiş dönemlere göre çok düşük emeklilik maaşlarına mahkum edildik. Asgari ücret, adından da anlaşılacağı üzere bunun altında bir ücretle temel ihtiyaçların karşılanamayacağı bir ücret olarak anlaşılmaktadır. Gerçi bu günün asgari ücret seviyesi de maalesef yaşama elverişli olmayıp acilen revize edilmelidir. ABO oranlarında yapılan bu düşüş ile uzun yıllar çalışma hayatında bulunan bizlere, fazla çalıştığımız günler için ABO hesaplama yöntemiyle adeta cezalandırılıyoruz. Bugün bağlanan emekli maaşları asgari ücretin de altında bağlanarak emekli maaşı olmaktan çıkmış, sosyal yardıma dönüşmüştür. Çalıştıkça Düşürülen emekli maaşları değil, çalıştıkça prim ödendikçe emekli olunduğunda, yüksek emekli maaşı alınacak sisteme geçiş yapılmalıdır. Bugün emekli maaşlarında yaşanan sefalet ücretlerinin en baş sebebi Aylık Bağlama Oranlarının düşüklüğü sebebiyledir.” şeklinde konuştu.

Emeklilikte Yaşa Takılanlar Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Arzu Lastikçi açılamalarına şöyle devam etti:

5000 PRİM VE KISMİ EMEKLİLİK

“Emeklilikte Yaşa Takılanlar mağduriyeti, 08 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan ve geriye aleyhimize doğru işletilen 4447 sayılı yasa ile başlamıştır. Emekli olmanın 2 şartı olan hizmet yılı ve prim gününe ilaveten 3. şart olan YAŞ haddi eklenerek 2 ila 17 yıl arasında mağdur edildik. “Yasalar, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geçerlidir” ilkesi ihlal edilmiş, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir mağduriyete imza atılmıştır. SSK, BAĞ-KUR VE EMEKLİ SANDIĞI’na bağlı olarak; işe giriş tarihlerine göre ; SSK lılar da kadınlar 20 yıl hizmet süresi ve 5000 prim, erkekler 25 yıl hizmet süresi ve 5000 prim – Bağ kur ve emekli sandığında ise kadınlar 7200, erkekler 9000 prim günü ile emekli oluyordu. 8 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan yasa ile kademeli olarak kadınların 58, erkeklerin 60 yaşına kadar emeklilik süresi uzatılmıştı. 2002 Yılında çıkarılan kademeli prim sistemi ile de 08 Eylül 99 öncesi olan 5 bin prim 5975 e kadar yükseltilmiştir. Sayın Bakan 11 Kasım 2022 tarihinde yaptığı açıklama ile düzenlemenin çerçevesini çizmiş, “prime takılanlar diye bir şey olmayacak, 08 Eylül 99 öncesine prim gün şartı olan 5000 primi değiştirmiyoruz. Bu kötü senaryoları aklınızdan silin. Hizmet yılı olarak da Kadınlarda 20 yıl, erkeklerde 25 yıl hizmet süresini kapsıyor dedi.

KISMİ EMEKLİLİK

SSK’lılarda 8 Eylül 1999’a kadar ilk defa işe giren kadınlar prim gününü tamamlayamamışsa, eksik günü varsa yaş şartı yoktu ancak kadınlara 50 yaş şartı getirilerek, 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim günü, erkeklerde ise 55 yaş ve 3600 prim gününü tamamlamaları halinde, Kısmi Emeklilik hakkı veriliyordu. Bağkur ve emekli sandığında ise 5400 gününü tamamlayan kadınlar ve erkeklerde, kadınlar 50 yaş – erkeklerde de 55 yaşını dolduranlara da kısmi emeklilik hakkı veriliyordu. 08 Eylül 1999 tarihinde çıkarılan yasa ile SSK lılar da kadınlarda 8 yıl uzatılarak kademeli olarak 58 yaş, erkeklerde 5 yıl uzatılarak kademeli olarak 60 yaşa çıkarıldı. Bağ kur ve emekli sandığına tabi olanlara, 5400 prim gününü tamamlayan kadınlarda 58 yaş, erkeklerde kademeli olarak 60 yaşına çıkarıldı. 03 Mart 2023 tarihinde yayımlanan yasa ile kısmi emeklilikte 99 öncesine göre yaş skalası aşağı çekilmedi. İlk işe başlama şartlarına göre emekli olamadılar. Sayın Çalışma Bakanının yaptığı açıklamalar üzere, 5 bin ya da 3600 prim gününü dolduramayan kadın ve erkek arkadaşlarımız, emekli olacakları inancıyla eşine, yakınlarına ya da arkadaşlarına çektirdiği banka kredileri ile Sosyal Güvenlik kurumuna giderek, doğum veya askerlik borçlanması ile primlerini tamamladılar. Açıklanan yasa içeriği ile sadece Yaş şartının kaldırılması ve 99 öncesi hakların tamamının iade edilmemesi sebebiyle, hem Emeklilikte Prime Takılanlar olmuş ve emekli olamadıkları için de çekilen banka kredileri sonucu zor duruma düşmüş, icralık konuma gelmişlerdir. Sayın bakanın yaptığı açıklamalar, konumu sebebiyle OTORİTE hükmündedir. Ve bağlayıcıdır. Bizler, devletin kurumuna ve bu kuruma tabi olan Sayın Bakanın açıklamalarına inanmayacağız da kime inanacağız? Bu makamlar, sözleri yanlış algılanan Makamlar değil, İCRA makamıdır. Mağduriyet üzerine mağduriyet ekleyen değil, Vatandaşın derdini Şiar edinen, dinleyen, anlayan ve çözümünü sağlayacak yasaları hayata geçirerek, güvenceyi ve adaleti tesis eden Yöneticiler istiyoruz. EYT meselesi sadece YAŞ haddinden ibaret bir mesele değildi. Yıllar sonra tozlu raflardan çözüm masasına alınan EYT sorunu, 1 yılı aşkın süredir kamuoyunda deklare edildiği gibi kökten çözülmemiştir. Verilen sözler tutulmamıştır. Geride bırakılan arkadaşlarımız ne yapacak? 40 yaşından sonra işsiz kaldığımızda iş bulamadık. Hayat koşulları primlerini tamamlamaya el vermeyen insanlar kime güvensin? Kimin kapısına gitsin? Yıllarca hem sosyal medyada hem de alanlarda çok mücadele verdik. Çok bedeller ödedik. İlk günden beri tek bir söylemimiz vardı. 99 öncesi neyse O. Ne bir eksik ne bir fazla, tastamam hakkımızı istedik sadece. Alınteri hakkımız ve emeğimizin tam teslimi için yılmadan bıkmadan usanmadan ve ayrıca kırmadan dökmeden, başımız dik ve alnımız ak olarak hakkımızı aradık. İnsanüstü bir gayretle sergilenen bu azmin sonucu, hakların tam teslimi ile olmalıydı. Yarım çıkarılan yasa ile Geride gözü yaşlı, Çaresizlik içinde kıvranan, umutları ve yarınları kararan, üzerine yeni bir enkaz yıkılan Mağdurlar yaratılmıştır. Yasalar Güvencemiz olmalı, Sosyal Güvenlik Kurumunun isminin hakkını vermesini istiyoruz. Kuruma GÜVENMEK istiyoruz. Ekonominin omurgası işçi ve emekçileri olarak, HAKKIN sahibine KAYITSIZ ŞARTSIZ teslimini istiyoruz. Ve bir an evvel masada bırakılan 5000 prim ve Kısmi Emeklilik haklarımızın acilen yasalaştırılmasını talep ediyoruz.

DİLEKÇESİNİ VERİP HALEN EMEKLİ OLAMAYANLAR

3 Mart itibariyle emeklilik dilekçesini verip halen emekliliği onaylanmayanlar. Dönemin Bakanı Sayın Vedat BİLGİN tarafından en geç Mayıs ayında maaşların bağlanacağı, belki 10 günlük bir gecikme olabileceği söylenmişti kamuoyuna. Ancak gelinen süreçte halen emekli aylığı bağlanmayan arkadaşlarımız mağdur durumda. Emeklilik dilekçesini uzun bir işsizlik sürecinden sonra verenler, aylardır nasıl geçiniyor? Primi eksik olup da bankalardan kredi çekerek SGK ya borçlanma yoluyla primlerini tamamlayanlar, kredi borçlarını nasıl ödüyorlar ? Ödeyemiyorlar. Başvuru süreci 90 günü aşan mağdurlar, avans talebinde bulundular ancak avans alamadılar. 100 günü geçince sağlık sisteminden faydalanamadılar GSS ye bağlandılar. Normalde ayda 40 ila 50 bin emeklilik başvurusunu onaylayan kurum, çıkacak yasa akabinde yapılacak başvurularda nasıl bir önlem aldı? Almadı. Aynı personel sayısı ile bu talep nasıl karşılanacaktı.? Aylarca bekleyen EYT li muhatap bulamıyor. Bağlı olduğu kuruma gittiği zaman, çalışan memur ile karşı karşıya bırakılıyor. Biz hiçbir kurumu ve çalışanını hedef almıyoruz. Ancak 24 yıla yakın bir zaman mağdur olan eyt li yaşa takılmaktan kurtuldu fakat bu seferde SGK ya takıldı. Sistem yetersiz, o serviste çalışan sayısı yetersiz. Ve biz halen beklemeye devam ediyoruz. Aylardır İSTANBUL SGK il müdürlüğünden randevu talep ediyorum. Çoğu zaman makamında bulunmuyor. Yaşanan mağduriyetleri anlatıp bilgi almak istiyorum ancak ulaşamıyorum. Hakkımız olan maaşlarımıza kavuşamıyoruz. Bir an evvel yıllarca hasretini çektiğimiz, uğruna yıllarımızı verdiğimiz mücadele ile hak ettiğimiz emekli maaşlarının bağlanmasını talep ediyoruz.

STAJYER VE ÇIRAKLARIN SİGORTALILIKLARININ EMEKLİLİKTE İŞE BAŞLAMA TARİHİ SAYILMASI

Meslek liselerinde ve Çıraklık Eğitim merkezlerinde ilk işe başlama tarihinde, öğrencilere sigorta numarası verildi ancak bu süre emeklilik için sigorta başlangıcı olarak sayılmadı. Fiilen çalışıldı ama kabul edilmiyor. Fiili çalışma varsa hizmet de vardır. İşverene bağlı çalışıldı. Ancak gerçek çalışma olarak kabul görmedi. “Prim almadık. İş kazası ve meslek hastalığı primi yatırıldı. Patron kim” dendi. Patron, şartları belirleyen Devletimizdir. Staj bir çalışmadır. Ücreti de ödenmiştir. Milyonlarca insanımız mağdur edildi. Staj ve çıraklık hizmeti başlangıcının, sigortalılık başlangıç süresi olarak sayılmasını talep ediyoruz.

https://twitter.com/normhabertv/status/1685617291839352832

BAĞ-KUR PRİM EŞİTLEME VE TESCİL MAĞDURİYETİ

Sayın Cumhurbaşkanımız seçimlerden önce Prim gün sayısını erkeklerde 9000 günden 7200 güne düşüreceklerini, 1 milyon küçük esnaf için geçerli olacağını ifade etmiştir. Seçimlerden sonra geçen süreçte TBMM nin tatile girmesiyle de verilen vaat, henüz icraata geçmedi. Bağ kur tescili ve ihya yani bağ kur a kayıt sistemi. 99 öncesi Vergi ve oda kaydı bulunan esnaf ve sanatkarın, prim borçlarını ödeyerek tescil hakkı verilmelidir. Esnafın dükkan kirası, yanında çalıştırdığı personelin maaşı, faturaları derken, çoğu esnaf primlerini ödeyemez olmuştu. Hak kaybının yaşanmaması adına Bağ kur da yaşanan adaletsizliklerin ve haksızlıkların bir an evvel bitirilmesini istiyoruz. 2000’LİLER 2000 VE 2008 Yıllarında yapılan Emeklilik reformları ile 58-60 ve 65 yaş emeklilik sistemi ülkemiz şartlarına uygun değil. Aynı biz EYT liler gibi 40 yaşından sonra işsiz kalanlar iş bulamayacak, mağduriyetler katlanarak devam edecektir. EYT yasasının çıkması ile mevcut emeklilik sistemine dahil olanlara bir yol açılmış, talepten hakka doğru gidecek bu konuda, her ne kadar sisteme dahil olduğunda Emeklilik şartları belli olsa da bir gün işe geç girişle yaklaşık 17 yıla ulaşan bir Adaletsizlik doğmuş ve mevcut sistemin Kökten bir reformla Adil bir şekilde yeniden düzenlenmesi şart olmuştur.

MEZARDA EMEKLİLİK İSTEMİYORUZ.

EYT mücadelesinde 2015 yılında kurulan derneğimizle mücadelenin Resmi süreci başlamış, 2019 yılında Ülke genelinde kurulan derneklerimizle alan genişletilmiş ve 2020 yılında da güç birliğini oluşturduğumuz EYT FEDERASYONUMUZU kurarak, mücadelenin doruk noktasına ulaştık. Yüzyıla konu olacak örnek mücadelesi ile tarihe adını altın harflerle yazdıran EYT nin geride bırakılan 2 hakkı da iade edilirse, mesele KÖKTEN çözülmüş olacaktır. Düsturumuz gereği; Yanımızda olanın yanındayız. Bu kutsal alınteri mücadelesini verirken de Eğilmeden, bükülmeden, Dava yoluna Baş koyan, hiçbir menfaat çıkar gözetmeksizin gece gündüz emek veren, haklı olduğu davada Milyonlarca mağdurun sesi olan EYT FEDERASYONU ayrıca Emeklilikte yeni jenerasyon olarak da mücadelede ki yerini alarak, Sosyal Güvenlik Sisteminin mağdur ettiği tüm yasalar değiştirilene kadar, VARIZ. BURADAYIZ. HER YERDEYİZ. HEPİMİZ BİRİMİZ BİRİMİZ HEPİMİZ İÇİN.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir