13. yüzyıl başlarındaki Asya topraklarına bakıldığında, cihangirlik peşinde koşan iki güçlü hükümdarın varlığını görürüz. bunlardan biri Harezmşahlar’ın lideri Alaeddin Muhammed, diğeri ise Moğolların lideri Cengiz Han’dır. Harezmşahlar, büyük Selçukluların güçten düşmesi ve yıkılmasıyla, Selçukluların hüküm sürdüğü topraklarda ortaya çıkan otorite boşluğunu dolduran; İran, horasan, maveraünnehir coğrafyasında hüküm süren bir hanedandı. Moğollar ise Asya’da, Cengiz’in tahta geçmesiyle tek çatı altında toplanmaya başlayıp, yayılmacılığa girişen bir kavimdi.
bu iki Asya hükümdarı arasındaki münasebetler Çin meselesi üzerine başlamıştı. Çin’in zenginliği geçmişten beri her hükümdarın gözlerini kamaştıran türden bir zenginlikti. bu iki hükümdar da o zenginliğe ulaşmayı, ona sahip olmayı istiyordu. bu uğurda ilk adımı atan cengiz han oldu. tahta geçtikten kısa bir süre sonra Çin’e hücum etti. Orduları hızlıca Çin topraklarını istila etti. 1215 yılında da Pekin’i zapt etti. Çin’in Moğollarca ele geçirilişi ve bilhassa Pekin’in düşüşü büyük yankı uyandırdı. Cengiz Han böylelikle her yere namını duyurmayı başardı.
Pekin’in düştüğü haberini ilk alanlardan biri de Harezmşah lideriydi. Bunu teyit etmek için ve Moğollara dair bilgi edinmek, onları daha iyi tanımak için derhal bölgeye elçilerini ve casuslarını gönderdi. Cengiz Han, Harezmşah elçilerini büyük bir ilgi ve iltifatla karşıladı. çünkü cengiz, günden güne büyüyen ülkesini ve bilhassa ordusunu giydirip, beslemesi için ticari faaliyetlere muhtaçtı. Nitekim Cengiz ve Harezmşah elçi heyeti arasında, iki ülke arasındaki ticari faaliyetlerin başlaması ve iyileştirilmesi yönünde görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler de olumlu sonuçlandı. bir zaman sonra Harezmşahların bu hamlesine karşılık cengiz han da Harezm ülkesine elçilerini ve bir ticaret kervanı gönderdi. Böylelikle iki ülke arasındaki ticari ilişkiler başlamış oldu. Fakat bu zoraki kurulan bir ilişkiydi. Cengiz Han’ın mektubunda harezmşah liderine ”oğlum” diye hitap etmesi fazlasıyla sinirleri bozmuştu.
kurulan ticari ilişkiler doğrultusunda 1218’de Cengiz Han’ın emriyle bir tüccar heyeti kuruldu ve bu heyet, ticaret yapmaları için harezm ülkesine gönderildi. heyet, Otrar’a ulaştığında şehrin valisi inalcık tarafından casusluk ithamıyla durduruldu. Heyettekiler katledildi ve tüm mallara el konuldu. (Valinin harezmşah liderinin akrabası olduğu söylenmektedir)
Cengiz Han, bu hadiseyi duyduktan sonra soğukkanlılığını koruyarak, Harezmşah hükümdarına elçilerini gönderdi. Ondan, Otrar valisinin kendisine teslim edilmesini istedi. Fakat Harezmşah hükümdarı bu isteği reddetmenin yanı sıra elçilerin birini öldürdü, diğer ikisinin de sakallarını yoldurup, geri gönderdi. Bu karşılık da Cengiz’i zıvanadan çıkarttı.
Velhasıl 1219’da Moğol ordusu harekete geçti. Harezmşah hükümdarı savunma hattı oluşturmak için çok uğraştıysa da faydalı olmadı. Moğol ordusu Harezmşah ülkesine girdi, Otrar’ı kuşatıp aldı, bu esnada şehrin valisi ele geçirilip öldürüldü. Bunun ardından da Moğollar ilerleyişini sürdürüp, harezm ülkesini istilaya girişti. Bölgedeki tüm yerleşim yerleri korkunç katliamlar eşliğinde teker teker düşüyordu. Bu esnada Alaeddin Muhammed ise kaçmakla uğraşırken Hazar Denizi’ndeki bir adada hayatını kaybetti. Bundan sonrasıyla da oğlu Celaleddin Harezmşah uğraşmak zorunda kaldı.
YORUMLAR