EYT sorununun çözüm yoluna girmesinden sonra emekli olacak işçilerine kıdem tazminatı ödemek zorunda kalacak işverenlerden ardı ardına açıklamalar gelmeye başladı.
Konu ilk olarak geçen hafta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin ile Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) arasında yapılan görüşmede ele alındı.
TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, konunun nitelikli iş gücü kaybı ve işvereni etkileyecek başta kıdem tazminatı yükünü ve ek maliyetleri gözetecek uygun çözümlerle yönetilmesinin iş gücü piyasalarındaki dengeler açısından kritik olduğuna dikkati çekti.
‘DERİNLEMESİNE EYT ÇALIŞMASI YAPTIK’
EYT ile ilgili TİSK olarak “derinlemesine” bir çalışma yaptıklarını söyleyen, ancak çalışmanın bütününü kamuoyuna açıklamayan TİSK Başkanı Akkol, “EYT’li çalışma arkadaşlarımızın beklentilerinin karşılanmasını önemsiyoruz. Uzun yıllardır bu düzenlemeyi bekleyen arkadaşlarımızın uygun koşullarda emekli maaşlarını almasını işverenlerimiz de destekleyecektir.” dedi.
Başta kıdem tazminatı yüklerinin yönetilmesini önemli bulduklarını belirten Akkol, “Emekli olup çalışmaya devam edecek çalışma arkadaşlarımız için sosyal güvenlik destek primlerindeki işveren maliyetleri artışı kaynaklı uzun vadeli maliyet etkileri ortaya çıkabilir. Bu konuda işverenler üzerindeki artan yüklerin sağlanacak teşvik ve kolaylıklarla hafifletilmesini, düzenlemenin tüm bu faktörleri gözetecek şekilde hayata geçmesini önemli görüyoruz” ifadelerini kullandı.
‘EMEKLİ OLDUKTAN SONRA ÇALIŞMAYA DEVAM ETMEK İSTEYENLER İÇİN ÇÖZÜM ÜRETİLMELİ’
Devletin her zaman olduğu gibi hem çalışanı hem işvereni gözeten destek ve teşvikleri en uygun şekilde uygulamaya alacağına inandıklarını vurgulayan Akkol, şunları kaydetti:
“Önemsediğimiz bir diğer konu da nitelikli iş gücünün çalışma hayatında devamlılığın sağlanması. Her 4 işletmeden 3’ü hali hazırda nitelikli işgücüne erişim sorunu yaşadığını bildiriyor, erişimin daha da zorlaşmaması kritik. Bu nedenle, EYT’li çalışanlardan emekli maaşlarını alırken mevcut işlerinde devam etmek isteyenler için çözüm üretilmesi birçok sektör ve işletme için önem taşıyor. Ayrıca hep gündeme getirdiğimiz üzere güvenceli esnek çalışma yöntemlerinin yaygınlaştırılmasının daha da önem kazanacağı görüşündeyiz. Nitelikli çalışan açığı kaynaklı etkilerinin yaşanmaması için bu çözümlerin kritik olduğunu düşünüyoruz.
Olası EYT düzenlemesine paralel olarak kayıt dışı ile mücadele de önem kazanacak. Kayıt dışı istihdam artışının önüne geçmek için bütüncül önlemler alınması gerektiğini her fırsatta ifade ediyoruz. Yükümlülüklerini eksiksiz yerine getiren kayıtlı ve örgütlü işletmeleri desteklemek önem kazanıyor. Bu işletmeleri olumlu şekilde ayrıştıracak somut uygulamaların hayata geçmesini bekliyoruz. TİSK olarak ülkemize, işletmelerimize ve çalışanlarımıza katkı sunacak her adım için elimizi taşın altına koyacağımızı ifade ediyoruz. Ülkemize, çalışma hayatımıza ve çalışma arkadaşlarımıza değer katacak uygulamaların hayata geçmesi için çalışmaya ve destek vermeye devam edeceğiz.”
Kocaeli Sanayi Odası Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da EYT düzenlemesi ile ilgili, “Çok ciddi iş kaybı olacak. Ciddi tazminat rakamları ortaya çıkacak. Biz sürdürülebilir bir geçiş istiyoruz” dedi.
Zeytinoğlu, “Bildiğiniz üzere EYT sorununun Aralık ayında TBMM’de çözülmesi bekleniyor. Bu çözümün, işletmeler için kıdem tazminatı yükü ve nitelikli eleman kaybı gibi yeni sorunlara yol açabileceğini düşünüyoruz. Tazminat bütçesi ve nitelikli insan kaynağı açığı firmalarımızda ciddi problemlere neden olacak. En yetkin gruptaki kıdemli ve nitelikli iş gücü kaybının ortaya çıkaracağı sorunlardan kaygı duyuyoruz. Yüzde 30 iş gücü kaybı öngörülen düzenleme sonrası nitelikli eleman sorunumuzun daha da büyüyeceğini düşünüyoruz.
“BİZİ ZORLAYACAK”
Kıdem tazminatları ise şirketlerimiz üzerine beklenmedik mali yük getirecek. Finansmana erişimin kısıtlı, nakit akışlarının sıkışık olduğu bu dönemde yüklü bir tazminatla karşı karşıya kalmamız bizi daha da zorlayacak. Bu sebeple, EYT düzenlemesinin işverene ek maliyetler getirmeyecek ve her iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını talep ediyoruz. İktidar partilerine de muhalefet partilerine de söylemek istiyoruz. Çok ciddi iş kaybı olacak. Ciddi tazminat rakamları ortaya çıkacak. Biz sürdürülebilir bir geçiş istiyoruz. Belirli sürelere yayılan emeklilik geçişi olması bizim için çok önemli” ifadelerini kullandı.


Küpeli, firmaların nakit akışını yönetmekte zorlandığı, finansmana ulaşmak noktasında ciddi sıkıntı yaşadığı bir dönemde EYT düzenlemesinin tüm yükünün işletmelerin üzerine bırakılmasının ve böyle bir yükün biranda gelmesinin özel sektörde çok ciddi mağduriyet oluşturacağını söz konusu uygulamanın çok dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesini gerektiğini söyledi.
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Başkanı Ender Yorgancılar, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) düzenlemesinin hem kamudaki ve özel sektördeki kurum ve işletmelerin mali yapısı ile personel dengesini, hem de merkezi yönetim bütçesini büyük ölçüde bozacak etkiye sahip olduğunu belirterek, söz konusu uygulamanın çok dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesini gerektiğini söyledi.
YÜZDE 30 İŞGÜCÜ KAYBI
Yorgancılar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Düzenlemenin küresel resesyonun yaşandığı, iç talepte ve büyümede yavaşlamanın beklendiği bir döneme denk gelmesi, bu uygulamanın çok dikkatli bir şekilde hayata geçirilmesini gerektirmektedir.
EYT yasalaştığında firmalara göre değişmekle birlikte işgücü kaybı ortalama yüzde 30 civarında olabilecektir. Bu grup, 45-55 arası yaş ortalamasında, hem kurum kültürü hem de tecrübe açısından önemli bir kazanıma sahiptir. Bu da firmalarımızı farklı açılardan olumsuz etkileyecektir” dedi.
Söz konusu etkileri sıralayan Yorgancılar, “Birincisi bir anda yüklü bir kıdem tazminatını ödemekle yükümlü kalacaklardır. İkincisi, en verimli yaşlardaki tecrübeli, nitelikli elemanlarını kaybedecekler ve bu da verim ve üretim kaybına sebep olabilecektir” diye konuştu.
EYT FİNANSMAN KREDİSİ
Yorgancılar, işverenin düzenleme nedeniyle mağdur olmaması için atılması gereken adımları ise şöyle sıraladı:
“Bu süreçte taleplerimiz, emekli olacak çalışan sayısına göre firmalara uygun faizli ve uzun vadeli Hazine kaynaklı bir Kredi Garanti Fonu (KGF) kredisi verilmesidir.
Kamu bankalarının, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizinin belli oranı üzerinden, bir-iki yıl geri ödemesiz dönemi içerecek şekilde, başta kıdem tazminatı ödemeleri olmak üzere doğacak kaynak ihtiyacı için, işletmelere orta ve uzun vadeli ‘EYT finansman kredisi’ verebilmelidir.
İşsizlik Fonu’ndaki kaynakların kıdem tazminatlarının ödenmesinde kullanılabilmesi imkanının sağlanması, bu çerçevede de öncelikle işverenlere bu Fon’dan kaynak aktarılarak kıdem tazminatlarının ödenmesi, daha sonra ise işverenlerin kullandıkları miktarı 12-24 ay taksitle geri ödemesinin sağlanması.
KADEMELİ PLAN
Nitelikli istihdam kaybındaki olumsuzluğu en aza indirgemek için yaş ve çalışma süreleri dikkate alınarak kademeli bir ayrılış planlanmasıdır.
Örneğin 1995 girişliler EYT’nin yasalaştığı tarihte verecekleri dilekçe tarihinden itibaren 6 ay sonra, 1996 girişliler, 8 ay sonra 97-10, 98- 11, 99 girişliler ise 12 ay sonra ayrılabilirler gibi.
Bu durum, şirketlerin işgücü açısından en az zarar görmelerini ve planlama yapabilmelerini sağlayacaktır.”
Müstakil Sanayi ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Başkanı Mahmut Asmalı, katıldığı Bloomberg HT yayınında EYT ve asgari ücret konularında değerlendirmelerde bulundu.
1,5 milyon EYT’li olduğunu bunun da yüzde 87’sinin özel sektörde çalıştığını hatırlatan Asmalı, “Burada bir beklenti oluştu, karşılanması gerekir. Ancak işverene kıdem tazminatı yükünü hafifletmek için kademeli çözüm olmalı. Örneğin ilk etapta işsiz olanlar emekli edilebilir” dedi.
KADEMELİ EMEKLİLİK OLABİLİR
Tüm EYT’lilerin hepsinin birden emekli olması durumunda bir emek boşluğu da oluşabileceğine dikkat çeken Asmalı, kademeli bir emeklilik olabileceğini belirtti. Asmalı, işverene gelecek kıdem tazminatı yükü için de, “Kıdemin yüzde 50’ini işveren karşılayabilir, diğer yüzde 50 için de KGF tarzı bir kredi desteği sağlanabilir” yorumunu yaptı.
Gerek EYT konusunda gerek asgari ücret konusunda üyeleri arasında bir anket çalışması yaptıklarını ancak sonuçlarının henüz ortaya tam olarak çıkmadığı için çalışmaları gerekli yerlere iletmediklerini söyledi.
Belirlenmesi için çalışmaların başladığı asgari ücrete ilişkin, “Asıl olarak işçinin alım gücünün yükseltilmesi gerekiyor. Enflasyonu aşağı çekersek, alım gücü de yükselmiş olacak” diyen Asmalı, çalışanların enflasyona ezdirilmemesi baz etkisi ile enflasyonun Aralık’ta gerileyeceğini, enflasyonun 85’lerden yüzde 67’lere düşeceğini, bu sayede de alım gücünün yükseleceğini ifade etti.
İşverenlerin zaten ücretleri enflasyonun üzerinde artırarak çalışanlarını sevindirmesi gerektiğini belirten Asmalı, tüm yükü emekçinin sırtına yüklemenin doğru olmayacağını belirten Asmalı, işçinin satın alım gücünün korunmasının önemli olduğuna dikkat çekti.
YORUMLAR