İYİ Parti’nin Büyükşehir adayı Türkoğlu: Kirlenen Bursa’yı temizlemeye geliyoruz

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını duyurduğu Selçuk Türkoğlu, partililere ve Bursalılara seslendi.

İYİ Parti’nin Büyükşehir adayı Türkoğlu: Kirlenen Bursa’yı temizlemeye geliyoruz

KAMERAMAN: MESUT ERDOĞAN

İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayı Selçuk Türkoğlu, sahneye Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı yeleğini giyerek çıktı.

Türkoğlu, partililer ve Bursalılara şu sözlerle seslendi:

‘KİRLENEN BURSA’YI TEMİZLEMEYE GELİYORUZ’

“Genel Başkanımızın elimizi kaldırmasıyla, Bursa Büyükşehir Adayı olarak, “vira bismillah” dedik ve kentimizin yeniden inşası için kollarımızı sıvadık.
Nasıl bir şehir hayal ettiğimizi de tüm açıklığıyla anlattık: Kirlenen Bursa’yı temizlemeye geliyoruz.
Kara olana ak mı diyelim? Kirli olana pak mı diyelim? Biz bir yanlış için başka bir yanlışa; Allah’tan korkmadan hak mı diyelim?..

‘EFSANE BURSA OVASINI BİTİRDİLER, SIRA ULUDAĞ’I İMARA AÇAYA GELDİ’

Sevgili Dostlar;
Bursa özellikle son 20 yılda kirlendi mi? Öyle böyle değil, hem de nasıl kirlendi! Havamız kirlendi, Suyumuz kirlendi, Ovamız kirlendi, Yer kirlendi, gök kirlendi; Yaşam iksirimiz Uludağ’ımız kirlendi… O Uludağ ki; şimdi de Alan Başkanlığı adı altında “Talan Başkanlığı”na teslim edildi. Efsane Bursa ovasını bitirdiler, sıra cennet Uludağ’ı acımasızca imara açmaya geldi.

‘ŞEHRİMİZ, GRİ BURSA, KİRLİ BURSA OLDU’

Hülasa Dostlar;
“Yeşil Bursa”ydı, güzelliği dillere destandı,
“Beton Bursa” oldu, Dünyaca ünlü güzelim şehrimiz maalesef “Gri Bursa” , “Kirli Bursa” oldu!..
Efendim… İşte bu kıyafeti bunun için giydim.
Buradan öncelikle; yağmurda, çamurda, karda, kışta, kıyamette en anlamlı hizmeti sağlıklarından olma pahasına fedakarca yerine getiren temizlik işçisi kardeşlerime en içten en samimi selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Sn. Genel Başkanım, Değerli Dava Arkadaşlarım, Kıymetli Bursalı Hemşerilerim;

‘YENİDEN YEŞİL BURSA’YA DÖNÜŞTÜRMEYE GELİYORUZ’

Sizlere söz veriyorum;
Bursa’mızı kirden, pastan, yalandan, dolandan, talandan, ranttan arındırmaya geliyoruz…
Beton Bursa’yı, Gri Bursa’yı, Kirli Bursa’yı;
Yeniden Yeşil Bursa’ya dönüştürmeye geliyoruz…
Hiç kuşkunuz olmasın;
Efsanelere konu olmuş Bursa’da zaman, bundan böyle İYİ’ler için akacak…

‘BURSA BÖYLE BİR GÜZELLİĞİN TASVİRİYLE ANLATILIR’

Biliyor musunuz ki;
Kadim bir inanışa göre, güzellik Tanrısı dünyaya güzellik dağıtırken ayağı Uludağ’a takılır ve kolunda taşıdığı sepetteki tüm güzellikler Bursa’ya yayılır…
Bursa böyle bir güzelliğin tasviriyle anlatılır…
Uludağ’ın yeşilliklerinin hemen eteğinde başlayan güzellikler, Bursa’nın verimli ovasına yayılıp uzar gider.
Kuzeye doğru Gündoğdu tepelerinin ardından kıvrıla kıvrıla inerken Gemlik körfezi ayaklarınızın altında serapa uzanır tüm güzelliğiyle ve o kıvrımların sonunda sizi neredeyse bin yıllık bir manastır karşılar, çünkü Kurşunlu’ya gelmişsinizdir.
Batıya yöneldiğinizde Altıntaş’ın, Burgaz’ın, Mudanya’nın, Tirilye’nin ve sahil boyunca sağınızda denizin, solunuzda ise yemyeşil zeytinliklerin arasında sizi sarhoş eden güzelliklerle birlikte yol alırsınız.
Bursa, sudan ibarettir evet ama aynı zamanda Bursa Uludağ’dan, denizden, zeytinliklerden, şeftali, kiraz, armut, incir ve sebze bahçelerinden de ibarettir.
Bursa kaplıcalardan ibarettir. Bursa camilerden ibarettir. Bursa yokuşlardan ibarettir. Bursa çeşmelerden ibarettir. Bursa hanlardan ibarettir. Bursa dutluklardan ibarettir.
Hani o kurt ile kuzuyu birlikte yayan ecdadımızın ipek kozası gibi ördükleri barıştan ibarettir. Nezaketten ibarettir.
Bursa, yokuşlarının zirvesinde yaşayanların bile aşağı inerken “Heykel’e çıkacağız” diyen, her şehrimizde olduğu gibi Bursa’nın da merkezinde bulunan Atatürk heykelinin adını verdiği “Heykel’e çıkacağız” diyen bir kibarlıktan ibarettir.
Çünkü Atatürk sadece şehrin merkezi değil, devletin de merkezidir, cumhuriyetin de merkezidir, bağımsızlığımızın da merkezidir, yurtta barışın merkezidir, cihanda barışın merkezidir, bu sebeple Bursalılar Heykel’e çıkarken iki dirhem bir çekirdek giyinir ve öyle çıkarlar, çünkü Heykel Bursa’nın podyumudur…

Bursa:
Bu hayâle uyur Bursa her gece,
Her şafak onunla uyanır, güler
Gümüş aydınlıkta serviler, güller
Serin hülyasıyla çeşmelerinin.
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtılarından
Billûr bir âvize Bursa’da zaman. diyen Tanpınar’ın “Beş Şehri”nden birisidir.
Bursa, Yakup Kadri’nin Muradiye türbelerini ziyaretinde:
Cenneti bundan başka türlü tahayyül edebilir miyiz? diye sorup:
“Ey kararsız gönül, dakikalara dur diyebileceğimiz yer burasıdır” dediği şehirdir.

‘NASIL BİR GÖREVE TALİP OLDUĞUMUZUN İDRAKİNDEYİZ’

Bursa, erguvan şehridir, manolya şehridir, ceviz şehridir, kestane şehridir ve Bursa yüzlerce yıldır kök salan ve tüm heybetiyle bugün de hayatına devam eden çınarlar şehridir.
Bursa bir lodos şehridir. Son duasını, bir lodosta yitirdiğimiz Duaçınarı’nda yapan Somuncu Baba şehridir, Emir Sultan şehridir, Geyikli Baba şehridir, Veysel Karani şehridir, Üç Kuzular şehridir, Süleyman Çelebi şehridir, Okçu Baba şehridir, Üftade şehridir.

Bursa, Yunan işgal kuvvetleri komutanına yazdığı mektupta:
“Bizler ki bu vatanın öz evlatlarıyız, işte gidiyoruz… ama buraya yakında ordumuzun öncüleri olarak döneceğiz…” diyerek, 10 arkadaşıyla birlikte Uludağ’a çıkan, Kaymakam Hasan Seyfettin Bey’in 12 yaşındaki oğlu Kuvvacı İhsan’ın şehridir.

Bursa, bir Kuvayı Milliye kahramanı Galip Hoca’nın, yani Atatürk’ün son Başbakanı, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın şehridir.
Nasıl bir göreve talip olduğumuzun idrakindeyiz.
Bursa’nın şehremini olmaya talip olmanın ağır mesuliyetinin ve omuzlarımıza yüklediği yükün farkındayız.

Yıllardır kuzeyli barbarlar gibi, vandallar gibi yönetilen Bursa’yı yeniden ihya etmenin, yeniden imar etmenin, yeniden bir medeniyet şehrine dönüştürmenin zorluklarının bilincindeyiz.
Yüzlerce örnek arasından sadece biriyle yetinerek bahsettiğim zorluğu sizlerle paylaşmak isterim.

‘DOĞANBEY TOKİ NE PAHASINA OLURSA OLSUN KALDIRILMALI’

Avrupa’da bazı mimarlık fakültelerinde “dünyada absürt yapılar” bahsinde örnek olarak gösterilen ve benim “büyük kent suçu” olarak gördüğüm Doğanbey / TOKİ projesi ne pahasına olursa olsun, maliyeti ne olursa olsun ortadan kaldırılması gereken bir kent suçudur.
Bursa’nın kalbine saplanmış bir ihanet hançeridir Doğanbey / TOKİ. Hanlar bölgesinin, Ulucami’nin, kapalı çarşının hemen yanı başında bir çirkinlik yüksekliğidir.
Bursa’nın neresinden bakarsanız bakın, görünen bir abestir Doğanbey / TOKİ. Bir vandallık ve barbarlıktır. Binlerce yıllık Bursa şehir siluetinin katlidir.
İşte bu ve bunun gibi yüzlerce ihanet söz konusudur Bursa’ya karşı işlenmiş.

Bir taraftan bu ihanetleri tamir ve tadil etmek, yenilerine dur demek ve Bursa’yı tarihine, kültürüne, kültürel dokusuna, tarım potansiyeline, kaplıca, dağ ve deniz potansiyeline, kongre turizmi potansiyeline, kültür turizmi potansiyeline, dini yapılar ve eserler turizmine uygun olarak yeniden ihya ve imar etmek zorundayız, bu bizim omuzlarımızda kaçamayacağımız bir vebaldir.

Dikine kentleşme deprem kuşağında bir şehir olarak Bursa için ayrı bir intihar biçimidir ve yıllardır göz ardı edilmektedir. Kontrolsüz göç her şehrimizde olduğu gibi ve aslında vatanın her karış toprağında olduğu gibi Bursa’mız için de büyük ve çeşitli riskler barındırmaktadır.

‘BURSA’YI KENT BARBARLARININ ELİNDEN KURTARACAĞIZ’

Hülasa Bursa bize, “Gördüğüm şehirlerin hiçbirine benzemez. Bursa, üzerinde nur dolaşan rûhâniyetli bir şehirdir” diyen Evliya Çelebi’nin emanetidir.
Hülasa Bursa bize, onu ilk başkent yapan fethin emanetidir.
Hülasa Bursa bize, Tanpınar’ın emanetidir.
Hülasa Bursa bize, yedi asrın emanetidir.
Hülasa Bursa bize, Emir Sultan’ın, Somuncu Baba’nın, Veysel Karani’nin emanetidir.
Hülasa Bursa bize, tarihin emanetidir.
Hülasa Bursa bize, Bursa’ya olan sevdamızın emanetidir ve biz bu emanete sahip çıkacağız, sahip çıkacağız, sahip çıkacağız.
Bursa’yı imar rantlarının, Bursa’yı talanın, Bursa’yı kent vandallarının, Bursa’yı kent barbarlarının elinden kurtaracak ve tarihe, medeniyete ve bir cumhuriyet şehri olarak da Atatürk’e yeniden kavuşturacağız.
..ve “Artık Bursa’da zaman İYİ’LER için akacak…”

‘BURSA, LİYAKATSİZ KADROLARA HEVA EDİLMEKTEDİR’

Kıymetli Dostlar;
Hepimizin bildiği gibi nüfus bakımından ülkemizin 4. büyük kenti olan Bursa’mız; otomotivden sanayiye, imalattan tekstile, lojistikten turizme, tarımdan hayvancılığa kısaca hemen her sektörde tuzu olan hatta çoğunda da başat konumunda olan bir şehirdir…
Gel gelelim bugüne kadar:
Ne merkezi idareden yeterli payı alabilmiş ne de şehri yönetenlerin vizyonundan faydalanabilmiş bir şanssız şehir;
Bütün bunların çoğunu kendi kendine başarmış adeta çantada keklik görülmüş bir gariban şehir;
Buna rağmen hiç sitem etmeden kendi kendine yetmeye ve yılmadan üretmeye çalışan bir vatansever şehirdir Bursa!
Oysa, içinden bir imparatorluk doğurmuş, evliyalara, alimlere mesken olmuş bu bereketli topraklar maalesef bilimden uzak, bilimsellikten uzak kötü yönetimlere, liyakatsiz kadrolara heba edilmektedir.

‘BÜTÜN SORUNLARIN KAYNAĞI PLANSIZLIKTIR’

Açıkça görülüyor ki; şehrimizin bütün sorunlarının kaynağı plansızlıktır.
Programsızlıktır. Kötü yönetimdir.
Bursa’mızın plansız olduğu çıplak gözle bakıldığında dahi görülmektedir. Ama gerçek anlamda da plansızdır. Zira 1998 yılında onaylanan 2020 çevre düzeni planı 3 yıl önce güncelliğini yitirmiş ama yenisi hala yapılmamıştır.
Düşünsenize; Dağıyla, deniziyle, yeşiliyle, gölleri ve akarsularıyla vatanımızın en güzel çevresine sahip şehrinin hala güncel bir çevre düzeni planı yok! Uygulama imar planları da ana plandan uzaklaşmış değişe değişe adeta yamalı bohçaya dönmüştür.

‘ÇEVRE DÜZENİ PLANI BİR ŞEHRİN ANAYASASIDIR’

Halbuki; Çevre Düzeni Planı bir şehrin Anayasası’dır, koruyucusudur, geleceğidir, umududur. Eğer siz bu planı yapmazsanız şehir kendi dinamiklerini yaratacak ve bütün değerlerini, kaynaklarını canavarca yutacaktır.
Eğer şehirde planlarınız olmazsa;
Afetlere direnemez, rezerv alan bulamaz, kentsel dönüşüm yapamazsın!
Temiz hava soluyamaz, tarım yapamaz, şeftaliyi meyve suyu kutusunda görür, çeşmeden su içemezsin!
Trafik sorununu çözemez, işine gidemez, evine dönemezsin!
Karmaşada yoksulunu, kimsesizini bulamaz, yardımına koşamazsın!
Yangınları söndüremez, ambulansı sokamaz, hizmetini veremezsin!
Çocuklarını parklara götüremez, oyunlar oynatamaz, sağlıklı bir gelecek veremezsin!
Okullarda sıra bulamaz, hastanelerde şifa arayamazsın!
Oluşan gettoları aşamaz, hırsızı uğursuzu yakalayamaz, güvenliği asayişi sağlayamazsın!
Tabi bütün bunların yanında plan olmamasının elbet tırnak içinde faydaları da vardır.
Tıpkı Bursa’mızda olduğu gibi…
Mesela plan olmazsa ;
Ne yapalım şehrimizin böyle bir projeye ihtiyacı vardı, planlı yerimizde yoktu, o yüzden şurayı istediler bizde verdik gibi hamasetlerle yandaşa parsel parsel verip rant sağlayabilirsiniz.
Ya da vatandaşa senin yerin zaten plansızdı, değersizdi deyip ata yadigarı mallarına çökebilirsiniz.

‘PLANI ACİLEN HAYATA GEÇİRECEĞİZ’

Ez cümle kıymetli Bursalı hemşerilerim;
Teveccühünüzle yönetime geldiğimizde ilk işimiz bütüncül bir yaklaşımla; Gürsu, Kestel, Mudanya ve Gemlik’i de içine alacak şekilde 2050 yılı 1/100.000 ölçekli Merkez Çevre Düzeni Planını acilen hayata geçireceğiz. Hatta aynı şekilde her biri vilayet büyüklüğüne ulaşan diğer bütün ilçelerimizin de Çevre Düzeni Planlarını yapacağız. Ayrıca ilçelerimizin planlarında hafif raylı sistemlere yer vermenin de artık vakti gelmiştir.

‘ŞEHRİMİZDE NEDEN 1 METRE BİLE DERİN METRO SİSTEMİ YOK’

Soruyorum;
İstanbul’da 200 km, Ankara’da 47 km, İzmir’de 20 km yeraltı derin metro hattı bulunurken, nüfus olarak bu şehirlere yakın ve katma değeri daha fazla olan şehrimizde neden 1 metre bile derin metro sistemi yok?
Hızlı tren neden yalan oldu?
Neden işlevsel bir havaalanımız yok?
Bursa halkı bu hizmetleri almak için acaba daha ne yapmalı?
Kırsal mahallerimize gelince birçoğu atıl durumda bırakılmış, üretimden düşmüş ve sürekli nüfus kaybetmekte.

‘YÜREĞİNİZİ FERAH TUTUN, BİZLER BUNU BAŞARACAĞIZ’

Soruyoruz;
Alternatif tarım için Organize ve endüstriyel tarım bölgeleri oluşturmak imkansız mı? Daha büyükleri bir kenara, en azından pilot ‘Mini Toplulaştırma Planlamaları’ denemeye değmez mi?
Örtü altı denilen seracılık neden bu kadar geride? Ruhsat kolaylığı, teknik destek, eğitim ve teşvikler vermek çok mu zor?
Tabi ki zor değil ama bunları başarmak için;
Rant peşinde koşmak yerine aklınızı buralara vermeniz gerek!
Nepotizm yerine, liyakatli kadrolar oluşturmak gerek!
Azim gerek! Şehrini, vatanını sevmek gerek!
Elbette Bursa’mızın daha nice sorunları var.
Biz İyi Parti kadroları olarak hepsini tek tek tespit ettik, ediyoruz…
Hepsini sınıflandırdık, önceliklilerini belirledik ve projelerini hazırladık. Çözmek içinse sadece ve sadece bizlere görev vermenizi bekliyoruz..
Hiç kuşkusuz bunları başarmak için İYİ BELEDİYECİLİK yapmak gerek, bunu da ancak İYİ ve CESUR insanlar yapar!
Kıymetli Genel Başkanım;
Yüreğinizi ferah tutun, bizler bunu başaracağız.
Değerli Dava Arkadaşlarım, Dostlarım, Hemşerilerim;
Mutlu huzurlu bir Bursa için yüzümüzü güneşe çevirmenin vakti gelmiştir.
O gün, bu gündür…
Çalışmak, koşturmak bizden, zafer Allah’tan.
Gazamız mübarek olsun!
Selam ve saygılarımla…”

 

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir