Yeşilçam’ın usta isimlerinden Metin Akpınar‘ın evlilik dışı ilişkisinden 1988’de dünyaya gelen Duygu ve Sevgi Nebioğlu kardeşler gündemden düşmüyor.

21 yaşında Metin Akpınar’ın babası olduğunu öğrenen Duygu Nebioğlu‘nun açtığı babalık davasıyla yaşananlar ortaya çıkmış, ünlü oyuncu da yaptığı açıklama ile kızlarını kabul etmişti.

Geçtiğimiz günlerde bir programa katılan ve yaşadıklarını anlatan Nebioğlu, “Annem iki aylıkken bizi Kemer’de yaşayan Adile Şener ve Emin Şener’e emanet etmiş. Onlara çok teşekkür ediyorum. Umarım hayattalardır, onları arıyorum. ‘Büyüdüm, 35 yaşına geldim ve size teşekkür ederim’ demek istiyorum. Bakıcı olarak, para karşılığında Adile Şener’e verilmişiz. Altı ay sonra “Annesi nerede?” diye bir haber yapılmış. Haber sonrası bizi Zübeyde Hanım Çocuk Esirgeme Kurumu’na teslim etmişler. Devlet bizi koru altına almış” demişti.

“ADİLE ŞENER’E ULAŞTIM”

Nebioğlu, sosyal medya hesabından “Umarım hayattadır” dediği bakıcı Adile Şener’e ulaştığını duyurdu.

“Adile Şener hayatta ve biraz önce konuştum. Kendisine vefa borcunu ödeyeceğim için çok mutluyum. Kalbimdeki derin yaralar biraz olsun kapanıyor. Bizler gibi hikâyesi olanlar ve henüz sonuç alamayanlar asla pes etmeyin” diyen Duygu Nebioğlu, sonrasında bir kare daha paylaştı.

“35 YILDIR FOTOĞRAFIMIZI SAKLAYAN KADIN”

İkizi ile birlikte bakıcılarının kucağındaki fotoğrafını paylaşan Duygu Nebioğlu, “Ya sen nasıl bir kadınsın Adile teyzem. Bana bebekliğimi gösteren, neler olduğunu anlatan, 35 yıldır fotoğraflarımızı saklayan kadın” ifadelerini kullandı.

Nebioğlu, “Ben hastalanıyorum, hastane nüfus kimliğimi istiyor. Suphiye Ormancı’ya ulaşamıyorlar. Cep telefonu yok o dönem. Çocuk Esirgeme Yurdu hikâyesi başlıyor. Anneye dava aç diyenler hukukta annelik davası diye bir şey yok. Ünlü insanların yorumlarını okuyoruz ne tuhaf hiç mi bilginiz yok. Tazminat davası için kendisini arıyoruz zaten” dedi.

NE OLMUŞTU?

Metin Akpınar evlilik dışı doğan ikiz kızları Duygu ve Sevgi Nebioğlu’nu kabul ettiğini geçtiğimiz günlerde açıklamıştı.

Konuyla ilgili Candaş Tolga Işık’a konuşan Metin Akpınar, çok şaşırdığını ve sarsıldığını söyleyerek şu ifadeleri kullanmıştı:

“Bu duyuru son gelişmeler üzerine sevgili halkıma, sevenlere kızanlara duyurudur. 36 yıl önce Antalya’da bir sanatsal etkinlikte tanıştığım kişiyle sadece bir gecelik beraberliğim oldu. Bu olaydan sonra bir daha ne görüştük ne de haberleştik. 24 yıl sonra, bir gün ikiz kardeşler bana ulaşıp babalarının ben olduğumu söylediler. Elbette çok şaşırdım ve sarsıldım.

Kızlarımdan öğrendiğime göre bir yetiştirme yurdunda kalmışlar, 6 yaşındayken de Nebioğlu ailesi tarafından evlat edinilmişler. 20 yaşına geldiklerinde ise biyolojik ailelerini bulmak istemişler. Kendilerini ilk tanıdığımdan itibaren çocuklarım olarak kabul ettim. Hepimiz açısından en sağlıklı şekilde ilişkimizi sürdürmek için karşılıklı çaba sarf ettik. Bu şekilde yolumuz kesiştikten sonra onlara, eşim Göksel ile birlikte elimizden geldiğince maddi ve manevi destek olmaya çalıştık. Bunca yıldan sonra gelen bu haberin ardından onların beklediği ve umduğu baba olmam kolay değildi. İlişkimizi kendimize bir yol bularak sürdürmeye çalıştık.

“ÖZÜR DİLİYORUM”

2023 yılına geldiğimizde aramızdaki bağı resmiyete kavuşturmayı tercih ettiler. İtirazım olmadı ve kamuoyunu meşgul eden dava süreci başladı. Bu dava sırasında davayı zora sokacak herhangi bir çabam olmadı. Hukuki prosedürler tamamlandıktan sonra 13 Ekim 2023 günü itibariyle Duygu, benim nüfusuma geçti, hukuki işlem tamamlanınca kardeşi de geçecek. Kızlarımı tanımamdan itibaren bugüne kadar onları kabullenmemde ve onlara karşı duygularımda bir değişiklik olmadı. Bu dava sürecinin de buna olumsuz bir etkisi yoktur.

Varlıklarından haberdar olmadığım çocuklarımın çektiği acılardan dolayı çok üzgünüm. Ayrıca eşim Göksel Akpınar’ı üzdüğüm için özür diliyorum.En önemlisi anlamsız bir şekilde üzdüğüm halkımdan özür diliyorum. Ne yazık ki hayat geriye doğru yaşanmıyor.”

“SANAT TARİHİNİN KAYBI ÇOK BÜYÜK OLUR”

Duygu Nebioğlu babasının açıklamasının ardından sosyal medyada paylaşımda bulunmuş, “Size elimdeki deliller ile gerçekleri tüm çıplaklığıyla anlattığımda sanat tarihinin kaybı çok büyük olur” ifadelerini kullanmıştı.