Bahçeli’den flaş sığınmacı yorumu: Bayramda ülkesine giden geri dönmesin!

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

Bahçeli’den flaş sığınmacı yorumu: Bayramda ülkesine giden geri dönmesin!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklaması şu şekilde;

Güney Sudan’da 1993 yılının Mart ayında çekilen bir fotoğraf insanlık vicdanını titremiş, pek çok tartışmalara yol açmıştı. Açlıktan bir deri bir kemik kalmış bir kız çocuğu yere yığılıp kalmış, onu takip eden bir akbaba da hemen arkasından ölüm anını beklemeye koyulmuştu. Her insanın hayatında bir kere de olsa gördüğü bu fotoğraf çekilirken BM yardım heyeti 1 kilometrelik uzaklıkta bulunuyordu. Bu fotoğraf karesi insanlığın tükendiği bir sınır noktasıydı.

Dünya genelinde elde edilen servet şanlı bir hazırlığa sürekli akış halindedir. En zengin yüzde 20’nin kazancı küresel gelirin yüzde 75’ine tekabül etmektedir. Tüm dünyanın kaynak tüketimi ABD’nin yarısı kadar olursa birçok stratejik maddenin 40 yıl içinde tükeneceği ileri sürülmektedir. 1972 yılında Roma kulübünün hazırladığı rapor batı için değil Türk ve İslam coğrafyalarına pranga vurulması için kaleme alınmıştı. Parisli, Berlinli, Londralı söz konusu olunca ekonomik insanın doyum noktası imal eden küresel doymaz, sırayı Türk ve Müslüman alınca azalan marjinal fayda teorisini barikat olarak karşımıza dikmişlerdi.

Adaletsizliğin hüküm sürdüğü küresel siyaset ve ekonomik tablonun yegane tablosu bize göre malumdur. Dünyada 4 kişiden birisi günde 3 dolardan az paraya yaşamaya mahkumdur. 10 kişiden birisi temiz içme suyuna ulaşmaktan mahrumdur. Bu sarsıcı verilerin daha da derinleşip yoğunluk kazandığı üzücü bir gerçek olarak karşımızdadır. Korkunç adaletsizlikleri, can çekişen insani değer ve birikimi ele almak iman sahibi herkesin hassasiyeti olmalıdır. Su bulunamayan, ekmek alamayan insanların yürek burkan dramları kimsenin yüzünü dönemeyeceği bir skandalın teşhiridir. İnsan olmanın feraseti gariplere, muhtaçlara, çaresiz ve ümitsizlik içinde çırpınanlara uzatılacak ellerde gizlidir.

Ne kadar paylaşırsak o kadar tok oluruz. Küresel enflasyonun tırmanışı her ülkenin ortak sancısıdır. Fiyat artışları, ekonomik sıkıntılar, bugünkü dünya manzarasında tüm ülkeleri meşgul eden, salgın ve Ukrayna kriziyle daha da karmaşıklaşan bir vakadır. İçine girilen dar geçitlerden çıkılacaktır. İyimserliğimizi her zaman muhafaza ederek enflasyon canavarının başının ezileceğini görmemiz mümkün olacaktır. Türkiye’yi taşa tutmaya çabalayan karanlık muhalefet anlayışının kaybetmesi mukadderdir. İman ışığı olmadan gözün görmeyeceğinin farkındayız. Bu mübarek günlerde Rabbimden niyazım kötülere fırsat vermemesidir. Sorunları inanç ve irade birliğiyle aşacağız.

MESCİD-İ AKSA TEPKİSİ

İsrail güvenlik güçlerinin orantısız saldırıları, şiddet saldırılarını kınıyorum. Kutlu ceddimiz Filistin’i tek top mermisi atmadan huzur içinde yönetmiştir. İsrail’i haksız ve hukuksuz saldırılarından vazgeçmeye davet ediyoruz. Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıları kınıyorum. Mescidin statüsüne saldırılar ateşle oynamaktır.

SİYASETTE SIĞINMACI TARTIŞMASI

Binlerce göçmen ve mülteci boğularak balıklara yem olmaktadır. Görülen gösterilmek istenenden çok farklıdır. Dünyada bir yerden başka bir yere doğru hareket halinde olan, evinden barkından kopup başka coğrafyalarda gelecek arayan göçmen sayısı 300 milyona yaklaşmıştır. Savaş, çatışma ve zulümden kaçan müteci sayısıda dünya çapında 80 milyon geçmiştir.

Bize göre Türkiye‘nin bekası sınır aşan düzensiz göçlerin akıbetiyle ve kontrol dışı akıntıyla yakından ve ters orantılı bağlantılıdır. Bu sorunun el birliğiyle istismarına çanak tutmadan, hepsinden önemlisi akılcı, adilane, insani ve vicdani stratejilerle köklü bir şekilde çözmek milli bir sorumluluk olarak değerlendirilmelidir. Türk milleti her zaman mazlumun yanındadır.

Ekmeğimizin azlığına çokluğuna bakılmadan soframız açılmıştır. Kıskanan kıskansın, çekemeyen kendi işine baksın. Düzensiz göç ve sığınmacı sorununu soğuk kanlı kavramanın daha da ötesinde stratejik akılla ve milli çıkarlarımıza muvaffak kalarak analiz etmek, tedbir geliştirmek mecburiyetindeyiz.

Duygusallıkların tetiklediği, cepheleşmelerin aştığı öfke ve nefret çukurları, feci sonuçlara kapı arayalayacaktır. Kötü niyet sahipleri bir kıvılcımın nerelere kadar yayılacağını ya bilerek ya da bilmeden sorumsuzca siyasi ve toplumsal eylem halindedir. Bağcılar’da bir densizin sokak ortasında sandalya koyarak oturması dahi kor altında duran gerginliği anında tırmandırmış, günelrce gündemi meşgul etmiştir.

“TOPLUMSAL HUZURU KİMLER BOZUYORSA SINIR DIŞI EDİLMELİ”

Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunuyorken toplumsal huzuru, asayişi kimler bozuyorsa, gözünün dışına bakılmadan sınır dışı edilmelidir. Türkiye onun, bunun elinde oyuncak olamayacaktır.

Düzensiz göç adı konmamış bir istiladır. Ağır şartlar ortadan kalktığı zaman mültecilerin geldikleri gibi gönderilmeleri bizim asıl önerimizdir. Misafirin ve misafirliğin süresi sınırlıdır.

“BAYRAMDA ÜLKELERİNE GİDEBİLENLERİN GERİ DÖNMESİNE HİÇ GEREK YOK”

Özellikle önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların tekrar geri dönmelerine hiç gerek yok.

Ukrayna ve Rusya arasında  yapılan görüşmelerde anlaşmaya varılamaması krizi artırmaktadır. Türkiye sabırlı, istikrarlı ve iyi niyetli bir şekilde ateşkes ve barış ortamının yeşermesi için mücadelesini sürdürmektedir. Görülmektedir ki Türkiye’nin tesiri olmadan iki ülke arasında ateşkes rejiminin tezahür etmesi imkansız değilse de çok zordur.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir