Ne bir saate sığıyor ne bir cümleye: Unutulmayacak ‘Aile Dizimi’ tecrübesi!

Netflix’te yayınlanan “Zeytin Ağacı” dizisi ile hayatımıza giren ve hayli popüler olan “Aile Dizimi” kavramının ne olduğunu, seans esnasında neler yaşandığını Norm Haber Muhabiri Ebru Taşdemir yerinde takip etti, izlenimlerini aktardı…

Ne bir saate sığıyor ne bir cümleye: Unutulmayacak ‘Aile Dizimi’ tecrübesi!

EBRU TAŞDEMİR

Birçoğumuzun dijital platformda yayınlanan “Zeytin Ağacı” dizisiyle hayatına girdi, “Aile Dizimi” kavramı…

“Aile Dizimi”, dizide bir çeşit terapi yöntemi gibi görünse de daha fazlası olduğunun altını çizmekte fayda var.

Terapinin çıkış noktası nesiller öncesinden başlayarak, aile büyüklerimiz ile aramızdaki görünmeyen bağlara değiniyor.

Yetişkin bir birey olarak aldığımız kararlar, olumlu ve olumsuz düşüncelerimiz bizlere ata mirası olarak kalıyor ve nesilden nesle aktarılıyor.

Hayatımızda yaşadığımız problemlerimiz, duygularımız, ailevi sorunlarımız, sosyal hayattaki başarısızlıklarımız, mutsuz ve güvensiz ilişkilerimiz aslında hepsinin temeli geçmişe dayanıyor.

Peki nedir Aile Dizimi?

Gelin hep birlikte göz atalım…

“Aile Dizimi”, aile fertlerince yapılan olumsuz davranışların sonraki nesillere aktarılması ve günümüzde psikolojik veya fiziksel sorunlar olarak kendini göstermesi olarak açıklanıyor.

Bursa’da “Aile Dizimi” terapisi veren biri var mı, diye sorsam sizlere yüksek ihtimalle bir çoğunuz önce düşünecek, ardından bilmediğini söyleyecek…

Bursa’da “Aile Dizimi” terapisi veren Meral Önal ile yolumuz nasıl kesişti ve nasıl bir enerji uyumu yakaladık, biraz bundan bahsetmek istiyorum.

Haliyle ben de sizler gibi Zeytin Ağacı dizisini izledikten sonra aile dizimini merak etmeye başladım. Cesaret edemediğimden midir bilmiyorum, acaba bir gün katılır mıyım diye düşünmemiştim, ta ki kendimi iş için gittiğim terapi içerisinde bulana kadar…

Salona girdiğim andan itibaren heyecandan avuç içlerim terlemeye başladı, ne ile karşılaşacağımı tahmin edemiyordum. Herkes yavaş yavaş gelmeye başladı ve bir çember düzeninde sandalyelerimize oturduk.

Meral Hanım meditasyon müziği eşliğinde gözlerimizi kapatarak kendi özümüze inmemizi, bedenimizi, bizi biz yapan her şeyi hissetmemizi istedi. Gözlerimizi kapattığımızda sağ köşeye babamızı, sol köşeye ise tamamen birey kişilikleriyle annemizi yerleştirmemizi istedi. Söylediklerini yapıyorduk…

Bedenimizi hissettik, kendi özümüze dokunduk, artık tamamen o yoğunluğa ulaşmıştık. Yoğunluğa ulaştıktan sonra Meral Hanım’ın isteği doğrultusunda ayağa kalkarak kalabalık olduk, bu kalabalıkta birbirimize karıştık… Göz teması kurmayı ihmal etmeden tabii…

O anda biraz heyecanım hafifledi diyebilirim, hiç tanımadığım insanların enerjilerini hissetmek bana yabancı bir yerde olmadığımı göstermişti. Daha sonra ilk aklımızdan geçen kişiyle eşleştik, el ele tutuştuk ve çocukluğumuza indik.

Asla unutamayacağım bir an olabilir, sevgili Yasemin ile eşleşmiştim… İlk defa gördüğüm bir yüz, gözlerimi kapattığımda o benim çocukluğumdu; içimizden geldiği gibi davranmamız gerekiyordu. Gözlerim kapalıyken hissettim canımın acıdığını, gözyaşlarımı zor tuttuğumu söyleyebilirim. Çocukluğuna sarılanlar, onunla oyunlar oynayanlar, çocukluğuna kucak açan insanlar vardı etrafımda, şaşırmıştım ama ben de o kadar yoğun hisler içerisindeydim ki anı yaşamayı tercih ettim. Ne kadar teatral bir çağrışım yapsa da o kadar içten, o kadar samimi bir zaman dilimiydi ki, yaşananlara “rol” demek ağır bir tenkit olur bence…

Terapinin ardından sıra merakla beklenen ‘Aile Dizimi’ne gelmişti….

Meral Hanım “vaka” diyordu dizilim açtıracak kişiye, vaka yanına gitti ve onunla uyumlandı. Uyumlanmanın ardından anneden, babadan, kardeşten, dededen ya da babaanneden biraz sohbet edildi.

Aile büyüklerinin geçmişte yaşadığı büyük bir travma olup olmadığı çok önemliydi. Vakanın sorunlarını ilgilendiren aile büyükleri için karakter seçmesi istendi, kimseyi tanımayan vaka bir anda kendisi için ve aile büyükleri için karakterleri ortaya çağırdı.

Her karakterin açılıma seçilmesinin tesadüf olmadığını seans sonunda anladım. Açılım esnasında kucaklaşmalar, kabullenişler, affedişler ya da affedilişler, kaçtığımız, korktuğumuz, bizi tutan, bizi aşağıya çeken her şeyden kurtulduk o gece, farkına vardık bir çok şeyin.

Hissettiğim şeyler o kadar özel ve o kadar değerliydi ki, terapinin uzun bir süre etkisinden çıkamadığımı söylemek isterim.

O geceden bana kalan bu hisler ve bu farkındalık, hayatımın bundan sonraki alanında daha sağlam adımlara, daha doğru kararlara benimle eşlik edecek biliyorum.

Aile Dizimi bana göre herkesin deneyimlemesi gereken çok önemli bir terapi yöntemi.

Meral Önal, 2000’li yılların başında bu yöntemi tanıyarak, 4 yıllık Türkiye Sistem Dizimleri Enstitüsü eğitiminin ardından 2011 yılı itibariyle bu alanda Bursa’da uygulamalı bir şekilde hizmet vermeye başlamış.

Yaptığımız kısa röportaj esnasında bana sorularımın cevaplarını ancak seans içerisinde bulabileceğimi söylemişti ve çok haklıydı… Eğer o gün terapiye katılmasaydım bugün hem yazamayacak hem de kendi hayatımın derinliklerindeki farkındalığa ulaşamayacaktım.

Unutmayın geçmişimiz bizi yönlendirebilir evet, ama biz olamaz. Geçmişin içinde kaybolmayın, kendinize izin verin ve kendinizi sevin.

Çok sevdiğim bir cümledir: “Ait olduğum yeri bulmama yardımcı olan bütün ait olmadığım yerlere teşekkürler…”

Asıl ait olduğunuz yer benliğiniz, sizsiniz bunu bulmanıza yardımcı olan her şeye teşekkür edin. Bugün asla geç değil.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir