Omicron varyantı neden endişe yaratıyor?

Omicron varyantı neden endişe yaratıyor?

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ilk olarak Güney Afrika’da tespit edilen koronavirüs varyantı B.1.1.529’u endişe verici varyant kategorisine aldı ve varyanta Yunan alfabesinin 15. harfi olan Omicron (Türkçesiyle Omikron) adı verdi.

WHO, ilk belirlemelere göre bu varyantın hastalığı geçiren kişileri tekrar etme potansiyelinin bulunduğunu açıkladı.

Örgüt, varyantın özelliklerini tam olarak anlamanın birkaç hafta sürebileceğini duyurdu.

Avrupa’daki ilk vaka Belçika’da kayıtlara geçerken İngiltere’de de iki vakaya rastlandı.

İsrail, 14 gün boyunca Omicron varyantı nedeniyle sınırlarını yabancılara kapatıyor.

Almanya ve Çekya, Omicron varyantı olduğundan şüphelendikleri birer vaka tespit ettiklerini açıkladı.

Almanya’daki vakanın Güney Afrika’dan, Çekya’daki vakanın ise Namibya’dan gelen kişiler olduğu belirtildi.

Türkiye, İngiltere, AB, Avustralya, Kanada ve ABD’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda ülke, Güney Afrika ve bazı komşularından seyahatleri yasakladı veya kısıtladı.

BioNTech ve Moderna şirketleri mevcut aşılarının yeni varyanta etkisini incelemeye başladıklarını duyurdu.

Moderna ayrıca Omicron’a özel yeni bir hatırlatma dozu üzerinde çalışacaklarını açıkladı.

ABD Başkanı Biden, Covid-19 aşılarına dair patentlerin kaldırılması çağrısında bulundu, “Bu yeni varyant hakkındaki haberler, küresel aşılamaya ulaşana kadar pandeminin sonlanmayacağını hiç olmadığı kadar net gösteriyor” dedi.

WHO’nun açıklaması dünya çapında borsaları etkiledi, açıklamanın yapıldığı 26 Kasım Cuma akşamı İngiltere’deki FTSE 100 endeksi yüzde 3,6 değer kaybetti. Bu 72 milyar sterline denk bir kayıp. FTSE 100, pandeminin ilk günlerinden bu yana bir günde bu kadar değer kaybetmemişti.

ABD’de Dow Jones endeksi yüzde 2,5, Nasdaq ise yüzde 2,2 değer kaybetti.

BBC Sağlık ve Bilim Muhabiri James Gallagher’a bilgi veren bir bilim insanı, varyantı “korkunç” diye niteledi, bir diğeri ise bugüne kadar gördüğü en kötü varyant olduğunu söyledi.

BBC’ye konuşan Nottingham Üniversitesi Küresel Virüs Araştırmaları Merkezi Direktörü Prof. Jonathan Ball ise “Henüz aşırı tepki vermeye gerek yok. Ama bu virüsün özelliklerini anlayana kadar dikkatli olmamız gerekiyor” dedi.

Şu ana kadar tespit edilen vakaların çoğu hala Güney Afrika’nın bir bölgesinde yoğunlaşıyor. Fakat varyantın aslında daha geniş bir şekilde yayılmış olabileceğine dair bazı ipuçları da var.

İsrail, Botsvana, Belçika ve Hong Kong’da da vakalar tespit edildi.

Akla hemen bu yeni varyantın ne hızla yayıldığı, aşıların koruyuculuğunu ne kadar aşabildiği ve ne yapmak gerektiği gibi birçok soru geliyor.

Bunların çoğuna şu anda ancak fikir yürütme yöntemiyle cevap verilebiliyor.

HAKKINDA NELER BİLİNİYOR?

Dünya Sağlık Örgütü, varyantı bugün daha öncekiler gibi (Alfa, Beta, Delta) Yunan alfabesinden bir harfle isimlendirdi: Omicron, Türkçesiyle Omikron.

Varyant hakkındaki en önemli bilgi, çok sayıda mutasyona uğramış olması.

Güney Afrika Salgın Hastalıklarla Mücadele ve Araştırma Merkezi Başkanı Profesör Tulio de Oliveira, varyantta “sıradışı bir mutasyonlar bileşimi” olduğunu söyledi.

Profesör Tulio de Oliveira, “Bu varyant, daha önce dolaşımda olan varyantlardan çok farklı” dedi ve ekledi:

“Varyant bizi şaşırttı. Evrim sürecinde büyük bir sıçrama ve beklediğimizden çok daha fazla sayıda mutasyona uğramış.”

Bir basın toplantısıyla bulguları açıklayan Oliveira, varyantta 50 mutasyon olduğunu ve bunların 30’dan fazlasının virüsün dış yüzeyindeki protein çıkıntılarında bulunduğunu söyledi.

Bu çıkıntılar virüsün vücuttaki sağlıklı hücrelere girebilmesinde hayati rol oynuyor ve bu nedenle mevcut koronavirüs aşıları bu çıkıntıları etkisizleştirmeyi hedefliyor.

Virüsün bizim sağlıklı hücrelerimizle ilk temasını sağlayan kısımlarına iyice yakından bakıldığında bu bölümde orijinal virüse göre 10 farklı mutasyon olduğu görülüyor. Oysa dünyada en son hızla yayılan Delta varyantının bu kısmında sadece iki mutasyon vardı.

Bu düzeyde bir mutasyonun muhtemelen virüsü yenemeyen tek bir hastadan yayıldığı düşünülüyor.

MUTASYONLARIN HANGİ ÖZELLİKLERİ ÖNEMLİ? 

Aslında her mutasyon mutlaka olumsuz olmayabilir. Burada bu mutasyonların tam olarak neye yaradığını anlayabilmek önem kazanıyor.

Ama burada kaygı yaratan en önemli nokta yeni virüsün Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan orijinalinden çok farklı olması. Bu, Vuhan virüsü esas alınarak üretilen aşıların yeni varyanta karşı ne kadar etkili olacağı konusunda ciddi kuşku yaratıyor.

Yeni varyanttaki bazı mutasyonlar eski varyantlarda da görülmüştü. Bu da bu değişikliklerin yeni varyantta nasıl bir etkisi olabileceğine dair bir fikir verebiliyor.

Mesela N501Y diye adlandırılan bir mutasyon, virüsün daha hızlı yayılmasını sağlıyor gibi görünüyor. Bazı mutasyonlar var ki vücudumuzdaki antikorların virüsü tanımasını güçleştiriyor ve aşıların etkisini zayıflatıyor. Fakat bazı mutasyonlar da tamamen bu son varyanta özgü.

Güney Afrika’daki KwaZulu-Natal Üniversitesi’nden Profesör Richard Lessells “Bu yeni mutasyonlar bizi, varyantın bulaşıcılığının, insandan insana geçme kaabiliyetinin artmış olabileceği, aynı zamanda bağışıklık sistemini daha kolay aşma yeteneğinin gelişmiş olabileceği konusunda kaygılandırıyor” diyor.

Şimdiye kadar kağıt üzerinde çok korkutucu görünen ama pratikte tehlikeli olmadığı anlaşılan birçok varyant ortaya çıktı.

Beta varyantı bu yılın başında en kaygı verici yeni varyant olarak görülmüştü çünkü bağışıklık sistemini aşma konusunda daha gelişkindi. Ama sonunda hızlı yayılma özelliğiyle öne çıkan Delta varyantı dünyayı bir baştan bir başa etkiledi.

İngiltere’de Cambridge Üniversitesi’nden Profesör Ravi Gupta, “Beta bağışıklık sistemine takılmamayı başarıyordu. Delta ise daha bulaşıcıydı, bağışıklıktan kaçma özelliği daha zayıftı. Bu son varyantta her iki özelliğin de daha ileri düzeyde olması potansiyeli var” diyor.

ŞU ANKİ VERİLER BİZE NE DİYOR? 

Laboratuvarlarda yapılacak bilimsel incelemeler yeni varyant hakkında daha net bir resim verecek. Ama belki de gerçek dünyada virüsün izini sürerek bazı sorulara daha çabuk yanıt bulabiliriz.

Henüz sonuca varmak için çok erken ama işaretler kaygı verici.

Şu anda Güney Afrika’nın Gauteng bölgesinde yeni varyant olduğu kesinleşen 77 vaka var. Botswana’da 4 vaka ve Hong Kong’da da 1 vaka (Güney Afrika’den giden bir kişi) belirlendi.

Ne var ki yeni virüsün henüz belirlenmiş olmasa da daha geniş bir şekilde yayılmış olabileceğine dair bazı işaretler var.

Bu varyant standart testlerde farklı sonuç veriyor (S geni eksikliği olarak adlandırılıyor) ve bu da genetik haritalama yapmadan izinin sürülmesini kolaylaştırıyor.

Buradan hareketle Gauteng bölgesindeki vakaların yüzde 90’ının bu varyanttan olabileceği hatta Güney Afrika’nın birçok bölgesine de yayılmış olabileceği düşünülüyor.

Fakat bu bize yeni varyantın Delta’dan daha hızlı yayıldığı, ya da bağışıklık sistemini daha kolay aştığı, aşıya karşı daha dayanıklı olduğu ya da daha şiddetli hastalığa sebep olduğu bilgilerini vermiyor.

Aynı şekilde Güney Afrika’da nüfusun yüzde 24’ünün tam doz aşılı olduğu düşünüldüğünde aşılama oranı daha yüksek ülkelerde yeni varyantın ne kadar etkili olacağını da söylemek mümkün değil.

Dolayısıyla şu anda bildiğimiz, henüz bilmediğimiz çok şey olmasına karşın kaygı verici bir koronavirüs varyantıyla karşı karşıya olduğumuz. Bu da yeni varyantın dikkatle ve yakından izlenmesi ve önemli sorulara yanıt aranmasını gerektiriyor ki, hangi adımların ne zaman atılacağı belirlenebilsin.

Koronavirüs salgınının şu ana kadar bize öğrettiği bir şey varsa, o da bazen bütün sorularınıza yanıt almadan harekete geçmek gerektiği oldu.

NE ÖNLEMLER ALINDI, YENİ KISITLAMALARA YOL AÇACAK MI? 

Aralarında Avrupa Birliği, ABD, İngiltere ve Türkiye’nin de bulunduğu çok sayıda ülke, Güney Afrika ve bazı komşularına seyahat yasağı getirdi.

İngiltere’de Başbakan Boris Johnson, ülkede varyantın tespit edilmesinden saatler sonra yaptığı basın toplantısında bir dizi önlem açıkladı.

Johnson, ülkeye girecek herkese ikinci günde PCR testi yaptırma ve test sonucu gelene kadar evlerinde izole olma zorunluluğu getirildiğini duyurdu.

Bu varyantın öncekilerden farklı gözüktüğünü, ilk belirlemelere göre hızla yayılabilme potansiyeli olduğunu ve çift aşılı kişiler arasında da yayılabileceğini belirten Johnson, Ulusal Sağlık Sistemi’nin önünde zor bir kış olduğunu söyledi.

Aşıların Omicron’a karşı etkisinin incelenmeye devam ettiğini hatırlatan Johnson, şimdilik aşıların en azından bir miktar koruma sağlayacağını düşünmemek için bir neden olmadığını vurguladı.

Yeni önlemlere göre Omicron varyantıyla enfekte olduğundan şüphelenilen kişiler, aşı statüleri fark etmeksizin 10 gün boyunca evlerinde izole olmak zorunda.

Johnson toplu taşımalar ve dükkanlarda maske zorunluluğunun geri getirileceğini de duyurdu.

Önlemleri üç haftada bir gözden geçireceklerini açıklayan Başbakan Johnson bu varyanta karşı hatırlatma dozlarının daha geniş bir kitleye yapılmasının değerlendirildiğini de ekledi.

Kaynak: BBC Türkçe

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir