Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Tufan Kumaş’ın açıklamaları;
“Uzun süredir devam eden hak arama mücadelesinin bir aşamasıydı, umarım sonuç alabiliriz ama öyle görünüyor ki bu mücadeleye devam edeceğiz. Ankara’daki miting güzel geçti, buradan arkadaşlarımız diğer sağlık çalışanları örgütlerle birlikte gittik. Coşkulu bir katılım vardı, beyaz önlüklerimizle derdimizi anlatmaya sesimizi duyurmaya çalıştık, umarız ki sonuç alırız.”
‘SAĞLIK BİR EKİP İŞİ’
“Türk Tabipleri Birliği bu organizasyonu yaptı ancak sağlık alanında yaşanan sorunları sadece hekimler yaşamıyor diğer sağlık çalışanlarının da belli sorunları var, sağlık bir ekip işi. Diğer meslek örgütlerinden odalardan sendikalardan da katılım vardı ortak sonuçlarımız için bir araya geldik. Muhalefet farklı kanallardan desteklerini bize iletiyor. Sorunların gerçekliğinin farkında olan bir muhalefet görüyoruz topluma ne kadar yansıyor bilemem ama desteğini hissediyoruz. İktidarla ilgili söyleyecek bir şey yok biz onlardan talep ediyoruz, sadece hekimler için değil bu talepler.
10 acil talep adı altında somutlaştırıldı. Öncelik hekimlerin özlük hakları. Gelir, çalışma koşulları, mesleklerini yapma koşulları, şiddet bunlar tüm sağlık ortamının hekimler üzerinde oluşturduğu olumsuz baskılar oldu. Bunların çözülmesini istiyoruz, taleplerimizi somutlaştırdık. Sadece hekim ve sağlık çalışanları değil, Türk Tabipleri Birliği’nin kuruluş amacı, tabi ki hekimler merkezinde ama aynı zamanda kamunun sağlık hakkı taleplerimiz arasında bunlarda var.
Hem kamunun sağlık hakkı hem hekimlerin özlük hakkı, taleplerimiz arasında bunlar var sağlık hizmeti bir bütündür.”
‘HAKKIMIZIN ÖDENMESİNİ İSTİYORUZ’
“Zaman zaman verilen müjdeler var, somut bir şey yok hala. İcraat konumunda olanlar şikayet etmemeli çözüm bulmalı biz çözüm bekliyoruz. ‘Ben sizi anlıyorum’ demek yetmez. ‘Hakkınız ödenmez’ demek yetmez hakkımızın ödenmesini istiyoruz. Umarız somut adım atılır.
‘HEKİMLERİN MAAŞI YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA’
Hekimler dediğimiz zaman homojen bir topluluktan bahsetmiyoruz. Kamuda çalışanlar var özelde çalışanlar var gelirleri birbirinden farklı oluyor. Alıştığı kurumlara göre ücretleri değişiyor. Sabit ödeme ve performans ödemeleri oluyor yaptıkları işe göre verilen. Kamuda ortalama bir hekim maaşı 12 – 13 bin lira. Hekimlerin maaşı yoksulluk sınırının altında.
Şiddet hep vardı, ülkenin gergin atmosferi, her yerde şiddet var ve bu sağlık sektörüne de yansıyor. Subjektif gözlemlerle söyleyebiliriz ancak objektif olarak baktığımızda hakikaten hekimlerin çok büyük bir bölümünün şiddete maruz kaldığını ve bu oranın arttığını görüyoruz. Şiddetin artmasının sebebi hekimler değil, zor koşullarda çalışıyorlar, hasta yükü ağırlaşıyor, beklentiler artıyor. Ancak bu koşullarda bu beklentiyi karşılayabilecek bir sağlık hizmeti yok artık.
Bunun için sebep hekimler gösteriliyor, adres belirtiliyor. İşlemeyen sağlık sisteminin mağdurudur hekimler. Meslektaşlarımız pandemi döneminde oldukça ağır koşullarda çalıştılar. Buna rağmen yine de şiddetin hedefi oluyorlar. Temelden başlamak gerekirse, çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi gerekiyor. Yasada bir takım değişiklikler yapabilirsiniz ama bunun uygulanması ve caydırıcı olması gerekiyor, bizim beklentimiz budur.
Önce fiziksel koşulları sağlamak gerekiyor, ideal çalışma koşullarını oluşturmak, donanım olarak mesleğini layığıyla yerine getirebileceği koşulları ve hastasına zaman ayırabileceği koşulların sağlanması lazım.
Her şeyden önce zamana ihtiyacı var hekimin. Bunun da uluslararası standartları var en azından bir hastaya 20 dakika ayırması lazım hekimin. Bu koşulları sağlamazsanız oradan sağlıklı bir sonuç alamazsınız. Poliklinik başvuru sayıları çok yüksek, kısır döngü şeklinde sağlık yükünü arttırıyor. Polikliniğe ulaşmak da sıkıntı, bu yüzden acillere de yığılmaya başlıyorlar.
Giderlerse gitsinler diye bir ifade kullanırsanız çözüm değil sorunla birleşti. Gitmemeleri lazım gitmemeleri için ne yapabiliriz? Bunu düşünmek lazım. Burada bizim sorunlarımız toplumun sağlık hakkından bağımsız değil. Çünkü kaybettiğiniz hekim kaybedilen sağlık hizmeti demek. Sağlık hizmetine ulaşım daha da zor hale geldi.
‘TÜRKİYE OLARAK BİZİM AYIBIMIZ’
Sağlık çalışanlarının başka ülkelere göçü ile ilgili, bu tür sağlık göçü Afrika Asya’nın yoksul kesimlerinden daha çok Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’ya olurdu biz bunun içine katıldık Türkiye olarak bizim için bir ayıp. Burada hekimlerin, sağlık çalışanlarının umudunun kalmadığının çok net göstergesidir. Meslektaşlarımız başka ülkelerde çalışma koşulları arıyorlarsa başkaları da gelip bizim ülkemizde başkaları da gelerek bizim ülkemizde çalışma koşulları arıyor.
Çok sayıda tıp fakültesi açıldı. Asıl dikkat edilmesi gereken eğitimde de kriterlerin olması gerekiyor. Yeterliliği olmayan kurumlarda tıp eğitimi veremezsiniz. Bu yeterlilik donanımdır, binadır, uygun koşullarda uygun branşlardır. Ana branşı olmayan, öğretim üyesi olmayan bir şeye tabela asıp tıp fakültesi dediğiniz zaman oradan hekim yetiştiremezsiniz.
- Tıpta koruyucu önemlerin alınması lazım
- 5 dakikada ağlık hizmeti olmaz
- Şehir, şirket hastanelerinden vazgeçilmeli
- Sağlığa bütçe artırılmalı
- Etkili sağlıkta şiddet yasası çıkmalı
- Koronavirüs meslek hastalığı sayılmalı
- Sağlık sisteminin eksiklerinin sorumluluğu sağlık çalışanlarına yıkılamaz, sorumlusu biz değiliz.
- Hekimler üzerindeki baskılara son verilsin
- Tıp’ta ve uzmanlık eğitiminde nitelik
- Hekimlerin örgütlenmeleri ve savunmaları üzerindeki engeller kaldırılmalıdır.
YORUMLAR