Saraçhane’de büyük buluşma! Liderlerden İmamoğlu’na destek

Millet İttifakı, 2 yıl 7 ay hapse mahkûm edilen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek için ‘Millet iradesine sahip çıkıyor’ mitinginde buluştu. İmamoğlu kürsü konuşmasında, “Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada” yorumunda bulundu. CHP lideri Kılıçdaroğlu da “Hiçbir güç İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz” dedi.

Saraçhane’de büyük buluşma! Liderlerden İmamoğlu’na destek

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki mahkumiyet kararı sonrası, 6’lı masa liderleri Saraçhane’de bir araya geldi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal ve doktor randevusu nedeniyle mitinge katılamayan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu temsilen Genel Başkanvekili Sabri Tekir mitinge katılanlar arasında yer aldı.

Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen Millet İttifakı’nın belediye başkanları da Saraçhane’de halkı selamladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yayını paylaştığı tweetinde “Millet İttifakı olarak 16 milyon İstanbullunun iradesine sahip çıkmak için Saraçhane’deyiz! Bizim mücadelemiz adalet mücadelesidir” dedi.

İMAMOĞLU: ONLARI GÖNDERECEK 6 SİYASİ PARTİNİN LİDERİ BURADA

Konuşma yapmak için kürsüye çıkan ilk isim, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu oldu.

İmamoğlu, “Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta hem de çok hasta. Sizlere söyleyeyim. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar. Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok. Ama başka türlü bir karar çıkarsa, bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapsınlar, nafile” şeklinde konuştu.

Ekrem İmamoğlu ayrıca, “Bütün Genel başkanlarımın huzurunda söz veriyorum, 6’lı masanın en çalışkan neferi olacağım” ifadelerini de kullandı.



Ekrem İmamoğlu’nun açıklamaları şöyle:

“Burası sizin eviniz. Siz ne derseniz o olur. Önce sizlere soru sormak istiyorum. Bu ülkeyi yönetenlerin, milletimizle, sizinle ne alıp veremediği var? Sizden ne istiyorlar? 31 Mart’ta oyunuzu kullandınız, saymadılar. 4 oy pusulasından 3’ü geçerli, büyükşehir belediyesi için olan geçersizdir dediler. Sizin helal oyunuzu iptal ettiler, seçimi yenilediler. Sizin seçtiğiniz büyükşehir belediyesine; bizden bir gün önce, kamu bankalarına bol bol kredi verirlerdi. Sizin seçtiğiniz yönetime tam 3,5 yıldır bu millete ait bankalardan bir kurul vermiyorlar. Sizin seçtiğiniz yönetim çok daha uygun koşullarda, bizler, dışarıdan fonlar bulup getiriyoruz. Uydurma bahanelerle aylar, yıllar geçiyor. Bir imza atıp onay vermiyorlar. Sizinle alıp veremedikleri ne var bunların?

Mesela, eskiden bu şehirde taksilerle ilgili kararları büyükşehir belediyesi alırdı. Artık taksi konusundaki kararlar İstanbul’dan değil Ankara’dan alınacak diyorlar. Eskiden Gezi Parkı’nın mülkiyeti büyükşehir belediyesine aitti, Gezi artık bir vakfa ait olacak, biz yöneteceğiz dediler. Daha onlarca örneği sayabilirim ama vaktinizi almayacağım. Siz, bir kere değil, iki kere üst üste belediye başkanı seçtiniz!

Allah’ım sizin seçtiğiniz belediye başkanını görevden alıp hapsetmek için mahkemeden karar çıkarttılar. Baktılar mahkemenin hakimi istedikleri gibi karar vermeyecek, onu sürüp başka bir hakim getirerek karar çıkarttılar. Allah aşkına, ey vatandaşlarım; bu ülkeyi yönetenlerin sizinle alıp veremedikleri ne var.

Onları gönderecek 6 siyasi partinin lideri burada. Bu ülkeyi yönetenlerin sizinle derdi ne biliyor musunuz? Bunlar hasta hem de çok hasta! Sizlere söyleyeyim. Bunlar milletin iradelerine karşı alerjisi olan insanlar! Milli irade kendilerinden yana bir karar verirse hiç sorun yok. Ama başka türlü bir karar çıkarsa, bütün arızalar başlıyor. Milli iradeyi geçersiz kılmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yapsınlar, nafile.

KILIÇDAROĞLU: HİÇBİR GÜÇ İMAMOĞLU’NU İSTANBUL’A HİZMET ETMEKTEN ALIKOYAMAZ

İmamoğlu’ndan sonra söz alan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 11 madde halinde düşüncelerini paylaştı.

Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü;

“1- Mevlana der ki adalet kutup yıldızı gibidir. Söz veriyorum adalet ya gelecek.

2- Adaleti dağıtan kişi hukukun üstünlüğü yani yargıç ve vicdani kanaatine göre karar vermek zorundadır.

3. Adaleti dağıtacak kişi kralın sofrasına, sultanın sofrasına, sarayın sofrasına asla oturmayacak, sofraya oturan alimin verdiği fetvadır yanlıştır ve doğru olmaz.

4. Milli irade. 1921-24 anayasanın birinci maddesi egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Milletin iradesine bugün darbe vurulmuştur. 16 milyon iradesine bir yargıç aracılığı ile darbe vurulmuştur.

5. Adalet bugün yaşadığımız ülkede, adalet temel Türkiye sorununa dönüşmüştür. Sokakta herhangi vatandaşa sorun, emin olun büyük kısmı bu ülkede adalet yoktur diyecek. Ama bizler 6’lı Masa olarak adalet konusunda kararlıyız, mutlaka getireceğiz.

6. Yargıyı itibarsızlaştıranlar var. Ağacın kurdu kendi içindedir. Asla unutmayın. Uyuşturucu baronlarına ses çıkarmazlar, parti teşkilatından gelenleri hakim, savcılık koltuğuna oturturlar, çetelerle yan yana gezerler. Bu tabloyu da değiştireceğiz. Adalet ağacının içindeki kurtları tek tek temizleyeceğiz.

7. Güzel bir atasözümüz var, zulmün artsın ki tez zeval bulasın der. Öteden beri bu ülkede zulüm var. Milletvekillerimiz, gazeteciler tutuklandı. İstanbul İl Başkanımız siyasi yasak kapsamına alındı. Bu tablo zulmün arttığı tablodur, bu da yakında zeval bulacaklar demektir ve onları göndereceğiz.

8. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında verilen karar asla ve asla kabul edilemez. Toplumun vicdanını yaralamıştır. Ekrem Başkan hakkında verilen karar bize 1 milimlik dahi geri adım attırmayacaktır. Kararlıkla başkanın arkasında duracağız. Hiçbir güç İmamoğlu’nu İstanbul’a hizmet etmekten alıkoyamaz.

9. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenleri göndereceğiz. Milli iradeye darbe yapanları göndereceğiz, hiç endişe etmeyin 6’lı Masa kararları bu ülkeye huzuru, bereketi ve adaleti getireceğiz.

10. Bu bir 100 metre koşusu değil, maratondur ve sonuna geldik. 6 ay sonra maraton bitecek, yeni ve güzel bir Türkiye’yi göreceksiniz.

11. Asla başınızı öne eğmeyin. Önümüzde 6 ay kaldı, geliyoruz. Siz de haykırın; iktidar, iktidar, iktidar. İktidar olacağız.”

BABACAN: OLANLARI KABUL ETMİYORUM

Kılıçdaroğlu’ndan sonra kürsüne DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan çıktı.

Babacan, şunları söyledi:

“Hepimiz çok öfkeliyiz. Olanları kabul etmiyorum. Bu hukuksuzluğu reddediyorum. İmamoğlu kardeşime yapılan bu hukuksuzluğu reddediyorum. Daha birkaç ay evvel Canan Hanıma yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Demirtaş’a yapılan hukuksuzluğu reddediyorum. Seçimi kaybettiği belediyelere atadığı kayyımlarla rövanş almasını reddediyorum. Onun için buradayım.

GÜLTEKİN UYSAL: BU KARARLARI ALANLAR BAŞI DİK BİR ŞEKİLDE DOLAŞAMAYACAKLAR

Babacan’dan sonra kürsüye Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal çıktı.

Uysal, şu ifadeleri kullandı:

“‘Kalk yiğidim dağ başını duman almış. Aslan payını aslan olmayanlar almış.’

Tarihi bir günde buradayız. Türk milletinin tarihi yürüyüşünde bir önemli kilometre taşının bulunduğu noktadayız. Büyük üzüntü içindeyim. Milletim için, devlet için, geleceği karartılan gençler adına üzüntü içindeyim. Bu büyük ülke, bu büyük millet bu kadar kötülüğü hak etmiyor.

Zalim zulmünü celladına yaptırırmış. Zalime, onun cellatlarına, uşaklarına karşı bir büyük mücadeleyi burada başlatıyoruz. Hep birlikte söz milletindir diye haykırıyoruz.

6 Mayıs 2019 Türk demokrasisi için kırılmanın yaşandığı bir tarihtir. İstanbul’da millet iradesiyle seçilen İmamoğlu’nun yetkisinin alındığı tarihtir. Milli iradenin önüne set çekilmez. Milletin gücü o duvarları her daim yıkıp atmıştır.

Dün İmamoğlu’na bu cezayı verdiler ama bilsinler ki bu kararın nokta kadar milletin vicdanında karşılığı yoktur. Bu kararı alanları biliyoruz. Aldıranları biliyoruz.

Onların adaleti zaten Deniz Feneri davalarında batmıştır. Adaleti sistematik bir şekilde bu memleketi uygulayanlara haykırıyorum; adınız ak olacağına alnınız ak olsaydı. Bu kararları alanlar başı dik bir şekilde dolaşamayacaklar.

Siz reform yapmayın, sizden bir şey beklemiyoruz. Kötülük yapmaktan vazgeçin, FETÖ’cülerin size bıraktığı hukuksuzluğu icat etmekten vazgeçin.

O nedenle aziz İstanbullular işaret fişeğini bugün buradan yaktığımız hukuk mücadelemizin demokrasi mücadelemizin eninde sonunda milletin iradesi ile tarihin tecelli edeceği gün milletimiz iradesini ortaya koyacaktır. Onların tek bir iddiası ideali ve davaları var; onlar bir kişinin ailesinin ve şurekâsının iktidarı ve mutluluğu için kavga veriyorlar. Oysa bizler bugün ne kadar haklı olduğumuz, ne kadar doğru olduğumuz ortaya çıkıyor. Altılı masa etrafında bir araya gelmiş olanlar yek vücut olanların demokrasi diye bir kavgası var. Korkusuzca yaşama hürriyeti adına bir meselesi var. Bu ülkede fırsat eşitliği diye bir kavgası var. Herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi kurmak gibi bir ideali mücadelesi kavgası var.
İşte bugün buradan sadece İstanbullumuz değil, çatlamış toprakların hasretini dindirmek için her biriniz her birimiz Türkiye’nin üzerine örülen kademe kademe her gün rengi koyulaşan bu örtüyü atıp kaldırmak adına bu cesareti ve iradeyi taşımalıyız.”

DAVUTOĞLU: KİM Kİ MİLLİ İRADEYE EL UZATIRSA GERÇEK TERÖRİST ODUR

Uysal’ın ardından sahneye Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu konuşmak için kürsüye çıktı

Davutoğlu, şunları kaydetti:

“Meselemiz sadece İmamoğlu’nun hak ettiği makamı korumak değildir; İstanbul seçmeninin iradesini korumak, Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik değerlerini korumaktır. Hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz, demokratik hukuk devleti diyoruz.

Dün yargı bir kez daha siyasallaştı ama bizim meselemiz siyaset üstü bir meseledir. Altı genel başkan olarak buradayız hepimiz aynı gür sesle insan onuru diyoruz temel hak ve özgürlükler diyoruz. Demokratik hukuk devleti diyoruz. Bu meydan ve bu bina tarihi sahnelere şahit oldu. Dün akşam sayın İmamoğlu’nu ziyaret etmek için gece yarısına yakın İBB binasına girdiğimde hafızamda iki manzara canlandı. Tarih 21 Nisan 1998, 28 Şubat şartlarında Sayın Erdoğan’a benzer bir mahkumiyet kararı verilmişti. Ben de o zaman o binadaydım. Ve tarih 15 Temmuz 2016, bu binayı savunmak için nice yiğitler Saraçhane’de şehit oldular. Yüreğimde, boğazımda bir şeyler düğümlendi. 21 Nisan 1998’de büyükşehir belediye binasında hangi değeri savunduysam, 15 Temmuz akşamı televizyon ekranlarında hangi değerleri savunduysam yine aynı değerler için buradayım, burada olacağım.

Buradan güç sahiplerine sesleniyorum, sakın ha sahip olduğunuz mutlak güç sizi aldatmasın. Geçmişte nice mutlak güç sahipleri aldandılar. 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü 28 Şubat’ı yapanlar zannettiler ki kurdukları vesayet düzeni sürer. Zannettiler ki, o mekanlar ilelebet kendilerine aittir. Partileri kapattılar, siyasetçileri yasakladılar, düşünce özgürlüğünü, basını yok ettiler. Ama onlar gitti. Onlar gitti ama demokrasimizin demokrasi aşkı kaldı ve kalacak. Bu güç sahiplerine şunu da hatırlatıyorum o avucunuzda tuttuğunuz gücü kaybetmemek için sıktığınız her anda kordan bir ateş gibi sizi yakar. Kordan bir ateş gibi yakacak olan güce değil milletin vicdanına dönünüz.

Dün aldığınız kararla bize mesajınız ‘2023 seçimlerine ipotek koyarız’ diyorsanız, bizi korkutmak istiyorsanız; korkmuyoruz, korkmayacağız, tehditlerinize boyun eğmeyeceğiz! Herkesin hakkını, hukukunu koruyacağız. Sakın ha seçim sandığı üzerinden siyaseti dizayn etmeye kalkışmayın. Sakın ha bize tarafız mahkeme karar verdi demeyin, inanmayız! Rahip Brunson, Deniz Yücel, Kaşıkçı davasında şerefli Türk yargısını nasıl siyasetin içine dahil ettiğiniz biliyoruz. Bu kararı tanımayacağız.

Yargı mensupları; omuzlarınızda tarihi bir yük var. Alacağınız karar, Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek. Her birinizin kaygı taşıdığını biliyorum. Zor dönemlerin hakimleridir tarihe geçenler. Hiçbir siyasi talimata uymayın. Yargı mensuplarının tek aidiyeti adalettir!

Dün Türk yargısı için kara bir gündü. Umarım seçime giderken YSK dahil hiçbir yargı mensubu baskı altına alınmaz. Altılı Masa olarak arkanızda olacağız.

İktidara gönül verenlere sesleniyorum; sakın ha asla tahriklere kapılmayın. Milli iradeyi esir alanlara karşı sesinizi yükseltin. O geniş kitlelerin bu kararla yürekleri dağlandı biliyorum. ‘Biz yeni vesayetler için emek vermedik’ desinler Erdoğan’a ve Beştepe’ye.

Biz iktidarı kaybedersek, kazanımlarınızı kaybedeceksiniz diyorlar. Sizin kazanımlarınız yozlaşmış bir iktidarın teminatında olamaz! Sakın kulak asmayın! Türkiye Cumhuriyet demokrasi ile taçlandığında herkes aynı hak ve özgürlüklere sahip olacak.

MHP seçmenine de sesleniyorum; milli birlik, istiklalimiz kendisi gibi düşünmeyenleri terörist ilan etmekle korunmaz. Atatürk’ün liderliğinde Sivas kongresinde alınan kararla korunur; ‘ Milli hakimiyetin temili milli iradedir.’ Kim ki milli iradeye el uzatırsa gerçek terörist odur, gerçek vatan düşmanı odur.”

MERAL AKŞENER: SARAY SİZİNSE SARAÇHANE BİZİMDİR

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “16 milyon İstanbullunun iradesi burada, millet burada, milletin sesi burada ve Ekrem kardeşimin yanında” dedi.

İYİ Parti lideri Akşener, “‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyenler burada. Saray sizinse Saraçhane bizimdir” ifadelerine yer verdi.

Akşener’in açıklamaları şu şekilde:

“100 yıl önce olduğu gibi bugün de egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir diyenler burada, Saraçhane’de. Ama o 100 yıl önce verilen kararın, o ilkenin, iradenin temsilcileri kadınlar, erkekler, gençler, yaşlılar burada ve İstanbul’dan ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diye haykıranların, o sesi duymayanların, onların saraylara kapandığı anda milletin sesini duymadığı anda biz Saraçhane’deyiz. Bir tiyatroya, bir haksızlığa, kara cübbelerini saranlara buradan seslenen İstanbullular, diyorsunuz ki saray sizin ise Saraçhane bizimdir. Diyorsunuz ki; zulüm, haksızlık sizin ise sandık bizimdir. 16 milyon İstanbullunun iradesi burada. Ve millet burada, demokrasi, irade burada ve Ekrem kardeşimin yanında.

Gençler diyor ki; ‘Yaşasın hürriyet, kahrolsun istibdat.’ İşte bu sese kulaklarını kapasalar da size, bize terörist deseler de haksız yere Ekrem kardeşimi yargılasalar da cezalandırsalar da bu irade, ses, yürek, cesaret, iyilik, bu demokrasi aşkı, bu sandıkta verilecek cezanın ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun ortaya konduğu irade gösteriyor ki artık 16 milyon İstanbullunun dışında 85 milyon Türkiye’nin de senin yanında olduğunu burada Saraçhane’den görüyoruz.”

KARAMOLLAOĞLU KATILMADI

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, programa katılamayacağını duyurdu.

Karamollaoğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Önceden planlanan ve tehir etme durumumuzun olmadığı bir hastane randevum nedeniyle Saraçhane’de gerçekleştirilecek anlamlı programa katılamıyorum. Orada bulunan herkese canıgönülden selamlarımı iletiyorum.” ifadelerini kullandı.

İMAMOĞLU’NA 2 YIL 7 AY 15 GÜN HAPİS CEZASI

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle yargılandığı davada karar dün açıklanmıştı.

Mahkeme hakimi, sanığın “hakaret” suçunu “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı (YSK üyeleri)” işlediğini belirterek, bu nedenle İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verilmesine karar vermişti.

Mahkeme, verilen cezada indirim uygulamasına yer olmadığına hükmetmişti.

İMAMOĞLU’NA HAPİS CEZASI KARARI NE ANLAMA GELİYOR?

Peki verilen ceza ne anlama geliyor, İmamoğlu’na siyasi yasak gelecek mi? Öncelikle kararın kesinleşmesi için istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerinin tamamlanması gerekiyor.

Karar bu şekilde onaylanırsa İmamoğlu için siyasi yasak gündeme gelecek.

Konuyla ilgili avukat Dr. Rezan Epözdemir değerlendirmelerde bulundu.

TCK’nın 53. maddesinde “belirli haklardan yoksun bırakma” şeklinde bir güvenlik tedbiri uygulaması olduğunu söyleyen Epözdemir, “Fail kim olursa olsun hapis cezası varsa bir güvenlik tedbiri var. Para cezası verilseydi ya da hükmün açıklanması geri bırakılsaydı bu durumda belirli hakları yoksun bırakmaya yönelik tedbir söz konusu olmayacaktı. Bir gün bile hapis cezası olsa hapis cezası süreci belirli hakları bırakmaktan yoksun bırakılıyor. Mahkeme, benim de beklemediğim bir şekilde alt sınırdan uzaklaşmış. Bu hapis cezasının doğal sonucu belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaktır” dedi.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir