Seçim ekonomisine geçiş yaptıktan sonra ilk önlem olan memur maaşlarının bayram öncesi ödenmemesini ilk kez yaşıyoruz.
Hazinenin içinin boşalmış olduğunu buradan anlayabiliyoruz.
Peki, seçim bayramdan sonra olsaydı maaşlar ödenir miydi?
Gece gündüz para basan darphane bir gece de memur maaşları için para basmaya devam eder miydi?
Darphane karşılıksız para bastıkça enflasyon artmıyor mu, karşılıksız basılan para enflasyonu azdırmıyor mu?
Ekonomist değiliz ama yaşadıkça, okudukça, sorguladıkça ve sorunlarla muhatap kaldıkça öğreniyoruz.
EYT’deki gibi bütün mağdurların SGK uzmanı olduğu, konuşulmayanın konuşulduğu bir ortamda toplumun sorunlarının dile getirildiği platformlarda ülkenin nasıl yönetildiği ve yaşam içindeki sorunlar ele alınıyor.
EYT’lilerin 15 yıllık sorgulaması ve zorlamasıyla muhalefetin çalışması, üretmesi, çözümler ortaya koymasının sağlanması ve arkasından iktidarın toplum içindeki bu sorgulayan ve kendi aralarında konsolide olup sandığa etki eden bu kitleyi görmek zorunda kalması…
EYT’yi çözüm aşamasına getirmeyi başarıp geride kalanlara alan açan ve çözüm odaklı, kırmadan dökmeden hak aramanın nasıl olacağının resmini yapan, yasaların geriye işlemesinin bir başka örneği olmayan kanunun, eksik olsa da çıkmasını sağlayan bir kitle ve bu 15 yıllık süreçte toplumda mücadele ile kazanımın olacağını gösteren bir hak araması EYT mücadelesi.
Emekliye zam yapılacak!
“Ankara, İstanbul mitinglerini dikkatli takip edin” denirken Sayın Cumhurbaşkanı Bursa mitinginde “içimize sinmese de EYT’yi çıkardık” diyerek emeklilerin kendi aralarında bölünmesini sağlamaya çalıştı. Zam yapmadan sefalet maaşlarıyla geçinin sabredin şükredin dedikten sonra sandıktan emekli çıktı. Aynen 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi “seçimi kaybetsem de yokum” dediler ve kaybettiler.
2028 seçiminde ne olacak?
Böyle devam ederlerse yine emeklinin sımsıkı sapa sağlam ördüğü kerpiç duvara çarpıp yeniden kaybedecekler.
Al veri bilmek gerek, her zaman “bana hep bana” diyenler her zaman kaybederler ve kaybetmeye mahkumlardır.
AK Parti iktidarının 22 yıllık jakuzi yönetimi sonuna gelmiştir, evet yanlış duymadınız jakuzi…
Ülkeyi yöneten, kendine saray yaparsa kamudakki yöneticiler ya da belediye başkanları da kendilerine saraycık yaparlar ve makam odalarına jakuzi yaparak sefalet içinde yaşayan halkın gözünün içine bakarak şatafatlı hayatlarından ödün vermeden yaşama devam ederken yine emekli çıkar ve sandıkta buna dur der.
Kamuda yönetici olanları kim denetliyor? Belediye başkanlarının lüks yaşamlarını, valilerin yaşamlarını makam odalarının lüksünü, korumalarının araçlarının şafafatını kim kontrol ediyor?
Osmanlı’da lale devri, AK Parti’de jakuzi devri.
Akıllanmazlarsa şatafatlı yaşam sonları olacaktır.
Bir belediye başkanın 6000 metrekare makam odası neden olur?
Belediye başkanının odasında özel yemek odaları, şahsa özel jakuzi neden yapılır, ihtiyaç mıdır, bu fantazi nereden gelmektedir?
Ben Sancaktepe Belediye Başkanı, adaşım Alper Yeğin beyin yerinde olsam bu odayı müze yapar bütün İstanbul’un görmesi için bir müze haline getirir, jakuzi dönemini, şatafatın, lüksün, savurganlığın resmini halkın görmesini ve ibret almasını sağlardım ve yıllarca unutulmayacak bir dönemin gerçeğini halka göstermiş olurdum.
Başkan Yeğin de bir açıklama yaparak meselenin jakuzi tartışmasının ötesinde olduğunu söyleyerek, “Önceki Belediye Başkanı lüks bir banyo ve belediye başkanının ihtiyacı olmayacak şekilde bir kat tasarlamıştır. Jakuzi meselesinin çok değersiz kalacağı lüks ve batırılan bir belediye hikayesini yakın zamanda sizlerle paylaşacağım.” dedi.
Kamuoyuna bilgilendirme;
Basında ve sosyal medya da yer alan Sancaktepe haberleri ile ilgili olarak ; Sayın Şeyma Döğücü döneminde Başkanlık katında her hangi bir tadilat işlemi yapılmamıştır. Önceki Belediye Başkanı lüks bir banyo ve belediye başkanının ihtiyacı olmayacak… https://t.co/3J0HckfgVK
— Alper Yeğin (@alperyegin_) April 7, 2024
O halde o katı halka açın gösterin bütün Türkiye yerinde görsün.
Bir kamyonetin üstünde gelen Milli Görüş, şatafatlı, heybetli jiplerin üzerinde halkı selamlamaya dönüştü ama bu şatafatı artık geçim zorluğundaki halk ve emekliler sorguluyor ve sonuca ulaştırıyor.
Emekli sefalet içinde ve Temmuz ayında yapılacak olan zammın da emekli için çözüm olmayacağı görülüyor.
Devletimizi yönetenler acilen tasarrufa geçmeli, önce örnek olmak adına bütün makam araçlarını ve korumalardaki sayıyı azaltmalı.
Halkın ilk göreceği tasarruf bu olmalı ki halka dokunmuş olsunlar, ama şatafattan lüksten vazgeçmez böyle devam ederseniz halk sizden vazgemiş olacak.
10 bin TL yaşlılık aylığı alan bir emeklinin son sözleriyle halk sorgulamaya, emekli de birleşmeye devam edecek.
YORUMLAR