Tanrıların tahtı Nemrut

Tanrıların tahtı Nemrut

Güneşin en iyi doğup battığı yer olduğu kabul edilen ve insanı şaşkınlık içinde bırakan heykelleri görebilmek için her yıl binlerce kişi Nemrut Dağı’na koşuyor. Yazın en sıcak günlerinde bile insanı soğuktan titreten zirveye hayatta hiç değilse bir kez olsun çıkmak gerek…

[email protected]

Bu yazımızda Dünyanın sekizinci harikası olarak bilinen Nemrut Dağındayız. 2150 metre yüksekliğindeki dağın zirvesinde gizemini hala koruyan bir kral mezarıyla onu örten yapay bir tepe, dev heykeller, kabartmalar, Kommagene’yi ve Tapınağın kurallarını anlatan uzun yazıtlar ve Dünyanın en eski horoskopu bulunuyor. Güneşin en iyi doğup battığı yer olduğu kabul edilen ve insanı şaşkınlık içinde bırakan heykelleri görebilmek için her yıl binlerce kişi Nemrut Dağı’na koşuyor. Yazın en sıcak günlerinde bile insanı soğuktan titreten zirveye hayatta hiç değilse bir kez olsun çıkmak gerek diye düşünüyorum.

Horoskop

Nemrut Dağı ve çevresi Milli Park ilan edilerek korunmaya alınmış. Nemrut Dağı Milli Parkının sınırları içindeki Karakuş Tümülüsü, Cendere köprüsü, antik Arsameia kenti ve Yeni Kale’nin kalıntıları barış yanlısı doğu-batı sentezi bir uygarlık olan Kommagene Krallığının da görkemini yansıtıyor.

Nemrut Dağı’ndaki tapınağı inşa etmek için dağın zirvesi yontulmuş, ana kayaya oyulan mezar odasının üstünde de 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında koni biçiminde bir tümülüs (yığma mezar) oluşturulmuş. Romalılardan bu yana bir çok kişi tünel kazarak mezar odasına girmeye çalışmış, ancak şimdiye kadar hiç kimse bunu başaramamış.

Zirvenin dört bir yanı set durumuna getirilerek teraslar oluşturulmuş. Güney terası kaydığı için yok olmuş. Kendisini de Tanrı olarak gören Kral 1.Antiochos, Batı ve Doğu teraslarına kendi heykeli ile birlikte ülkesinin ve kendisinin koruyucu tanrılarını betimleyen yaklaşık 9 m. yüksekliğinde heykeller diktirmiş. Tahta oturur durumda dikilen heykellerin çoğunun başları koparak terasa yuvarlanmış. Altı ton ağırlığındaki heykellerin bir hayli uzaktan dağın zirvesine taşındığı sanılıyor. Bu taşların zirveye nasıl taşındığı ise hala muammadır.

Herakles

Batı ve Doğu teraslarına tümülüse arkası dönük şekilde konulmuş heykeller soldan sağa şöyle sıralanıyor: Kral Antiochos (Theos); Tanrıça Fortuna (Kommagene) Baş Tanrı Zeus (Oromasdes); Güneş Tanrısı Apollon (Mithras-Helios-Hermes), kuvvet ve kudret Tanrısı Herakles (Ares-Artagnes). Tanrıların iki yanında koruyucu olarak kartal ve aslan heykelleri vardır. Antiochos, Tanrı heykellerinin yüzünü hem doğuya ve hem batıya çevirmiş, tanrıların adlarını Yunan ve Pers diliyle yazdırmış.

Kartal Heykeli

ANTİOCHOS KONUŞUYOR

Tanrı heykellerinin arka yüzlerinde Antiochos’un ağzından yazılmış uzun yazıtlar bulunmaktadır. Antiochos dağın ziyaretçilerine şöyle sesleniyor:

“İşte gördüğün gibi, gerçekten Tanrılara layık bu heykelleri ben diktirdim: Zeus-Orosmasdes’in, Apollon-Mithras-Helios-Hermes’in, Artagnes-Herakles-Ares’in heykellerini ve her şeyi besleyen vatanım Kommagene’nin heykellerini. Aynı taştan yontulmuş olarak ve onunla birlikte tahtta oturur şekilde, kendi heykelimi de tanrıların yanına diktirdim.”

Antiochos, Mithradates Kallinikos ile Laodike’nin oğlu olduğunu, soyunun Perslere ve Yunanlılara dayandığını anlatır. Ülkesini dindarlığının bir sonucu olarak tüm tanrıların ortak yurdu yaptığını söyleyen Antiochos, Nemrut Dağındaki heykellerin de bütün tanrıların göksel tahtı olduğunu belirtir. Yazıtın devamında burada görevlendirdiği rahiplerin Tanrıları onurlandırmak için kurban törenleri düzenleyeceğini ve koyduğu yeni bayramların (kralın doğum günü ve taç giyme) kutlanmasını istediğini anlatır. Dağın etrafındaki köyleri de tapınağın mülkü yapmıştır.

Zeus heykelinin arkasında da Antiochos’un kutsal kanunları (Nomos) başlar, ki bu Antiochos’un vasiyetnamesi olarak ta görülür. Antiochos tapınakta görevlendirdiği rahiplerden bayram günlerinde gelen konuklar için yiyeceklerle donatılmış masalar hazırlamalarını ve onlara suyla karıştırılmış şarap sunmalarını ister. Kendisinden sonra gelecek hükümdarların da tapınağı ve koyduğu yasayı korumasını vasiyet etmektedir.

Doğu Terasına kayalara oyulmuş merdivenlerle çıkılır. Tanrı heykellerinin karşısındaki basamaklı platform ise Pers ateş sunağıdır. Tanrı heykellerinin yanında Kral Antiochos’un Darius, Büyük İskender gibi Pers ve Yunan atalarını simgeleyen steller (taş levhalar) vardır.

Nemrut Dağının en kutsal yeri olarak kabul edilen Batı Terasındaki törenlere yalnızca soylular katılabiliyormuş. Batı terasında Doğu terasından farklı olarak dördünde Kral Antiochos’un Kommagene, Zeus, Apollon ve Herakles ile selamlaşmasını betimleyen birinde de bir aslanın olduğu beş kabartma bulunmaktadır. Dünyanın en eski Horoskopu olarak bilinen aslan kabartmasının boynunda bir hilal, gövdesinde 19, üstünde de 3 yıldız vardır. Büyük yıldızların üstündeki Yunanca yazıtlardan Mars, Merkür ve Jüpiter oldukları anlaşılır. Gezegenlerin dizilişini kimi araştırmacılar MÖ 14 Temmuz 109 gününe, kimi araştırmacılar 7 Temmuz 62 gününe tarihler. Bunlardan ilki Kral Mithridates’in taç giydiği gün, ikincisi ise Nemrut Dağındaki anıtın kuruluş gündür.

Tanrıça Kommagene

Batı ve doğu teraslarını birbirine bağlayan Kuzey terasında da 180 m. uzunluğunda tören yolu ve çoğu kırılmış 57 stel vardır.

Nemrut’taki tapınak, Antiochos’un kurmak istediği yeni bir dinin merkezi olarak inşa edilmişti. Tapınağın o dönemde zengin bir kent olan Zeugma’nın geliriyle yaptırıldığı biliniyor. Antiochos farklı kültür ve inançlara sahip Kommagenelileri bir arada tutmak için Tanrıları da birleştirmeye çalışmıştı. Tanrıları bir araya getirdiğinde, halkının da bir arada yaşayabileceğine inanıyordu. Kommagene’nin Roma’ya katılmasından sonra rahiplerin Nemrut Tapınağını terk ettiği sanılıyor.

THERESA’NIN KÜLLERİ

Nemrut Dağı’ndaki heykelleri 1881 yılında Alman Mühendis Karl Sester keşfetti. Ardından Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey’de dağdaki ilk arkeolojik kazılar yaptı. Amerikalı kadın arkeolog Theresa Goell ise hayatının son elli yılını Kahta ve Samsat’ta arkeolojik kazılar yaparak geçirmişti. Yöre halkının büyük sevgisini kazanan Theresa halk arasında “Misskovell” olarak adlandırılıyordu. O yaşamını dağın sırlarını çözmeye adamış, mezar odasına girebilmek için 20 yıl boyunca her yolu denemiş bir Nemrut aşığıydı. Öyle ki öldükten sonra küllerinin dağa savrulmasını istemişti. Bu vasiyeti 1985 yılında öldükten sonra kardeşi tarafından yerine getirildi.

1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan Nemrut Dağındaki kazı ve restorasyon çalışmaları hala sürüyor.

NEMRUT DAĞI MİLLİ PARKI

Karakuş

Nemrut Dağı Milli Parkı Kahta’nın kuzeyindedir. Kahta yönünden gidildiğinde ilk olarak Karakuş Tümülüsü ile karşılaşılır. 2.Mithridates tarafından annesi İsas adına yaptırılan anıt mezar Karakuş Tümülüsü olarak adlandırılır. Biraz ileride Cendere Çayı üzerindeki Cendere Köprüsüyle karşılaşılır. Roma İmparatoru Septimus Severus (MS 193-211) ile eşi Julia Domna ve oğulları Caracalla ve Geta onuruna yaptırılan köprü hala kullanılmaktadır. Daha sonra Kahta Çayı üzerindeki sarp yamaçlarda kurulan görkemli Yeni Kale yer alıyor. Günümüzde Eski Kahta olarak adlandırılan kalenin içinde çoğu Memluklulardan kalma hamam, cami ve sarnıç kalıntıları var. 1930’lara kadar ilçe merkezi olan Eski Kahta şimdi Kocahisar adında küçük bir köy.

Eski Kahta’nın tam karşısındaki yamaçta da Kommagene Krallığının yazlık başkenti ve kutsal alanlarından biri olan Arsameia bulunmaktadır. Kendi mezarını Nemrut Dağı’nın zirvesine yaptıran Antiochos babası Mithridates Kallinikos’un mezarını da buraya yaptırmıştı. Arsameia’da bir çok kabartma ve mezar anıtı görülüyor. Arsameia’dan devam edildiğinde Nemrut Dağına ulaşılıyor. Kahta yönünden Batı terasının önüne, Pötürge yönünden Doğu terasının önüne kadar gidiliyor. Malatya ve Adıyaman illeri dağı paylaşamayınca, mahkeme dağın Adıyaman’a ait olduğu kararını vermiş.

KAHTALI CEYARLAR

Kahta’da yalnızca toprağın üstü değil, altı da zenginliklerle doludur. Türkiye’de üretilen petrolün %42’si Kahta’dan çıkarılıyor. Özellikle Karakuş-Cendere arasında yoğunlaşıyor petrol kuyuları. İlginçtir burada tarlasından petrol çıkan köylülere Ceyar (JR) lakabı takılıyor.

Petrol ve turizm Kahta’nın çehresi büyük ölçüde değiştirmiş. Aynı şekilde Atatürk Barajı da yörenin hem coğrafyasını, hem de sosyal yapısını değiştirmiş. Yöre halkı baraj gölünün kenarında nefes alırken, daha önceleri adını bile duymadığı yelken yarışlarına da ev sahipliği yapıyor.

NASIL GİDİLİR?

Kahta’nın kuzeyindeki Nemrut Dağı’na Kahta üzerinden de, Malatya-Tepehan yönünden de ulaşılabilir. zirvesine patika bir yolla çıkılır, bu yolun başlangıcında bilet kesilir. Aracı olmayanlar Adıyaman ve Kahta’daki otellerin düzenlediği turlara katılıp Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Yeni Kale ve Arsameia’yı gezdikten sonra zirvede güneşin batışını izleyebilir. Havaalanı, Kahta’ya 13 km, Adıyaman 33 km, Karakuş 12 km, Cendere Köprüsü 18 km, Arsameia 20 km ve Nemrut 45 km uzaklıktadır.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir