Toplantının açış konuşmasını yapan TKP Bursa İl Başkanı Ayhan Keser, geçen yıl aynı salonda yapılan bir toplantı ile başlayan aday belirleme sürecinin artık tamamlandığını ve şimdi sıranın bu adayların arkasında büyük bir güç biriktirmeye geldiğini söyledi. Adaylarının TKP’in güncel fotoğrafını verdiğini vurgulayan Keser “Özel olarak adaylarımız fabrika işçilerinden, AVM emekçilerinden oluşsun diye bir çaba harcamadık. TKP’nin üyeleri, gönüllüleri, dostları zaten büyük bir ağırlıkla bu işçilerden oluşuyor” dedi ve ardından adayları tek tek sahneye çağırdı.

Hep birlikte sahneye çıkıp salonu selamlayan adayları temsilen bir konuşma yapan tekstil işçisi Semih Hastürk aslında daha önce hizmet sektöründe çalıştığını ama pandemi ile iş yeri kapanınca iş ararken şimdi çalıştığı tekstil fabrikasına girdiğini söyleyerek  14 yaşından beri çalıştığını dile getirdi. Depremin ikinci günü Bursa’dan toplanan yardımları Antakya’ya götüren ekipte de yer alan Hastürk, bir yanda hayat kurtarmaya çalışanlar öte yanda kâr elde etmek için bekleyen iş makinaları ile oluşan tablonun kendisi için çok net bir anlam ifade ettiğini söyledi. Semih Hastürk konuşmasını “Size seçim vaadi olarak ne vadedebilirim, bunu çok düşündüm. Aklıma sadece şu geliyor: Ben sizi bu hayattan kurtaramam ama sizinle her hak aramada, her mücadelede yan yana olma sözü verebilirim. Birlikten kuvvet doğar demişler. Birbirimizin elinden tutalım, yarınlarımızın daha iyi geçmesi için bu sömürgeci düzene karşı birlikte mücadele edelim. Ben bir işçi olarak ilk adımı attım ve Türkiye Komünist Partisinden aday oldum” sözleri ile noktaladı.

Buluşmanın son konuşmasını yapan TKP Parti Meclisi üyesi Aydemir Güler sözlerine hatırladığı bir başka seçim sloganı ile başladı. “İki anahtar” vaadinin gerçek dışı olduğunu herkesin bildiğini ama şimdi deprem korkusu yaşayan İstanbul’da daha büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Güler, depreme dayanıksız olduğu bilinen yani mezar sayılması gereken 90 bin binanın yer aldığı İstanbul’da 750 bin boş konut olmasının izahının olmadığına işaret etti.  “TKP gelir her şey değişir” sloganına değinen Güler, bunun sadece bir slogan olmadığını, somut bir duruma işaret ettiğini söyledi. “Osmaniye’de deprem koordinasyon merkezimize polis saldırısı olduktan sonra bize suç uydurmaya kalktılar ve suların sağlıksız olduğunu söylediğimizi iddia ettiler. O sırada henüz yapmamıştık ama biz de suları analiz ettirmeye karar verdik. Şimdi ‘bunlar sularla ilgili dezenformasyon yapıyorlar’ diye başladıkları yalan, onları da suları kontrol etmeye mecbur bıraktı. TKP geldi ve bir şey değişti.” diyen Güler buna benzer çok örnek olduğunu ekleyerek bu örnekleri daha da çoğaltacaklarını ifade etti. Konuşmasında “oylar bölünmesin” vurgusuna da değinen Güler, TKP’nin laik bir ülke isteyenlerin oyuna talip olduğunu ama laikliğin seçimde sahipsiz bırakıldığını vurguladı. Bağımsız bir ülke isteyen TKP’nin oyları ile NATO’nun genişlemesine sofor itiraz sergileyen meclisin oylarının elbette farklı olacağını belirten Güler, TKP’nin oyları bölmediğini çünkü bu ilkeleri sahiplenenlerin adresinin belli olduğunu söyledi.

Buluşmanın finalini Manifesto Müzik grubu yaptı ve son şarkı için adayları yeniden sahneye çağırdı. Hep bir ağızdan söylenen şarkılarla etkinlik sona erdi.