Haber: SİMLANUR İNCE
Kamera: MESUT ERDOĞAN
11 ili etkileyen ve asrın felaketi olarak adlandırılan 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK), KESK, DİSK ve Bursa Tabip Odası Bursa Akademik Odalar’da ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Ortak basın açıklamasını okuyan Jeoloji Mühendisi Engin Er, “Ülke tarihimizin en büyük acılarından birisini bundan tam 1 yıl önce yaşadık, yaşamaya da devam ediyoruz. Afet yönetim sürecinde gösterilen zafiyet nedeniyle, ortaya çıkan her sorunun yeni sorunlara kapı aralamasıyla bugüne kadar geldik. Öncelikle, hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerini kullandı.
“DEPREMDE YAŞANAN KAYIPLARA İLİŞKİN VERİLER HENĞZ TAM ANLAMIYLA AÇIKLANMIŞ DEĞİL”
Er, “Resmi rakamlara göre 50 bin 783 yurttaşımızın hayatını kaybettiği, 107 bin 2024 yurttaşımızın ise yaralandığı açıklandı. Yine Bakanlığın verilerine göre 35 bin 964 binanın deprem anında yıkıldığı, 872 bin bağımsız bölümden oluşan 311 bin binanın ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiği belirtildi. Depremde yaşanan kayıplara ve yıkımlara ilişkin tüm veriler aradan geçen 1 yıl sonunda henüz tam anlamıyla açıklanmış değildir” diyerek konuşmasına devam etti.
“2 MİLYONU AŞKIN İNSANIMIZ BÖLGEDEN GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDI”
Resmi açıklamalara göre 53 bin 537’si ülkemizde, 8 bin 476’si Suriye’de olmak üzere toplam 62 bin 13 kişi yaşamını yitirmiş olduğunu söyleyen Er, “Yaklaşık 107 bin 500’ü ülkemiz insanı olmak üzere toplamda 122.000 kişi yaralanmıştır. 310 bine yakın bina ve bina türü yapı yıkılmış ya da ağır hasar almıştır. Baraj, gölet, boru ve enerji nakil hatları, köprü, otoyol, viyadük, tünel, demiryolu, limanlar, hava limanları gibi altyapı, enerji, telekomünikasyon, yol, kanalizasyon, içme ve kullanma suyu şebekesi gibi birçok sayıda tesis zarar görmüş veya kullanılmaz hale gelmiştir. 1,5 milyonu aşkın insanımız barınma sorunu ile karşılaşmış, 2 milyonu aşkın insanımız bölgeden göç etmek zorunda kalmıştır” şeklinde konuştu.
“ACİL DURUM ÇALIŞMALARININ YÜRÜTÜLMESİ KONUSUNDA GEREKLİ EYLLEMLER HAYATA GEÇİRİLMEMİŞTİR”
Uluslararası çalışma örgütü (İLO) verilerine göre çok sayıda işyeri, ofis, fabrika ve sanayi tesisinin yıkılması veya ağır hasar görmesi nedeniyle 650.000’den fazla insanımız geçim olanaklarını yitirdiğine değinen Er, “TBMM Deprem Zararlarını Azaltma Komisyonun Raporuna göre deprem 148.8 milyar dolar ekonomik kayba neden olmuştur. Uyarılmasına rağmen bölge insanın depremlere hazırlanması, gerekli risk azaltma ve acil durum çalışmalarının yürütülmesi konusunda gerekli eylemleri hayata geçirmemişlerdir. Gerekli önlemlerin alınmaması sonucunda 53.537 insanımızın yaşamını yitirmesi, 107.000’ni aşkın vatandaşımızın yaralanmasını en basit haliyle sorumsuzluk olarak değerlendirebiliriz” dedi.
Ülkemizde her yıl önemli kayıplara neden olan pek çok doğa olayının afete dönüşmesini önlemek için afet riski altındaki alanların sağlıklı ve güvenli yaşam alanları haline getirilmesi gerektiğine dikkat çeken Er, insan odaklı ve afet dirençli kentlerin oluşturulmasının öncelikli ve acil bir ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Jeoloji Mühendisi Engin Er konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“6 ve 20 Şubat 2023 tarihli depremlerden etkilenen 18 kentimizde, barınma sorununu çadır ve konteyner kentlerde karşılamak zorunda kalan ve yaşam mücadelesi veren 1,5 milyonu aşkın insanımız için öncelikle insanca yaşam koşulu ve barınma sorunun çözümü konusunda çalışmalar hızlandırılmadır. Bu amaçla; Bölgede yer alan kentlerin kırsal ve kentsel alan planlamaları, mekansal strateji planları dikkate alınarak öncelikle yapılmalı, jeolojik sakıncalı alanlar çevre ve uygulama imar planlarına işlenerek yapılaşmaya kapatılmalıdır.”
“SIVILAŞMAYA YATKIN ZEMİN BİRİMLERİ ĞZEEİNE YAPI YAPILMASINA KISITLAMA GETİRİLMELİ”
Er, “6 ve 20 Şubat 2023 depremlerinde “en büyük yıkımın zayıf mühendislik özelliklerine sahip, sıvılaşmaya yatkın zemin birimleri ile fay zonları üzerinde yer alan yerleşim birimlerinde meydana geldiği gerçeğinden hareketle” kırsal ve kentsel alanlarda “jeolojik sakıncalı veya fay sakınım bantları” üzerinde yapı yapılmasına kısıtlama getirilmelidir” dedi. Hasar almış altyapı, deprem ve diğer olası jeolojik tehlikelere de dikkate alınarak yenilenmesi gerektiğinin altını çizen Er, var olanların ise gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
“AZ HASARLI VEYA HASARSIZ TÜM YAPILAR KAMU ELİYLE GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”
Bölgede yer alan kamuya ait bina ve tesislerde dahil olmak üzere az hasarlı veya hasarsız tüm yapılar “kamu eliyle” gözden geçirilmeli diyerek konuşmasını sürdüren Er, “Yetersiz olanlar tespit edilerek yıktırılmalı veya güçlendirilerek can ve mal güvenliği sağlanmalıdır. Ülkemizin afetlere hazır hale gelmesi için acil bir şekilde “Afet, Acil Durum ve İklim Değişikliği Bakanlığının” kurulması sağlanmalıdır. Ülkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtularak afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna odaklanmalıdır. Bu amaçla İçişleri Bakanlığı tarafından hazırlıkları yıllardır sürdürülen “Afet Risk Azaltma Kanun Tasarısı” ilgili kişi ve kurumların görüşleri alınarak zenginleştirilmeli ve hızla yasalaştırılmalıdır” ifadelerinde bulundu.
YORUMLAR