Üsküdar’a kadar Kastamonu

Üsküdar’a kadar Kastamonu

“Siz hiç Kastamonu’yu gördünüz mü?” diyorlar ya, gerçekten de Kastamonu gezilmezse görülmezse tanınmazsa hayatınızda bir eksiklik var demektir. O eksikliği ancak Kastamonu’yu gördükten sonra hissedersiniz.

[email protected]

Eskiler ‘Üsküdar’a kadar Kastamonu’ dermiş. Yani İstanbul’dan sonrasına Kastamonu denirmiş. Haksız da değiller, bir zamanlar Türkiye’nin en büyük kentlerinden biriymiş Kastamonu. Beyliklere başkentlik yapmış olan kentin nüfusu Cumhuriyetin ilk yıllarında da aşağı yukarı şimdiki kadarmış. Zaman içinde gerilemiş, ulaşım akslarının dışında kalınca sanayi de, iş-aş olanakları da gelişmemiş. Ilgaz Dağı‘nın ardında kalan kentin demiryolu bağlantısı yok, İnebolu dışında limanı yok, dolayısıyla denizyolu bağlantısı da yok. (Bir iki yıl öncesine kadar havayolu bağlantısı da yoktu.) Velhasıl bu kentte doğanlara göç yolları gözükmüş. Şimdi yalnızca İstanbul’da yarım milyondan fazla Kastamonulu yaşıyor.

KENT İÇİNDE KAYA MEZARLARI

Kastamonu’nun tarihi çok eskilere uzanıyor, kentin içindeki kaya mezarları bunun kanıtı olarak duruyor. Antik dönemde burası Paflagonya yurduymuş, savaşçı ve yiğit bir halkmış Paflagonyalılar. Paflagonyalılardan geriye kaya mezarlarıyla, bazı yer adları kalmış yadigar.

Görkemli ve erişilmez kalesiyle önemli bir askeri üs ve ticaret merkezi olmuş. Daha sonra Roma ve Bizans derken Türklere yurt olmuş bu diyar. Osmanlı‘nın en son ele geçirdiği beyliklerden biri olan Candaroğulları Beyliğine başkentlik yapmış. Hiç işgal görmeyen kentlerimizden biri, ama binlerce evladını bu topraklar için şehit vermiş. Çanakkale‘den Kurtuluş Savaşı‘na dek her yerde Kastamonu’nun yiğitleri sipere koşmuş. Bütün erkekleri savaşta şehit olduğu için Ersizlerdere adını almış bir köy bile var burada. Kadınları da ustasıdır vatan sevmenin. Kurtuluş Savaşı’nda Şerife Bacı‘nın öncülüğünde silah ve cephane taşımışlar kağnılarla Ankara’ya. Bu nedenle İnebolu ilçesine İstiklal Madalyası verilmiş.

KASABA KÖYÜ VE MAHMUT BEY CAMİSİ

Kent merkezinde Selçuklu, Candaroğulları Beyliği ve Osmanlı döneminden kalma pek çok eser var. Zarif camileri, zamanının AVM’si olan hanları, hamamları ve konaklarıyla zamanda yolculuğa çıkabileceğiniz bir kent Kastamonu. Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli KülliyesiNasrullah CamisiKurşunlu HanıAşir Efendi Hanıİsmail Bey KülliyesiYılanlı KülliyesiAtabey Külliyesi ve Yakup Ağa Külliyesi ilk akla gelen tarihi yapılardan. Ama asıl hazine Daday yolundaki Kasaba Köyü‘nde saklı. Buradaki Mahmut Bey Camisi ahşap camilerin içinde apayrı. 14.yüzyıl yapısı rengarenk boyalı iç konstrüksiyonu tümüyle ahşap.

Karaçomak Deresi’nin iki yakasında gelişen kent uzun yıllar boyunca göç nedeniyle kan kaybetmiş. Kastamonu’nun son yıllarda hızla gelişen üniversitesi kente taze kan sağlıyor, 25 binden fazla öğrencisi olan üniversite kentin gözbebeği. Şimdilik her beş kişiden biri üniversite öğrencisi. Üniversite sayesinde kentin yaşamına da renk gelmiş, film festivallerinden konserlere kadar pek çok etkinlik yapılıyor artık Kastamonu’da.

HUZUR VE SUKUNET

Kastamonu sakin ve huzurlu bir kent. Yeni yerleşimler Kuzeykent ve Olukbaşı-Ankara yolu istikametinde gelişirken kent merkezi tarihi dokusunu büyük ölçüde koruyor. Özellikle Kastamonu Kalesi’nin eteklerinde zaman adeta durmuş gibi. Buradaki ahşap konak sayısının Safranbolu‘dan çok olduğu söyleniyor. Son yıllarda birçoğu onarılsa da çoğu bakımsızlıktan yıkılıp gidiyor. Kentin kalbi ise birçok tarihi olaya da tanıklık etmiş olan Nasrullah Meydanı. Milli Mücadele yıllarında, Anadolu’yu dolaşarak Kurtuluş Savaşı’na destek toplayan milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy, Nasrullah Camii’nde de vaazlar vermiş ve aynı zamanda milli marşımız olan İstiklal Marşı TBMM’de kabulünden önce ilk kez burada okunmuştur. Rivayete göre meydandaki şadırvandan su içen yabancıların yedi yıl içinde ya Kastamonu’ya döneceğine, ya yedi kez daha Kastamonu’ya geleceğine, ya da Kastamonu’dan evlenip kalacağına inanılıyor. Beş yıldır burada yaşadığıma göre artık bu iş rivayet olmaktan çıkmış durumda. Nasrullah Meydanı’nı çevreleyen Tarihi Çarşısı da meraklıları için son derece ilgi çekici bir yer. Burada asırlık pastırmacılarından, kalaycılarına kadar göreceğiniz çok şey, etli ekmekten tirit kebabına kadar yiyeceğiniz çok yemek var. Etli ekmeğin yanısıra Ecevit ÇorbasıBandumaTirit Kebabı ve Kuyu Kebabı Kastamonu’ya özgü lezzetlerin başında geliyor. Kastamonu’nun pastırması, Taşköprü’nün sarımsağı, Tosya’nın pirinci -Sarıkılçık harikadır- ve sonbaharda toplanan Kanlıca mantarı tatmanız gereken lezzetlerden.

ŞAHANE BİR DOĞA

Benzersiz kanyonları, uçsuz bucaksız ormanları, yaylaları ve kumsallarıyla dört mevsim vakit geçirebileceğiz şahane bir doğası var Kastamonu’nun. Dünyanın yüz sıcak noktasından biri olan Küre Dağları Milli Parkı Kastamonu il sınırlarının içerisinde yer alıyor. Türkiye’de kayıtlı 132 memeli türünden en az 40’ının burada yaşadığı biliniyor. Bozayı, geyik, karaca Kastamonu’nun dağlarını mesken tutmuş nesli tehlike altındaki memelilerden birkaçı.

Dünyanın ikinci büyük kanyonu olarak bilinen Valla Kanyonu da Pınarbaşı ilçesinde. 20 kilometre uzunluğunda ve 800 metreye varan derinlikteki Valla Kanyonu gibi Horma KanyonuIlıca Şelalesi ve Ilgarini Mağarası da Pınarbaşı ilçesindeki doğal güzelliklerden yalnızca birkaçı. Küre‘deki Ersizlerdere Kanyonu da meraklıları için görülmeye değer yerlerden.

AzdavayPınarbaşıÇatalzeytinDadayDevrekani ve Bozkurt ilçelerindeki yaylalar da benzersiz güzellikte.

Özellikle ekoturizmyayla turizmi ve doğa turizmi için en uygun yerlerden biri Kastamonu. Altı ilçesi de deniz kıyısında üstelik. Karadeniz’in kıyısındaki en güzel plajlardan biri olan Cide kumsalı, adı mitolojik olaylarda da anılan Gideros Koyu ve Abana plajı denize girilebilecek yerlerin başında geliyor.

Kastamonu’nun kış turizm merkezi ise Ilgaz Dağı‘dır. Çankırı‘yla doğal bir sınırda oluşturan Ilgaz Dağı aynı zamanda Ilgaz Dağı Milli Parkını da içermektedir. Yani dağ hem önemli bir turizm merkezi, hem de yaban yaşamının korunduğu bir alandır. Antik dönemde Paflagonyalıların bu dağı kutsal kabul ettikleri ve tapınaklar inşa ettikleri bilinmektedir. Şarkılara da konu olmuştur yüceliği: “Ilgaz Anadolu’nun, sen yüce bir dağısın. Baharla yeryüzünde, o cennetin bağısın.”

Şimdi bu heybetli dağ tünelle geçildi ve Ankara yolu kısaldı.

On dokuz ilçesi, binden fazla köyü var Kastamonu’nun. Tüm ilçelerinin ayrı bir güzellikte olduğunu söylemek isterim.

Mutlaka gelin, görün Kastamonu’yu.

NASIL GİDİLİR?

Bursa-Kastamonu 543 km., İstanbul-Kastamonu 508 km. ve Ankara-Kastamonu 238 km. İstanbul’dan Kastamonu’ya hava ulaşımı da mevcut.

YORUMLAR

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir