Yasemin Güler ile Ortak Akıl’ın konuğu Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy

Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy, Yasemin Güler ile Ortak Akıl programında soruları yanıtladı.

Yasemin Güler ile Ortak Akıl’ın konuğu Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy

Yasemin Güler ile Ortak Akıl programının konuğu Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy’un açıklamaları şu şekilde;

DÖRT ÖĞRENCİDEN 1’İ AÇ’

“Öğrencilerde sağlıklı beslenme düzeyini ölçmek istedik ve 17 ilçede kapsamlı bir araştırma yaptık. Sonuçlar tahminimizden de öte açlık riski ile karşı karşıya olduğumuzu gösterdi bize. Bir taraftan yaşanan ekonomik krizin okullara yansıması dar gelirli ya da yoksul ailelerin derinleşen yoksulluğu öğrencilerimize de yansımıştı. Bizler hem fiziksel gelişimlerinin yetersiz olduğunu görüyorduk hem de derslere motive olmaları konusundaki eksiklikleri, yeterli beslenememeleri öğretmenlerimizin gözlemleriyle birlikte karşımızda duruyordu. Yaptığımız araştırma ile sayısal olarak verileri ortaya koyduk. Her 4 öğrenciden biri aç. Beslenme yoluyla, kantin yoluyla kahvaltı yapamıyor hiçbir öğrenci.

SİMİT DAHİ ALAMIYORLAR, 13 ÖĞRENCİYE 1 SİMİT DÜŞÜYOR’

“Öğrencilerimiz okula kahvaltı yapmadan geliyorlar. Okulda gün boyunca sağlıklı gıdaya erişme imkanları yok ve 10 saati aşkın okul sürelerinde beslenemiyorlar. Hangi gıdaları tükettiğine baktık öğrencilerimizin, daha çok unlu mamullerle besleniyorlar fakat simit dahi alamıyorlar. Yaptığımız araştırmada, 13 öğrenciye 1 simit düşüyor ve öğrencilerin harçlığı kişi başına 82 kuruş, 1 lira bile değil.

Okullarda ciddi bir açlık riski ile karşı karşıyayız. Öğretmenlerimizin yüzde 98’i öğrencilerin yeterli zihinsel ve fiziksel sağlıklı gelişim düzeyinde olmadığını ortaya koydu. Korkunç bir rakam bu. Acil bir ihtiyacı kamu oyunun gözünün önüne seriyoruz, yöneticileri de bu konuda tedbir almaya davet ediyoruz. Her 100 öğrenciden sadece 10’u düzenli süt içebiliyor.

Önerilerimizden bir tanesi de düzenli süt içebilmeleri için okul sütüne geri dönülmesi. Yeniden bu uygulamanın başlamasını talep ettik fakat gördük ki daha sonra öğrencilere verilmesi gereken kaynak öğrenciden alınıp başka yere aktarılmış. Gerçekten bizler için çok acil bir ihtiyaç. Bu ölçümlerin takibini bakanlık yapmalı, ihtiyaçları ortaya koymalı. Araştırmamızın sonunda bunu da öneriyoruz sağlık kuruluşlarıyla uzmanlarıyla birlikte bu işi bakanlık okullarda eskiden olduğu gibi takip edebilir. Bu takiplerin yapılması gerektiğini buradan ilgililere bir kez daha söylüyorum. Bunun sebebi yoksulluk artan enflasyon.

Geçen yıla göre yüzde 59.6 oranında bir enflasyon var. Gelirimiz bu oranda artmadı ve enflasyona karşı korumalı değiliz. Bu koşullarda sepetteki ürünün azalmasından başka çare yok, tam da olan buydu. Sepetteki ürünleri azalttık. Süt, süt ürünleri, yumurta… Geçen yıla göre yüzde 93’den fazla artış söz konusu. Çocukların her geçen ün süt ve süt ürünleri tüketimi azalıyor. Milli Eğitim Bakanlığı öğrencilerin sağlıklı gelişimleri konusunda sorumlu olan birinci kurum olarak görevini yerine getirmelidir, bu bir anayasal haktır.

Okullara ayrılan hiçbir kaynak yok. Kaynağı siz yaratın diyorlar okullara. Aidat adıyla normalleştirdikleri okullara ödenen paraların hiçbiri yasal değil ama tüm Türkiye’de Bursa’daki tüm okullarda bu mevcut. Okullar kantinden aldıkları kirayla okulun ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Kantinlerde iyi denetlenmiyor, göz yumuluyor diyebiliriz, satılmaması gereken ürünlerin satıldığı kantinleri de biliyoruz. Okullar çaresiz veli çaresiz kantine gittiğinizde bambaşka bir sorunla karşılaşıyorsunuz. Nereye dokunursanız başka bir ah işitiyorsunuz. Sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirememekten kaynaklanıyor tüm bunlar. Öğrencilerin hayatını, nitelikli eğitimlerini hatta son dönemde sağlığını da öncelemeyen ve velileri, okul idaresini, öğretmenleri tamamen yalnız bırakmış bir politika ile karşı karşıyayız.”

‘KAYNAKLARIMIZ VAKIFLARA AKTARILIYOR’

“MEB bütçesi gittikçe düşüyor. 1 milyar 77 milyon lira bütçeden vakıfa para aktarıldığını görüyoruz. Maarif Vakfı. Bu vakıf yurt dışı eğitimden sorumlu, oysa Milli Eğitim Bakanlığı’nın bünyesinde yurt dışı eğitiminden sorumlu bir genel müdürlük zaten var.

Çalışma ve sorumluluk alanında paralel ve yandaş vakıf ne yaptığı belli olmayan sadece yurt dışı eğitim adıyla paralel vakıf olmasından kaynaklanan yıllardır çocuklarımızın, bizim halkın Milli Eğitim Bakanlığı’nın kaynağından para aktarılan bir vakıf. Bu para nereye gidiyor? bilmiyoruz. 1 milyar 77 milyon lira sadece 2021 yılında aktarılan para. Bu parayla Türkiye’deki 5 milyon ilkokul öğrencisine düzenli olarak süt verilebilirdi.

Çocuklarımızın okul sütü neden kesildi? Kaynaklarımız neden bu yandaş vakıflara aktarılıyor? Araştırmamızla buna da dikkat çekmek istiyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bu durumdan vazgeçmeli. Bizler bununla mücadele ediyoruz halkımızı da bu konuda bizimle mücadele etmeye davet ediyoruz. Yüksek sesle söylersek itiraz edersek kaynaklarımız okullara geri dönecek.”

ÇOCUKLARIMIZ BİZİM GELECEĞİMİZ’

“Birinci talebimiz tam gün eğitim yapan okullarda ücretsiz ara öğün, ikili eğitim yapanlarda da öğle yemeği istiyoruz. Çocuklarımızın hakkıdır, onların sağlıklı temel gıdaya ulaşabilmesi de devletin sorumluluğundadır. Israrla taleplerimizi yinelemeye devam edeceğiz. İkinci talebimiz okul sütü uygulamasının geri dönmesi.

Gelişim sadece beslenme ile de olmuyor sporla çok büyük katkısı olduğunu biliyoruz. Yeniden okullara spor alanları yapılmalı yapılanlar korunmalıdır. Gelişim süreçleri okulda takip edilmeli. Tüm bunlar yapılana kadar mücadele edeceğiz. Kaynak yokluğuna inanmıyoruz. Çocuklarımız bizim geleceğimiz sağlıksız bir toplum mu bizi bekliyor? sorusunu getiriyor akıllara. Bu nedenle önlem alınmalı bunu tekrar hatırlatmak istiyoruz. Önlemler alınmazsa bizi sağlıksız bir toplum bekliyor.

Okulların tamamı derslikten ibaret oldu. Kütüphane yapıyoruz diyerek sayı girdiler. Kitabın kendisi yok, kütüphane yok sadece sayı var. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sitesine baktım sadece kitap reklamı var kırtasiyeye dönmüş. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de çağrımız olsun, sizin göreviniz bu değil, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek. Eğitim niteliği 4+4+4’den beri iyice düştü fakat bunun yanı sıra okullardaki nitelikte bitti. Okulların bahçeleri kalmadı koşup oynayacakları spor yapacakları.”

‘BU İMKANSIZLIK TÜRKİYE’YE YAKIŞMIYOR’

“Okulların tamamı derslikten ibaret oldu. Kütüphane yapıyoruz diyerek sayı girdiler. Kitabın kendisi yok, kütüphane yok sadece sayı var. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sitesine baktım sadece kitap reklamı var kırtasiyeye dönmüş. İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne de çağrımız olsun, sizin göreviniz bu değil, çocuklarımızı en iyi şekilde yetiştirmek. Eğitim niteliği 4+4+4’den beri iyice düştü fakat bunun yanı sıra okullardaki nitelikte bitti. Okulların bahçeleri kalmadı koşup oynayacakları spor yapacakları.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklamalarına göre pek çok derslik yapılacaktı, okul öncesi dönem için müjdeler vardı. Bursa’da da 4 bin dersliğe acil ihtiyacımız var demiştik. Maalesef söylenenler gerçek olmadı. İhaleler iptal edildi. Bursa’da kaç okulun yapımı iptal edildi bilmiyorum ve bulamıyorum. Güçlendirme amacıyla yıkılan okullarda kaynak yetersizliğinden yapılmıyor. Bursa’da da 40’tan fazla okul güçlendirme amacıyla yıkılmıştı. Bir kısmına başladılar tamamlanmadı, bir kısmına 2022 yılında bitecek demişlerdi. Bugün aldığımız habere göre ihalelerin iptal edildiğini duyduk. Kaynak yok derslik yapamıyorum olayını biz anlamıyoruz. Bakanlar için konut yapılırken öğrencilerin okul ihtiyaçları kaynak yetersizliğinden karşılanamıyor. Bursa’da Çelebi Mehmet Lisesi yıkıldı misafir olarak bir okula gittiler hala okulları yok. Bu imkansızlık Türkiye’ye yakışmıyor, çocuklarımız bunu hak etmiyor. Çocuklarımızın geleceği tehlike altında. Verilen sözler tutulsun, acil derslik diyoruz. Öğrencilerin ihtiyacı olan kaynakları da önce lütfen okullara ayıralım. Biz bu konuda kararlıyız takip edeceğiz ve asla peşini bırakmayacağız.

‘EĞİTİM ALANI ENKAZA DÖNDÜ’

Yaz Okulu konusunda hiçbir planlama yok bazı ilçelere duyuru bile yapılmamış. Alelacele bir yerlerde birileri bir şeyler yapmaya çalışıyor asla amacına ulaşmıyor. Öğretmenlerde bu durumdan şikayetçiler. Salgın döneminin eksikleri bile telafi edilmedi. Nilüfer’de 357 öğrencisi olan bir okulda 5 öğrenci müracaat etmiş. Neden sorulmuyor bu? Halk üzerinde Milli Eğitim Bakanlığı’nın inandırıcılığı kalmadı güven vermiyor. Bu güvenin yeniden tesis edilmesi gerekir. Fakat bakanlıkta şunu unutmamalı öğretmenlerin itibarını sarsarak mesleki onurumuzu ayaklar altına alarak kendi bakanlığının itibarını da koruyamaz. Salgın döneminde çok uyarmıştık okul terki artıyor. Bu konuda bir kez daha uyarmak istiyorum. Çok yükselmişti okullaşma oranı fakat yeniden düşmeye başladı. Bu konuda da bir tehlike bekliyor bizi.

Eğitim alanı enkaza döndü eğitim niteliği her geçen gün biraz daha azalıyor, üzülerek görüyoruz. Bugün can yakan konusu ekonomik. Sağlıklı gelişim düzeyinde olmadığını görüyoruz ve yetkilileri bu konuda önlem almaya davet ediyoruz.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir