Bülent Civanoğlu
Bülent Civanoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bugün 6 yarın 7 Eylül

Bu yazıyı yazmayı erteleme kararı almıştım.

Bir de baktım ki takvimler 6 Eylül gününü gösteriyor. Rakı masalarında yıllardır verdiğim örnek ve gözlemi bugün yazıya dökmemim sebebi aslında bugünün 6 Eylül olmasıdır.

Bundan tam 68 yıl önce ‘Atamızın evi bomba ile hasara uğradı’ kışkırtma manşeti ile çıkan gazeteler ve sonrasında o dönemki derin devletin örgütlemesi ile bu topraklarda yüzyıllarca süren hoşgörü, bir sonbahar fırtınası ile yok olup gitmiştir.

Gayrimüslimlere ait kilise, sinagog, ev ve iş yerleri yağmalanmış; kimi kayıtlara göre 15, kimisine göre 30 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan özellikle Rum, daha sonra Ermenilerin bu topraklardan kopuşu hoşgörünün ve yaşam tarzına saygının ağır bir darbe aldığının göstergesidir.

Çünkü bugün gelinen noktada Kadın Milli Voleybol Takımımızın zaferine gölge düşürmek için oyuncuların cinsel tercihinden, giydiği şorta kadar tahammülsüzlükle dolu açıklamalar yapmak için sosyal medya trollerinin yarıştığını görmekteyiz.

Bu troller finalde Sırbistan Milli Takımı’nın fotoğraflarını paylaşarak başarılar dilerken, 68 yıl önce evi taşlanan, akrabalarının iş yerleri yağmalanan Lefter, Türk milli formasını giyiyordu.

Bugünlerde bu topraklarda “senin dinin sana, benim dinim bana” felsefesinin uygulandığı, başka inanış ve düşüncenin, yaşam tarzının komşu olduğu günlerin çok uzakta kaldığını hepimiz biliyoruz ve gözlemliyoruz.

Ülkemiz gözü dönmüş bir tahammülsüzlüğe ve hoşgörüsüzlüğe pupa yelken giderken, şimdi anlıyoruz, bu gayrimüslim vatandaşlarımızın bizim mozaiğimiz için ne kadar önemli olduğunu.

Şimdi diyeceksiniz ki nasıl böyle iddialı konuşuyorsın!

Hemen açıklayayım…

Yıllar önce bir belgesel seyrediyordum. Belgesel, dünyanın en büyük milli parkı olan Yellowstone’un nasıl yok olma tehlikesi ile karşı karşıya geldiği ve nasıl kurtarıldığı hakkındaydı.

1800’lerin sonunda büyük sürü sahipleri, Yellowstone bölgesinde büyük ve küçükbaş hayvanlarına saldıran kurtlardan bıkmışlar. Bir kampanya başlatarak kurtları avlamış, hatta başlarına büyük ödüller koyarak o bölgede nüfuslarını sıfırlamışlar. Yüz yıl sonra Yellowstone’da bitki örtüsü ölmeye başlamış.

Araştırmacılar konuyu incelediklerinde yerel bir geyik türünün hızla artış gösterdiğini ve bu geyiklerin bütün fidan, filiz ve yeşermekte olan her şeyi yediğini tespit etmişler. Bunun üzerine bilim adamları Amerika’nın farklı bölgelerinden iki kurt sürüsünü parka transfer etmişler. Aradan geçen zaman içerisinde bu kurtların bütün yeşilliği yiyen geyiklerin nüfusunu kontrol altında tuttuğu ve Yellowstone’un yeşillenerek bitki örtüsünün canlandığı gözlemlenmiş.

Bizim toplumumuzda da hoşgörü ve tahammülü yok sayan, birbirinin hayat görüşüne, ne yiyip ne içtiğine karışan, toplumu ayrıştıran ve kemiren geyikler mevcut.

Bunlar son zamanlarda kadın voleybol takımımızın zaferinden tutun da parklarda bahçelerde 4. Murad yasakları uygulayanlardan, el yükselterek “alkol satışı yasaklansın” diyen siyasi partiye varana kadar hoşgörüsüzlüğün yaşam tarzı dayatmasının ete kemiğe bürünmüş hali.

Yani aslında 6-7 Eylül olaylarından sonra ülkelerini terk eden bu insanlar bizim ülkemizin hoşgörü filizlerini kemiren kafa yapısının kurtlarıymış.

 

HABERLER