Bülent Civanoğlu
Bülent Civanoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Dün Behzat Ç. bugün Kızıl Goncalar

Ergenekon-Balyoz soruşturmaları havalarda uçuşuyordu.

Askerler, gazeteciler, emniyetçiler, bilim adamları…

Önce FETÖ’nün yayın organlarında hedef gösteriliyor, ardından sabaha karşı gözaltına alınıp Silivri zindanlarında çürümeye bırakılıyordu.

O sıralarda Türkiye’de bir dizi fırtına gibi esiyordu. “Behzat Ç. Bir Ankara Polisiyesi” reytingleri alt üst ediyordu. Dizide bir grup polisin cinayetleri çözerken, özel hayatlarında da nasıl vur patlasın çal oynasın yaşadıkları gösteriliyordu.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) sopayı çıkarmakta gecikmedi. Diziye türlü türlü baskı gelmeye başlayınca yayın saatini adeta gece yarısına çektiler. Ama dizi ve yapımcısı Serdar Akar, uslu durmuyordu. Çünkü Başkomiser Behzat Ç. alemlere akmaktan sıkılmış, emniyetin içerisindeki FETÖ yapılanmasının peşine düşmüştü.

FETÖ’nün yayın organları dizinin Türk aile yapısını nasıl bozduğundan, polislerin dizide alkol aldığından, bir başkomiser ile savcının nikahsız yaşamasının toplum yapısını nasıl bozduğundan falan dert yanarken, en tepeden, kendisini daha sonra “ahmak” olarak tanımlayan Bülent Arınç’ın sesi duyuldu. Şöyle diyordu Arınç:

Behzat Ç.’yi yayınlayan kanala alkol ve sigarayı özendirmek, ahlaki gelişime zarar verecek türde yayınları gençlerin izleyebileceği zaman diliminde yayınlamaktan iki kez ceza verdik. Yayınları dikkatle takip ediyoruz.”

Amaç gece yarısı yayınlanan dizideki alkol ve sigara sahneleri değildi tabii ki… Sıkıntı, o dönem adı “Hizmet Hareketi-Cemaat” olan FETÖ’nün emniyet içerisine nasıl sızdığının ucundan kenarından televizyon ekranında anlatılmasıydı.

Bazıları bu yapıya henüz o günlerde terör örgütü derken, bazıları Meclis kürsüsünden Ergenekon davasının savcılığına soyunuyordu. RTÜK’ten sorumlu Arınç da “hizmet hareketi” olarak adlandırdığı FETÖ’yü yere göğe sığdıramıyordu.

Behzat Ç. ve Serdar Akar’ın ne haddineydi FETÖ’nün gerçek niyetini anlatmaya kalkmak! Nitekim eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in dediği gibi, FETÖ’nün devlet içerisine sızma iddiasına kargaların bile güldüğü günlerden geçiyorduk.

İktidar ile FETÖ arasındaki kabak kırılınca 17-25 Aralık soruşturması, arkasından da 15 Temmuz hain darbe girişimi geldi. 251 insanımız şehit düştü. Tüm bunları yaşamış iktidarımızın bunlardan ders çıkarmasını bekledik.

Dün Behzat Ç.’ye saldıranların yeni hedefi bugünlerde Kızıl Goncalar adlı dizi.

Neymiş efendim oradaki sahneler bizim örf ve adetlerimize aykırıymış. Hemen RTÜK devreye girdi ve diziye ceza yağmaya başladı. RTÜK’ün Kızıl Goncalar isimli diziye kestiği cezalar ve bazı kurumlarda verilen çekim izinlerinin apar topar iptal edildiğini görüyoruz.

Ama arkasındaki niyet, Türkiye’de devleti sarıp sarmalamaya çalışan, FETÖ’nün boşalttığı devlet içerisindeki kadroları doldurmaya girişmiş, ticari olarak da holdingleşmiş tarikat ve cemaatlerin rahatsız olmaları aslında. Kızıl Goncalara yapılanlar bize anlatıyor ki iktidar FETÖ ve 15 Temmuz’dan bir gram ders almamış!

RTÜK’e buradan bir sorum var: Kızıl Goncalar’ın yapımcısı cezalardan bıkıp diziyi televizyon kanalında yayınlanmaktan vazgeçerek dijital kanallara yönelirse….

Dizi daha fazla tarikat ve cemaat eleştirisi ile dolarsa nasıl müdahale edeceksiniz çok merak ediyorum?

HABERLER