Bülent Civanoğlu
Bülent Civanoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Pardon bile demeyecekler!

FETÖ’nün muhalifleri kasıp kavurduğu zamanlardı.

Siyasetçiler TBMM kürsüsünden Ergenekon diye uydurulan soruşturmanın savcılığını üstleniyordu.

Gazeteci meslektaşımız Ahmet Şık’ın yazdığı bir kitap, örgüt lideri Fetullah Gülen’in 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde nasıl koruyup kollandığını mahkeme tutanakları, bilgileri ve belgeleri ile ortaya koyuyordu.

Ahmet Şık’ın kitabının basımını beklerken başka bir baskın haberi aldık.

FETÖ’cü savcıların talimatıyla polisler Ahmet Şık’ın evini basıyor, hiç var olmayan bir örgütün üyesi olarak kendisini gözaltına alıyorlardı.

Amaç, Şık’ın yazdığı kitabı ve dijital kopyalarını ele geçirmekti. Ama FETÖ elemanları geç kalmıştı. Kitap virüs gibi internette yayılıyordu. Kitabın adı “Dokunan Yanar“dı.

Dönemin başbakanına göre bazı kitaplar bombadan bile tehlikeliydi. Ahmet Şık’ın kitabı da bu zararlı yayınların en başında bulunuyordu. Hatta kitabı internetten indirmenin terör suçu ile bir tutulması gerektiğini haykırıyordu, dünün ve bugünün trolleri.

Zaman geldi geçti. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişimleri sonrası Ahmet Şık, suçlamalardan aklandı ama devlet ve iktidar kendisine “pardon” bile demedi. Meslektaşımız yattığı ile kaldı.

Bugün de önümüzde böyle bir olay var.

Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin “dezenformasyon yasası“nın ilgili hükümlerinin iptal istemini reddetti.

Bu yasa gazetecilerin elini kolunu bağlamakla kalmıyor, aynı anda parmaklıklar arkasına atılmasını da çocuk oyuncağı haline getiriyor.

Bir örnek vereyim: Amerika’da CIA’e yakın bir haber kuruluşu Türkiye hakkında 6 ay sonra olabilecekleri anlatan bir analiz haber yayınladı. Siz bu haberi alıp yayınlarsanız yandınız. 6 ay sonra neler olabileceğini bile beklemeden, gazeteci ya da bunu sosyal medya hesabında paylaşan herhangi bir kişi hakkında soruşturma açılarak tutuklu yargılanmasının önü açılıyor.

Ya 6 ay sonra sizin bu haberiniz ya da paylaştığınız analiz doğru çıkarsa mahkeme “pardon” diyecek mi? Yattığınızla mı kalacaksınız? O bile belli değil.

Madem bu düzenleme iptal edilmiyor, madem Anayasa’ya aykırı değil. O halde sadece muhaliflere değil yandaşlara da keskin bir şekilde uygulansın!

Emin olun, işini adam gibi yapan 10 gazeteci tutuklanırsa 300 trol içeri girer. Nereden mi biliyorum? Halep ordaysa arşın burada…

Bir de meslektaşlarımızı susturmanın kapılarını ardına kadar açmak için Meclis kulislerinde kravat takıp gezenlere bir çift lafım var:

Kendine gazeteci deyip de milletvekilleri ile selfi yapmak için ya da Meclis lokantasında kuru fasulye yemek için bu yasaya destek çıkanlar, bundan böyle tutuklanan her gazetecinin eli bu dünyada da ahirette de yakanızda, bunu da böyle bilin.

HABERLER