Furkan Kahraman
Furkan Kahraman
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Hızlandırılmış gündem: Bir haftanın özeti

Nasıl içimiz şişmiş kaç gündür.

Ormanlarımız yanmış, ciğerlerimiz küle dönmüş, börtü böceğimiz, habitatımız ölmüş.

Sonra bi çay faslı gelmiş geçmiş, hararetimiz daha da artmış. Talihli arkadaşların ağzında talihsiz açıklamalar semirmiş, yetmemiş bazı genç irileri televizyonların canlı yayınlarına saldırma cüretini göstermiş, tansiyon yükselmiş, tepkiler yükselmiş, yardım isteyenlere soruşturma başlatılmış, yetmemiş güç gösterisi için Somali’ye 30 milyon dolar hibe edilmiş.

Sonra tam o anda Peyk’in ‘Hareminde Han’ parçası çınladı kulağımda. Diyordu ki,

“Hareminde han hastadır,

Kuşlara bakar gamlanır

Sözü geçmez tebaasına,

Oturur buna hırslanır

Kimseye açamaz derdini,

Yakarır, yakarır, yakarır,

Canımı al

Yüreğine han taş basar

Gayrı seferin vaktidir

Orduyu salar ırağa, asar keser düşmanı

Kimseye acımaz, kimseye, vurur

Öldürür, öldürür

Nam salar

Ve hanların hepsi bulur

Kendine göre bir tebaa

Görüyorsun, duyuyorsun

Susuyorsun…”

Falan filan…

Yukarıda saydıklarımı İzlanda, Norveç gibi ülkeler iki yıllık gündem olarak yaşıyor.

Daha saymadıklarım da var tabi o da başka mesele.

Ama işte burası böyle…

Yangın söndürme uçağının önüne denizin ortasında jet-ski dikilir, söndürme çalışmasına ‘story’ atmak için gelen tipler itfaiyeye çemkirir, vatandaşa IBAN yollayan ‘güçlü devlet’in sanatçıları aralarında para toplayıp yangın söndürme helikopteri kiralar, bir vekil diğer vekile ‘müptezel’ der, başka vekil bir oyuncu ile münakaşaya girişir. Bizde rutin böyle yani.

Valla iyi duruyoruz ayakta ha…

Ama biter mi? Elbette bitmez.

İşte tam bu süreçte kendine köşe yazarı diyen biri çıktı, darbe imasını kastederek mahalle teyzesi edasıyla ‘Benden duymuş olmayın ama bi hazırlık var diyolla, sonra şaşırmayın’ dedi, başka bir lüzumsuz artık cüretini nereden bulduysa iç savaş imasında bulundu, sonra yazdığını sildi. Bundan gaz alan klavye milliyetçileri yine ‘vur de vuralım, öl de ölelim’ sloganlarını yazdı, yola kefenleri ile çıktıklarını belirtmeyi de ihmal etmedi.

İstihbaratları nereden geliyor, kimden duyuyorlar bunları kimse sormuyor ya, o da ilginç bir durum.

Bu arada Milli Eğitim Bakanı da ‘affını istedi’, ‘müsaade senin’ denilerek yerine yardımcısı getirildi. Af sırasında olan başka bakanların da olduğuna dair söylentiler var ama bakacağız artık. Yangınların sorumlusu olarak ‘Gılışdar’ diyemeyenler, ‘Cehapeli belediyeler’ dedi. Neyse ki ‘beyaz et’ açısından içimizi rahatlatan açıklamalar da duyduk…

Bekir Pakdemirli mi? O ‘bakan’ olarak hayatına devam ediyor.

Neyse ki bu yazının yazıldığı vakitlerde orman yangınlarının sönmeye başladığı bilgileri geçiyor.

Söndürme çalışmalarında emek veren herkese sonsuz teşekkürler.

Dilerim ki orman yangınları tümden söner ve yanan alanlar yapılaşmadan uzak bir şekilde, ilerleyen yıllar içinde yeniden yeşilin hüküm sürdüğü alanlar olarak kalırlar…

HABERLER