Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Asgari ücretin zam kriteri ne olmalı?

Devletin resmi verileri hayli sıkıntılı bir tablo çıkardı karşımıza.

TÜİK’in açıkladığı 2022’ye ait rakamları birazdan paylaşırım.

Ama ortaya çıkan manzara özetle tüm toplum adına vahim!

Çünkü çok klişe hale geldi ama “zengin daha zengin fakir daha fakir oldu” diye ağızlara dolanan veciz söz çok çarpıcı rakamlarla da kanıtlandı.

Nasıl mı?

Ülkemizdeki gelir gruplarını ana hatlarıyla yüzde 20’lik dilimlere ayıran TÜİK verilerine göre uçurum büyüyor. Yani teknik olarak en yüksek eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20‘lik grubun, toplam gelirden aldığı pay 1,3 puan artışla yüzde 48’e çıkarak son 16 yılın en yüksek değerini gördü!

Gelirin yarısını yüzde 20’lik en zengin kesim alıp götürüyor bir başka ifade ile…

Kalan yüzde 80’lik nüfusa ise sadece yüzde 52’lik geliri paylaşmak kalıyor.

Bu tablonun en kestirme meali, enflasyonun herkesi buldozer gibi ezip geçtiği 2022’de zenginlerin alım gücünün düşmediği tam tersine arttığı olarak yorumlanabilir.

Çünkü…

2022’de en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı ise pay 0,1 puan azalarak yüzde 6’ya indi.

Özetle zengin daha zengin fakir daha fakir artık!

Oysa ki milli gelirin yüzde 5,6 arttığı bir yıldı 2022. Ama gelir adaletsizliği ve yüksek enflasyon baskısı elinde avucunda bir şey olmayanları daha da eritti bitirdi.

Açlık sınırının altında asgari ücretle elbette ki gelir dağılımı bozulur!

Teknik olarak da TÜİK’in açıkladığı veriler bu durumu net biçimde teyit etti.

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımındaki bozulmayı ifade eden Gini diye bir katsayı var.

Ve 2022’de Gini katsayısı 0,415’lik seviye ile 2009 yılından bu yana bire en yakın değeri almış oldu.

Son 14 yılın en kötü gelir dağılımı anlamını taşıyor bu rakam!

Ve seçimler kapıda olmasa da kötü bir sonuç olurdu.

Oy kaygısı ücretlere normal zamanlardakinden çok daha yüksek oranlı zamlar yaptırıyor.

Keza emekli ve memur maaşlarına da…

Ama nafile! Gelir dağılımın düzelmeye pek niyeti yok.

Çünkü ücret ve maaş zamları enflasyon canavarına yetişemiyor.

Hep geriden geliyor.

Üstelik çarşı pazardaki enflasyon başka bir tablo sergiliyor resmi rakamlara göre!

Ve aslında artık enflasyon sepeti vatandaşın sepeti olmaktan çıkmış durumda.

TÜFE’nin hesaplanmasına kullanılan ürün ve hizmet sayısı 400’ün üzerinde. Oysa ki vatandaşın parasının yetebildiği ürün ve hizmet çeşidi 40 – 50’yi geçmez!

Pek çok hane için bu rakamlar bile fazla.

Ele geçen para; kira, gündelik ev eşyası, enerji faturaları, gıda ve ulaşıma gidiyor. Kalırsa geriye bir şey onu da eğitim ve sağlık alıp götürüyor!

En fazla da yeme içmeye yani mutfağa pay ayırmak zorunda kalıyor vatandaş. Çünkü gıda enflasyonu manşet enflasyonunun üzerinde ısrarla seyretmeye devam ediyor.

Nitekim bu hafta açıklanan nisan ayı rakamları da bu durumu teyit etti.

Aylık TÜFE yüzde 2,39 oranında artarken yüzde 3,95 oranında artan gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları nisan ayının ana belirleyici olarak öne çıktı!

Yani manşet enflasyonunun neredeyse iki katı bir gıda enflasyonu var bu memlekette.

Kısacası temmuz için telaffuz edilen ücret zamlarının genel enflasyon yerine gıda odaklı yapılmasında fazlasıyla yarar var!

HABERLER