Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Bursalı ihracatçıyı nasıl bir yıl bekliyor?

Aslında soru Türkiye genelindeki ihracatçılar için de geçerli.

Ama yıllar yılı Türkiye’nin 2. büyük ihracat kalesi olan Bursa’nın 3. konuma düşmesi, bu kritik kente daha fazla odaklanılması gerektiğini gösteriyor.

Öncelikle Bursa’yı 2022’nin 2. yarısında hırpalayan parite konusunda değinelim.

Euro/dolar paritesinin birin altına indiğini de gördük geçen yıl.

Paritenin aylarca 0,90 ile 1,07 aralığında dolaştığını da şahit olduk!

Dolayısıyla özellikle ağırlıklı olarak Avrupa pazarına ihracatı öne çıkan Bursa bu anlamda gelir kaybına uğradı.

Yani Euro ile yaptığı satışlar dolar cinsine çevrildiğinde daha düşük seviyede gelirler kayıtlara geçti.

Bu tabloda kentin ihracat gelirinin sınırlı görünmesine yol açtı!

Ama Bursalı ihracatçıların fiili kayıpları da oldu parite yüzünden.

Çünkü maliyetlerin ağırlıklı olarak dolar bazlı olmasına karşın satış gelirlerinin Euro cinsi olması kar erozyonu yarattı.

Diğer yandan Euro’nun TL karşısında da yeterli olarak değerlenmemesi nedeniyle bir kar kaybına yaşandığı da açıkça görülmekte.

Dolardaki zayıf seyir de genel olarak rekabetçi kur imajını ikinci yarıyılda sildi.

Kısacası Bursalı ihracatçının Euro’dan ciddi bir dayak yediğini gördük. TL’deki değerlenme de hem dolar bazlı gelirleri olumsuz etkiledi hem de fiyat avantajını zayıflattı!

Peki ya bundan sonra?

Amerikan Merkez Bankası Fed’in para politikasında hafif de olsa duruş değişikliğine gitmesi yanında Avrupa Merkez Bankası’nı da şahin bir tavır sergilemeye başladı. Bu nedenle pariteyi yukarı iten bir görüntü oluştu!

Dolayısıyla parite tarafında yüzlerin az da olsa gülmeye başladığı bir dönemden geçiyoruz yılın ilk aylarında.

Ama son açıklamalar dikkate alındığında paritenin çok da yukarılara gitme şansı olduğunu söylemek zor!

Yine de geçen yılın belli bir bölümüne hakim olan dip seviyelerin görülmesi kısa vadede mümkün görünmemekte.

Bu anlamda yılın ilk yarısı itibariyle paritenin 1,04 – 1,14 aralığında hareketi teknik olarak olasılık dahilinde.

Ancak geçen yılın eş döneminde de paritenin bu seviyelere yakın seyrettiğini unutmamak gerekli. Yılın ilk yarısında ciddi bir avantaj sağlayacağını söylemek zor.

2022’nin sonuna göre daha pozitif bir ivmenin yakalanıyor olması bilançolara ve morallere olumlu yansıyacaktır!

Diğer yandan geçen sene sahne alan yüksek maliyet baskısının nispeten de olsa bu yıl yavaşladığına şahit oluyoruz.

Özellikle seçimlerin verdiği finansal avantajların maliyet tarafında bir müddet avantaj sağlamsı mümkün. Keza küresel enflasyonun nispeten durulduğunu gözlemliyoruz.

Hammadde ve arama mal temininde daha uygun fiyatlar görünmekte. Navlunda da gelişme var pozitif yönde.

Ancak büyük bir oyuncu olarak Çin’in pandemi nedeniyle uyguladığı kapatmaları kaldırıyor olması üretim ve talep tarafında farklı bir manzara oluşturmaya aday!

Nasıl mı?

Çin nispeten zayıflattığı üretimini yukarıya çekecek bir açılma politikasına girdiği için küresel hammadde talebini de yukarıya çekmesi yani fiyatları yukarı itmesi muhtemel.

Ayrıca artacak olan üretimin son mamül ürünleri ucuzlatarak Türkiye’nin dış pazarlardaki rekabet gücünü de olumsuz etkileyebilir Çin’deki ekonomik trendler.

Diğer taraftan Bursa için kritik önemli olan Avrupa pazarının nispeten durgunluk içinde olması… Ve faiz artışlarının da belli bir müddet gündemde kalacak olması nedeniyle talep tarafında sıkıntılı aylarla yüzleşmek kaçınılmaz görünüyor!

Yani pazar çeşitliliğini arttırmak çok ayrı bir önem kazanmış durumda. İnovatif yeni ürünlerle daha yüksek verimde ihracat potansiyeli yaratmak da öyle.

Bir de devletin rekabetçi bir kur avantajı yaratması şart artık.

HABERLER