Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Deprem sektörel beklentilere nasıl yansıdı?

Türkiye ekonomisi ilk çeyreği geride bırakıyor.

Umutlarla başladığımız 2023 yılı ne yazık ki afetlerle yüzleştiriyor Türkiye’yi.

6 Şubat’ta depremlerin acısı tazeliğini koruyor.

Depremin ekonomik zararı da azımsanmayacak boyutlara ulaşacak gibi görünüyor!

Resmi olarak 100 milyar doların üstü ifade edilmiş durumda.

Dolaylı etkilerinin ise enflasyon ve istihdam problemleri olarak görünmesi hayli mümkün. Elbette ki bu yaralar sarılacak. Uzun zaman alsa da normalleşme hem sosyal hem de ekonomik anlamda gerçekleşecek.

Tabi ki tek gündem maddesi deprem değil. Seçim atmosferinin giderek baskın bir hal aldığını görüyoruz. Dışta ise bankacılık krizinin estirdiği rüzgarlar var.

Kısacası pek de umulduğu gibi bir başlangıç olamadı ekonomimiz adına!

Sanayi tarafında açıklanan son veri olan kapasite kullanımı, üretim cephesinde çarkların yavaşlamakta olduğunu teyit etti.

Mart ayında kapasite kullanım oranı yüzde 75,2 seviyesinden yüzde 73,5 seviyesine geriledi. Yani 1,7 puanlık dikkat çeken bir gerileme söz konusu.

Mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanımı da bir önceki aya göre 1,5 puan azalarak yüzde 74,2 seviyesinde gerçekleşti.

Depremselliğin bir yansımasını bu rakamlarda görmek mümkün. Ancak istatistiki ölçümün henüz bölgedeki durumu tam olarak yansıtamadığına da dikkat çekmek gerekiyor. Yine de yaraların sarılmasıyla birlikte sanayide kapasitenin yükselmesi kaçınılmaz olarak gündeme gelecektir!

Buna dair kanaati yansıtan bir veri de reel kesim güven endeksi ile çıktı karşımıza. Endeks martta 2,8 puanlık artışla 105,2 seviyesine yükseldi. Sanayicinin geleceğe dair beklentilerini yansıtan bu endeks iyimserliğin öne çıktığını gösteriyor.

Bu iyimserlikte seçim öncesi devreye alınan çeşitli destek paketleri ile piyasalara pompalanmaya başlanan paranın büyük payı var!

Yani iç piyasa kaynaklı büyüme için umutlar tazelenmiş durumda.

Çünkü dışta resesyon beklentileri giderek daha reel bir hal alıyor.

İhracat tarafındaki yavaşlamanın olumsuz etkileri iç piyasadaki hareketlilikle giderilecek gibi görünüyor!

Ancak diğer sektörel güven endekslerinden perakende satış ve inşaata dair olanları martta bir miktar ivme kaybetti.

Güven endeksi perakende ticaret sektöründe yüzde 4,4 ve inşaat sektöründe yüzde 1,5 azaldı. Bu azalışlarda doğal olarak deprem etkisini görmek mümkün.

Çünkü deprem bölgesindeki ticarette ve inşaatta bir yavaşlama olması kaçınılmazdı. Bu etki Türkiye genelinde de elbette ki kendini hissettiriyor.

Diğer taraftan TÜİK verilerine göre, martta mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi hizmet sektöründe yüzde 1,1 artış kaydetti.

Açıkçası biraz şaşırtıcı görünmekle birlikte, hizmet sektöründe motivasyonun beklentilerden daha kısa sürede yerine geleceğinin işareti sayılabilir bu veri!

Kısacası bu yoğun veri akışını yorumladığımızda deprem faktörü dışında gidişatın mevsim normalleri doğrultusunda ilerlediğini söylemek mümkün.

Dışta artan riskler var. İçte ise telafi niteliğinde bir ekonomik hareketlilik söz konusu.

Enflasyon baskısı altında deprem kaynaklı sınırlı bir büyüme 2023’ün kaderi olarak karşımıza çıkmış durumda.

Ama yine de enseyi karartmamakta fayda var!

HABERLER