Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Ekonomik enkaz nasıl kalkacak?

Mucize kurtuluşlara hala şahit olabilmek çok özel bir mutluluk.

Ancak, umutların tükenme aşamasına geldik ne yazık ki!

Bundan sonra enkazların kaldırılması ve vefat edenlerin cenazelerinin kaldırılması önemli. Bu önemli görevin bir an önce tamamlanması şart.

Diğer taraftan çok yönlü biçimde deprem travmasının atlatılması için bir seferberliğin başlatılması da şart görünüyor.

İlk andaki arama kurtarma refleksi ve yardım ulaştırma seferberliği yerini artık uzun vadeli bir dönüşümü sağlayacak olan seferberlik hareketine bırakmalı!

Toplumun tüm katmanlarını farklı biçimde etkileyen deprem felaketinde mesele sadece yaraların sarılması değil çünkü.

Çok ama çok geniş bir alanda çok ama çok büyük bir yıkım yaşandı neticede.

Can kayıplarının yarattığı manevi acının büyüklüğünü ölçmek mümkün değil. Ama fiziki kayıpların yarattığı ekonomik enkazı ölçmek mümkün!

Ve ana hatları ile tabloya bakıldığında çok yönlü kayıplar kendini hemen ifade ediyor.

Net rakamların ortaya çıkması elbette ki biraz zaman alacaktır. Ancak erken öngörüleri içeren kısmi araştırmalar ortaya çıkmaya başladı.

Mesela bir araştırmaya göre deprem zararı milli gelir artışını en az bir puan etkileyecek!

Yani ekonomik büyüme hızında kayıp yaşanması kaçınılmaz.

Deprem faturasının büyüklüğüne dair ise 84 milyar dolara işaret eden bir rapor var. TÜRKONFED’in çok genel bir hesaplama ile ortaya koyduğu bu rakam Türkiye’nin bir yılda elde ettiği milli gelirin yüzde 10’u civarına denk gelmekte!

Bu rakamın içinde yıkılan ya da ağır hasar gören yapıların, ulaşım sistemlerinin ağırlıklı bir rolü var. Tahmini ekonomik kayıp bu anlamda 71 milyar dolar olarak ifade ediliyor.

Bölgede kullanılmaz hale gelen on binlerce araç olduğu belirtiliyor. Donanım, eşya ve benzeri araç gereçle evlerde tutulan şahsi birikimler de artık kullanılamaz halde!

Zarar gören fabrikalar, makineler, ticari işletmeler, hizmet sektörü firmaları yani ekonomik aktivitenin temelini oluşturan unsurlar da ayrı bir kayıp tablosunu temsil ediyor.

Duran üretim, ticaret ve ihracat da bir süre boyunca ayrı bir milli gelir kaybı rakamını zamanla karşımıza çıkaracak!

Bölgenin ihracatı yıllık yaklaşık 20 milyar dolar civarında. Çarkların eski formuna dönmesi ve ihracat gelirinin bu seviyeye yeniden gelmesi belki yıl sonunu bulur.

Yani bir yandan bölgeyi hızlı biçimde depreme gerçekten dayanıklı konutlarla donatırken diğer yandan ekonomik canlanma için de harekete geçilmeli.

Atılacak adımların hızı ve kalitesi ekonomik kayıpların boyutunu belirleyecektir çünkü.

Tabii ki başarı bir yandan kaliteli planlama ve uygulamaya bağlı. Bir yandan da finansal kaynakların gücüne!

Bu anlamda ilk etapta 100 milyar TL Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca bölge için tahsis edildi. Diğer yandan çarşamba akşamı düzenlenen “Türkiye Tek Yürek” destek kampanyası ağırlıklı olarak kamu bağışları ile 115 milyar TL’ye ulaştı.

Her iki rakamın dolar karşılığı toplam tutarı yaklaşık 11,5 milyar dolara denk geliyor.

Farklı destek kampanyaları da var. Ve özel sektör kaynaklı yardımlar da sürecek. Dünyadan gelen parasal destekler de var.

Bunların da bir süre içeresinde iç ve dış destek olarak 5-6 milyar doları pek geçmeyen bir meblağ ulaşması mümkün görünüyor.

Ancak bütün bu rakamlar ekonomik kayıpları gidermekten uzak!

Haliyle daha uzun vadeli bir destek ve kaynak yaratma sürecinin devreye girmesi lazım.

Vergisel düzenlemelerin bir şekilde sahne alması kaçınılmaz görünüyor.

Diğer taraftan “deprem tahvili” olarak işlev görecek uygun faizli tahvil ihracı da ciddi bir kaynak yaratabilir! Yatırımcıların daha düşük kazanca razı olurken devleti yani deprem bölgesini desteklemeleri mümkün olabilir böylece.

Ancak mesele paradan ibaret değil.

Asıl önemli olan insan sermayesi. Bölgede ekonomik hayatı canlandıracak kalifiye insan olması önemli. Oysa can kayıpları ve göçlerle insani sermayede de büyük kayıplar meydana geldi.

Kısacası bu kritik sorunu aşmak da adeta ekonomik bir beka meselesi haline geldi!

HABERLER