Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Konut piyasası durgunluktan ne zaman çıkacak?

Lokomotif sektörü ne durumda?

TÜİK’nin açıkladığı mart ayına ait veriler ciddi bir gerilemeyi ortaya koymuş durumda.

Türkiye konut piyasası mart ayı itibariyle geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21,4 oranında daralmış görünüyor!

Aylık satışa adedi 105 bin 476 olarak kayıtlara geçti. Ve neticede ilk 3 aydaki küçülme de yüzde 11,5 düzeyini buldu.

Bu keskin daralma; onlarca alt sektörü, yüzlerce kalem ürünü peşinden sürükleyen inşaat sektörü adına bir alarm işareti niteliğinde.

Peki ciddi bir endişe kaynağı sayılır mı bu veriler?

Bir uyarı olduğu kesin. Ancak moral bozacak bir seviye söz konusu değil.

İnşaat sektörünün hem ülkedeki genel gidişat hem de kendi yapısal sorunlarından kaynaklanan sıkıntıları olduğu aşikar!

Son yıllarda konut piyasasında da oynaklık niteliğinde bir yansımayı gördük zaten bu nedenlerden dolayı. Yani tam bir istikrar atmosferini görmek pek de kolay değil inşaat sektörü adına.

Kimi zaman faizler çok yüksek seyrediyor. Kimi zaman üretim maliyetleri. Bazen de kurlardaki ataklar sektörü zora sokuyor!

Arsa sıkıntısı, vergisel yükler, bir türlü ilerlemeyen kentsel dönüşümler, kalifiye eleman sıkıntısı gibi her daim kendine yer bulan sorunların yanı sıra pandemi gibi beklenmedik kötü sürprizler de eksik olmuyor.

Arada bir gelen canlandırma çabaları ise kısmi bir etki yaratıyor.

Mesela…

Yaklaşan seçimler nedeniyle 2022’nin ikinci yarısından itibaren ortaya konan konut destek kampanyalarının belli bir etkisi olduğu aşikar!

Ancak ne yazık ki; tam az da olsa nefeslenme imkanı geliyor derken bu sefer de 6 Şubat depremleriyle sarsıldı sektör.

Ve dolayısıyla şubattan itibaren keskin bir düşüş yaşanması kaçınılmaz oldu konut piyasasında.

Çünkü öncelikle deprem bölgesinde konut piyasası diye bir şey kalmadı. Ayrıca mart ayının büyük bir bölümünde yoğun biçimde deprem bölgesine yardıma koştu tüm Türkiye!

Elbette ki artık alım kararlarında da biraz daha titiz bir kararın gerektiği ortaya çıktı depremler sonucunda.

Her ne kadar yeni konut stoklarının deprem riskinin çok düşük olduğu bilinmesine karşın vatandaşın artık kılı kırk yarması psikolojik açıdan kaçınılmazdı.

Seçim atmosferine de girilen bir dönem olması nedeniyle konut alım satımının bir parça durulması çok olağan sayılmalı!

Ancak normal kabul edebileceğimiz bu doğal durgunluğun uzun sürme şansı yok.

Peki neden?

Deprem travması yavaş yavaş aşılıyor. Ve mecburen aşılacak. Neticede daha cesur kararlar için zihinler daha berrak olacak.

14 Mayıs sonrasında ekonominin gidişatına dair daha net bir tablo da ortaya çıkmış olacak.


Neticede konut piyasasının özellikle haziran sonrasında adım adım eski formuna kavuşması kuvvetle muhtemel!

Ve daha da önemlisi talebin çok fazla düşme ihtimali yok.

Çünkü enflasyonist baskı sürüyor. Yani mevcut fiyatlarla komut edinmek hele de yeni projelerde konut edinmek zorlaşacak!

Diğer taraftan nüfus artışı, artan evlilikler, artan boşanmalar gibi faktörlerin doğal bir sonucu olarak konut talebi yüksek seyretmeye devam edecektir.

Buna karşın çeşitli nedenlerle arzın sınırlı kalma olasılığı konut piyasasını diri tutmaya aday hala.

Her ne kadar deprem sonrası bol bol konuşulsa da kentsel dönüşümün aşırı bir hızlanma kaydetmesi kağıt üstündeki senaryo niteliğinde.

Kısacası arzın talebe yetişmesi kısa vadede zor.

HABERLER