Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Özel eğitimde zam kaosu!

Hayati bir sektör. Eğitim.

Ancak her dönem her yönüyle tartışılan bir kurum aynı zamanda eğitim.

Okullaşma oranları, derslik sayıları, öğretmen yeterliliği, laboratuvar olanakları, öğrencilerin performansları, velilerin derdi telaşı…

Dert listesi uzun!

Koskoca bir dünyanın şekillendiği eğitimde ne yazık ki her daim bir tartışma bir eksiklik bir mücadele söz konusu.

Devletin yükünü belli oranda hafifleten ve aynı zamanda ayrı bir ekonomik değer oluşturan özel eğitim sektörü de bu genel atmosferden payını alıyor.

Üstelik özellikle son yıllarda fazlası ile olumsuz geri dönüşlerin olduğu bir alan haline geldi özel eğitim sektörü!

Okul sahipleri de veliler de sektörde çalışanlar da çeşit çeşit dertlerle çıkıyor karşımıza.

En temel nedeni de ekonomik sorunlar oluşturuyor.

Önce pandemi ardından da yüksek maliyetler ve enflasyon vurdu özel eğitimi.

Okullar yaşanan yüksek maliyeti artışlarından dolayı özellikle pandemi döneminden itibaren farklı ekonomik sıkıntılarla yüzleşiyor.

Bir kısmının ciddi şekilde sıkıntıda olduğu aşikar. El değiştirenler hatta kapanma tehlikesi altında olanlar azımsanmayacak boyutta!

Neticede maliyetlerini karşılamayan okul ücretleri gibi bir meselesi vardı özel okulların.

Bu nedenle de 2023’te sorunlarını aşabilme adına hayli “özgün” çözümlerle yüksek paralar talep etmek üzerine bir politika geliştirdi okullar.

Okul ücretlerine devletin koyduğu sınır yüzde 65 seviyesinde. Oysa yapılan zamlar çok farklı rakamlarla karşımıza çıkmakta!

Yüzde 100’ün altında zam yapan bir okul söz konusu değil.

Araştırdığımız ve kulağımıza gelen rakamlar yüzde 200’ü bulup aşıyor.

Peki ya yasal sınır?

Velilerin tepkisi azımsanmayacak boyutta. Ama devletin denetim süreçleri ne zaman nasıl işleyecek belli değil.

Üstelik okulların farklı yöntemlerde yasal sınırın etrafından dolanmaya çalıştıkları da bir gerçek!

Nasıl mı?

Öncelikle yemek fiyatlarının 2’ye 3’e katlandığına dair bildirimleri var velilerin.

Günlük 100 liranın üstünde yemek ücretinin belirlenmesinin mantığı nedir anlayan yok.

Adeta restoran tarifesi!

Ekimden itibaren tüketilecek yemeğin fiyatını şimdiden belirlemeleri ayrı bir tuhaflık.

Üstelik de yüzde 200’ü aşan zamlı fiyatlarla.

Neye göre kime göre belirlenmiş o fiyatlar açıkçası çok şüpheli!

Yemek firmalarının bu kadar erkenden anlaşma yapmadığı ortada.

Fiyatların da şu an itibarıyla öngörülebilir olması zaten pek mümkün değil.

Ve yapılan bütün projeksiyonlarda yıl sonunda enflasyon önünde yüzde 30’un pek üstünde olmayacağı yönünde.

2024’ün ilk yarısını kattığımızda da yüzde 40 – 50’yi aşacak bir gıda enflasyonu öngörülmüyor. Yani şu anda 2’ye 3’e katlanmış olan yeni yemek fiyat listelerini makul ve mantıklı kabul etmek elbette ki mümkün değil!

Konuştuğumuz yemek sanayicileri de okullarca ifade edilen fiyatların gerçekçi olmadığı görüşünde.

Dolayısıyla top özel okulların kucağında.

Yemek fiyatları üzerinden az buldukları okul ücret zammını telafi etme çabası yaşanıyor gibi!

Keza zamanı geldikçe servis meselesinde de benzer sorunlar yaşanacak.

Kırtasiye ve kitap gibi diğer maliyet faktörleri de apayrı bir risk unsuru olarak gelecek öğretim yılı başında velilerin karşısına dikilecek! Netice itibarıyla devletin bir an önce bu sürece el koyması lazım.

Çünkü şu an itibariyle gelecek yılın sözleşmeleri imzalatılmaya başlandı!

Okullar kendince gemiyi yürütme batmama çabasında. Ancak bütün yük velilerin sırtına yüklenilmeye çalışılıyor.

Gelir artışları ise enflasyonun pek de üzerinde değil neticede.

Kısacası yüksek enflasyon döneminin yaralarının sarılması adına devletin özel eğitim sektörüne dönük destekleyici formülleri getirmesi şart.

Yoksa hem sektörde daralma ve eğitim kalitesinde düşüş yaşanılması kaçınılmaz olacak.

Hem de velilerin çocuklarını okutma potansiyellerinde ciddi bir düşüş gerçekleşecek!

HABERLER