Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Şaşırtıcı veriler ve faiz kararı

Türkiye’yi acıya boğan deprem felaketinde enkaz kaldırma çalışmaları çok yönlü olarak sürüyor.

Sadece bina enkazı kaldırılmıyor.

Oluşan sosyal, psikolojik ve ekonomik enkaz da kaldırılmak zorunda çünkü.

Türkiye’nin bu travmatik süreci hızla atlatarak daha güçlü bir duruşla yoluna devam etmesi bu alanlardaki başarıya bağlı!

Mesele sadece yeni yapı stokları oluşturmak değil. Depremlerin doğrudan etkilediği milyonları, çoluk çocuk yediden yetmişe, eski sosyoekonomik ve psikolojik sağlığına kavuşturmak hayati önem taşıyor.

Bunun için de acilen sunulan destekleri sürdürmek ve bölge ekonomisini hızla yeniden ayağı kaldırmak şart!

Ve bütün bunları suistimale izin vermeden hak kayıplarını minimize ederek gerçekleştirmek siyasi sorumluluğun ötesinde yadsınamayacak bir ahlakı görev konumunda. Dolayısıyla tüm vatandaşların sürecin takipçisi olması da kaçınılmaz bir sorumluluk.

Türkiye’nin hem bölgesel hem de genel yaralarını sarabilmek için ise gerçek anlamda bir seferberliğe ihtiyacı var.

Özellikle de ekonomi cephesinde.

Coşan enflasyon yüzünden çok sıkıntı bir yılı geride bıraktık. Ve 2023’e de hala yüksek giden enflasyonla giriş yaptık. Bunun üstüne siyasi belirsizlik eklenmişken deprem darbesi geldi.

Haliyle 2023’ün de hayli zor bir yıl olacağı ortaya çıkmış oldu!

Ancak, gelen veriler ilginç işaretler de barındırıyor.

Örneğin otomotive ait yılın ilk rakamları hayli pozitif bir tablo karşımıza çıkardı.

Otomotiv Sanayii Derneği’nin açıkladığı verilere göre ocakta toplam üretim 2022’nin aynı ayına oranla yüzde 24 artarak 111 bin 837 adede çıktı. Otomobil üretimi ise yüzde 48’lik artışla 70 bin 723 adet olarak gerçekleşti.

Otomotiv ihracatı ise 2022’nin aynı ayına göre adet bazında yüzde 17’lik yükselişle 79 bin 381 adedi buldu. Otomobil ihracatı da yüzde 46,1 oranında artarak 51 bin 122 adet oldu.

Ocak ayı verileri elbette ki deprem öncesini gösteriyor!

Ama normalleşme ile birlikte sektörün umut vaat edeceğini de işaret etmekte. Özellikle de seçim nedeniyle reel ekonomiye pompalanmaya başlanan yüz milyarlarca liranın etkisiyle iç pazarın kendini kurtarması mümkün olacaktır.

İhracat da kısmi umut veren bir görüntü içinde.

Diğer yandan anket süresinin deprem felaketinin ilk haftasını da kapsayan tüketici eğilimine ait güven endeksleri de pozitif bir manzara çizerek şaşırttı!

Tüketici güven endeksi şubatta bir önceki aya göre yüzde 4,3 oranında artarak 79,1’den 82,5 seviyesine yükseldi. Yani son iki yılın zirvesine tırmandı.


Deprem etkisini tam olarak yansıtmasa da vatandaşın maaş zamları ve piyasalara sürülen paranın etkisinden memnun kaldığına dair sinyaller var.

Keza güven endeksi ise dolar kuru arasında da bir korelasyon olduğu unutulmamalı!

Diğer yandan deprem sonrası ilk günlerde kötü bir sınav veren Borsa İstanbul da yaralarını alınan tedbirlerin etkisiyle büyük oranda sardı.

Yüzde 2,43 artış kaydeden BIST 100 endeksi bu haftanın ilk işlem gününde 5 bin 149 puandan kapanış yaptı.

Ancak, borsada 15 Şubat’taki açılış sonrasında görülen sert yukarı hareket, takip eden günlerde oluşmadı.

Alımların da dar alanda kalması bir handikap. BES düzenlemesi daha ziyade BIST 30 hisselerine ilgiyi artırmış durumda. BES fonlarının destekleyici adımları hala bir avantaj.

Ama kalıcı bir çıkış ivmesinin oluşması için BİST-100’deki 5 bin 187 puanlık 50 günlük ortalamanın üzerinde kapanışlara ihtiyaç var. Sonrasında ise 5 bin 400 direncinde olacak gözler. Destek seviyesi ise 4 bin 900 civarında bulunuyor kısa vade için.

Bu perşembe Merkez Bankası’nın 100 baz puan civarı bir faiz indirimi yapması kuvvetle muhtemel. Eğer çok sürpriz bir karar çıkarsa piyasalarda da bir reaksiyon oluşabilir!

HABERLER