Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Analiz ve taarruz zamanı

İlk şoku atlattıktan sonra bir yandan analize bir yandan taarruza başladı AK Parti cephesi.

Yerel seçimlere hep daha bir iddialı giren, partilerinin hikayesinin ve misyonunun yerel yönetimlerdeki başarı ile örtüştüğüne inanan ve bu inanışta da haklı olan AK Partililer, 2019 seçimlerinde kaybettikleri illeri de geri alacaklarına olan inançla çıktıkları yolda, 2019 seçimlerinde ellerinde olan belediyeleri de kaybedip oy oranına bakıldığında ikinci parti konumuna gerilediklerinden önce bir afalladılar.

Çok da normal böyle bir ruh hali…

Hatırlarsanız muhalefet cephesi de genel seçimlerin ardından benzeri bir şoka girmişti.

Şimdi hızlıca toparlanma, daha doğrusu taarruz ve analiz dönemi…

Partinin ‘anketlerle yaşıyorum’ kabilinden bir yönetim anlayışını benimsediğini biliyoruz. Maalesef elleriyle yarattıkları medya ordusunun kendilerine doğru bir aynalama görevi görememesi gibi yine elleriyle yarattıkları araştırma şirketleri piyasasının da yanıltıcı bilgiler vermesinin önüne geçemediler.

Kısacası çokça yanıldılar, çokça şaşırdılar…

Anketlerle yaşamak bu kez işe yaramadı.

Kolay değil, 14’ü büyükşehir olmak üzere 35 belediye kazanan CHP, uzun zaman sonra Türkiye genelinde en çok oyu alan parti oldu.

Tablo böyle olunca, yeni bir araştırmanın peşinde AK Parti yönetimi, oy kayıplarının nedeni araştırılacak!

Öncelikli olarak seçim sonuçlarının nedenlerinin araştırılması için bir kurul oluşturulacak, ardından ‘Türkiye’yi dinliyoruz’ adıyla yollara düşülecek etnik kökenleri, sosyal sınıfları ile farklı grupların seslerine kulak verilecek.

Emeklilerin yoğun olduğu iller çalışmada öncelikli olacak. Dolayısıyla hem elden kaçan kuş olması hem de nüfusunun üçte birinin emeklilerden oluşması nedeniyle Bursa’nın bu araştırmada başı çekecek iller arasında yer alacağını düşünüyorum.

O yüce yüce tahtlarından inmeye gönülleri elverirse gelip bir dinlesinler bakalım Bursa’da emeklinin halinin nice olduğunu…

İşin analiz kısmı bu kadar gelelim taarruz kısmına…

İlk haber merkezi hükümetten bir kulis haber olarak geldi. TV100 yazarı Fuat Uğur’un haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, obez olmuş sistemi diyete sokacak. Elbette hedef boşalmış kasayı doldurmak. Bunun için de tasarrufa gidilecek haliyle. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ devri bitecek mi bunu merakla bekliyor olacağım, ama asıl tasarruf büyük yatırımların durdurulması ile sağlanacak gibi görünüyor.

Elinde öyle hatırı sayılır bir belediye kalmayan AK Parti belediyelerinin merkezi hükümetten destek alarak bölgelerine büyük yatırımlar götürmesi devri bitti, CHP’li belediyelere zaten merkezi hükümetin bir desteği olmadığından, seçim sonrası sarf edilen; ‘Bölgelerine katkısı olacağı düşünülen yatırımlarda hükümet desteği sağlanacaktır…’ cümlesi de tam yerini buluyor.

Kısacası itibardan daha ziyade öyle ya da böyle vatandaşın alacağı hizmetten tasarruf ediliyor yine.

CHP’li belediyeler kendi yağlarıyla kavrulmaya alışık olduklarından bu iş daha ziyade AK Partili belediyeleri zora sokacak gibi görünüyor, ama onlar için bir by pass yöntem her daim bulunur nasıl olsa.

Gerçi kulağımıza Kestel Belediyesinde şimdiden tasfiye sürecinin başladığına dair duyumlar gelmiyor değil. Fakat ben bu sürecin Kestel’in eski belediye başkanı Önder Tanır ekibini dağıtmak, yeni ekip oluşturmak ve AK Parti’den CHP bünyesine geçen belediyelerin bazı çalışanlarına yer açmak için yapıldığını düşünüyorum.

Kulağıma gelen bilgilerden biri de AK Parti’den CHP’ye geçen belediyelerin yönetim katındaki isimlerin kendilerini Kestel Belediyesi’ne naklettirmeye çalıştıkları yönünde.

Taarruz sadece ekonomik sıkıştırma ile olmuyor elbette. Karalama kampanyaları da dahil bu işin içine. Mesela sosyal medyanın fısıltı gazetesinde ‘Bursa Büyükşehir Belediyesi Halk Eğitim Merkezi bünyesindeki Kur’an Kurslarını kapatıyor’ diye bir haber dolaştırılıyor.

Konu elbette asılsız.

Bursa Büyükşehir Belediyesinden bir açıklama da yapıldı meseleyle ilgili ve denildi ki;

“Halk Eğitim Merkezleri’nin faaliyetlerini denetlemek ve denetim sonuçlarını değerlendirmek Milli Eğitim Bakanlığı’na aittir. Ayrıca bu merkezlerde bir eğitim-öğretim yılı boyunca açılacak kurslar Valilikler tarafından Bakanlığa iletilmektedir. Bu kapsamda; Halk Eğitim Merkezleri bünyesinde faaliyet gösteren Kur’an Kursları’nı açma ve kapama yetkisi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin görev, yetki ve sorumluluk alanında değildir. Bazı dijital mecralarda yayımlanan “Belediyeler Halk Eğitim Merkezleri’ndeki Kur’an Kursları’nı kapatıyor.” şeklinde yer alan iddialar gerçeği yansıtmamaktadır!”

İşin arkasının geleceği aşikar…

CHP’li belediyeler AK Parti yönetimlerinden devraldıkları belediyelerin bilançolarını belediye binasının duvarına astıkça vatandaş belediyesinin borcunu, harcını, çalışan sayısını ve aldığı hizmeti kıyasladıkça daha çok göreceğiz böyle ithamları diye düşünüyorum.

CHP’li belediyelerin bu tür taarruzları savuşturmasının en güvenli yolunun işin gerçeğini dürüstçe anlatmaktan geçtiği kanaatindeyim.

Kendimce geliştirdiğim iletişim anlayışımın kendi dilimdeki ana sloganı şu; ‘Biri senin için hikaye uyduruyorsa, sen de kendi hikayeni anlat olanca sesinle, insanlar dürüst hikayelere inanacaktır’

Bu kadar karman çorman bir haberler dizisi sunmuşken, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın’ın vatandaşlarla kucaklaşmak için özel bir zaman ayırmasının son derece halkçı bir yaklaşım olduğunu belirtmeden geçmeyelim.

“Birbirimizden güç alarak Belediye Başkanlığı görevine sizin sayenizde geldim. Ziyaret etmek isteyen birlikte yol yürüdüğümüz dostlarımız için 17 Nisan Çarşamba’dan 19 Nisan Cuma gününe kadar saat 16.00-18.00 arasında Osmangazi Belediyesi Başkanlık makamımda olacağım” diyor Aydın ve tebrikler için çiçek göndermek yerine Bursaspor’a bağış yapılmasını rica ediyor.

Bu kucaklaşma daim olsun dilerim…

HABERLER