Yasemin Güler
Yasemin Güler
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

Beşyol Kavşağı da kamulaştırılmadan yapıldı!

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in göreve gelişinin bir yılını tamamladıktan sonra düzenlediği toplantıda Bursa’nın yıllardır nasıl bir ‘Ben yaptım olducu’ anlayışla yönetildiğini dinledik uzun uzun.

Başkan Bozbey temeli atılan, ancak projesi bile olmayan icraatlardan tutun da protokolsüz harcanan milyonlara, kendi görevi olmadığı halde üzerine aldığı yatırımlar nedeniyle ciddi borç yükü altına girmiş belediye iştiraklerine kadar pek çok konuyu gündeme getirdi.

Mesela yıllardır tüm Bursa’nın tepe tepe kullandığı Hamitler Çöplüğü ve Mezarlığının gerekli kamulaştırmalar yapılmadan kullanıldığını, bu noktada vatandaşın ciddi biçimde mağdur edildiğini ben ilk kez Bozbey’den duydum.

Vatandaşın hakkını teslim edeceğini belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa’nın göbeğinde Beşyol Mevkiinde kentsel dönüşüm çalışması yapmak için kollar sıvandığında kavşak yapımı için kullanılan taşınmazların bedellerinin kamulaştırılma ile ödenmediğini de biliyor mu acaba diye geçirdim aklımdan toplantı sırasında.

Konuyu hemen hatırlatalım…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu diplomasının usulsüz bir biçimde iptal edilmesinin ardından çok önemli bir söz söylemişti; ‘Benim diplomam o kadar da önemli değil, önemli olan bugünden sonra devletin verdiği belgelerin vatandaş için artık garanti sayılmayacak olması. Her an bir karar çıkararak sizin evinizi, işyerinizi, şirketinizi, bankadaki paranızı elinizden alabilirler. Bu bu demek…’

Bahsettiğim Beşyol Mevkii kentsel dönüşüm çalışması sırasında yaşananlar buna çok güzel bir örnek. Bundan iki yıl önce yazdığım bir yazıdan alıntı yaparak aktarayım durumu;

“Efendim bizim ‘mülkiyet hakkı kutsaldır’ sözümüzün artık bir hükmünün kalmadığını, şu meşhur torbalardan birinden taze taze yepyeni çıkan Kentsel Dönüşüm yasası ile bu yasanın uygulanacağı kentlerde Kentsel Dönüşüm Başkanlığının artık boş olmayan alanları da rezerv alan ilan edebileceğini bir kez de ben duyurmak isterim.

Aslında 6 Şubat depremleri nedeniyle yıkılması gereken binaların yıkılamadığı, gerekli kentsel dönüşüm çalışmasının sürekli açılan davalar nedeniyle bir türlü ilerleyemediği gerekçe gösterilerek hazırlanan yasanın uygulanacağı en önemli illerden biri İstanbul, diğeri Bursa…

Kentsel dönüşümün hızla gerçekleşmesi mecburiyeti ve yapı stoğunun büyük bölümü depreme dayanıksız olan illerde sokaklara kurtarma ekiplerinin dahi giremeyeceği bir yapılanma söz konusu iken bu durumun değişmesi elbette lazım. Fakat işin içinde ciddi de bir adaletsizlik olduğunu düşünüyorum!”

Beşyol Kavşağının yapılmasına ihtiyaç duyulması durumu hasılken kavşağın yapımı için gereken kamulaştırma bedellerini ödemek istemeyen dönemin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, bölgenin çöküntü bölgesi olmasından da yararlanarak önce şuyulandırma yöntemini uygulamaya koymak istemiş, konuyla ilgili açılan itiraz davalarının kazanılacağı sürece girildiğinde 6 Şubat Depremlerinin yarattığı endişe ile birlikte ‘rezerv alan ilan etme’ kolaylığı getirilir getirilmez de bu yöntemden yararlanarak bölgedeki vatandaşlar için geri dönülemez bir yola sokmuştu projeyi.

Beşyol esnafı ve yakın civardaki konut sahipleri, mülklerini ederinin çok altında fiyatlara belediyeye devretmek ya da kentsel dönüşüm alanlarından çok küçük paylar almak durumunda kalmıştı. Kentsel dönüşüme de nedense kavşak yapımından başlanmıştı.

Eskilerin bildiği meşhur Beşyol Kebapçısının bulunduğu bölgedeki yüksekçe bina hali hazırda zaten yapılıyor olduğundan o kısmı dikkate almıyorum, hatta burayla ilgili de yok hastane olacaktı, bunun için yerini bağışlayanlar olmuştu, sonra onlar da davalar açtı fakat haklarını alamadı gibi kısımlar sadece kulis bilgi. Doğruluğu kanıtlanmamıştır.

O dönem Beşyol esnafının sesine ses olan, İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu ve ekibi konunun üzerinde hassasiyetle dursa da şu anda Osmangazi Belediye Başkanı olan, bahsettiğim dönemde CHP Bursa Milletvekilliği yapan Erkan Aydın da konuyla hakkında ilgili bakanlığa bir soru önergesi vermiş ve İstanbul Caddesi’ndeki kentsel dönüşüm kapsamında Beşyol Kavşağı ve çevresindeki 240 bin metrekarelik alan için gelen şikayetlere dikkat çekerken, anlaşmaların zorla yapıldığı iddiasını da soruları arasına eklemişti. Gelin görün ki, kanun parmağı derin kesmişti, vatandaşın da boynu bükük kalmıştı.

Hali hazırda mevzuyla ilgili davalar devam ediyor, süreç tamamen sonlanmış değil, gelin görün ki, bahsettiğim bölgede bir kentsel dönüşüm binası göklere doğru çoktan yükseldi, kavşaktan dönerek yola devam etme alışkanlığı oluştu bile…

Anlayacağınız normalde vatandaşın mülkünün kamulaştırma yöntemi ile alınması sayesinde yapılması gereken bir kavşağın yapılması için ciddi bir mağduriyet yaratıldı. Tıpkı Hamitler çöplüğü ve Hamitler mezarlığında olduğu gibi kamulaştırma yapılması gereken yerlerde insanlar zora koşuldu. Hak arayışları mahkeme koridorlarında sürse de yargının geldiği ilginç durum sade vatandaşın hakkın almasına pek vesile olmuyor şimdilerde.

Dün toplantıda konusu geçince insanların hem evlerinden hem dükkanlarından olup aldıkları parayla taşınma bedelini dahi zor karşıladıkları bir ucube kiracılık dönemine geçerek canlarından, sağlıklarından, aile saadetlerinden olma hikayelerine bolca tanıklık ettiğimden, Başkan Bozbey’e her gün gelip geçtiği Beşyol Kavşağının yapımı sırasında alınan gayrimenkullerin de kamulaştırma ile belediyeye geçmediğini hatırlatmak istedim.

Şu anda Hatay Samandağ ve Antakya bölgelerinde depremzedeler nasıl kendi tapulu mallarına sahip çıkmak için kendini paralıyorsa ve yaşadıklarının bir mülk gaspı olduğunu iddia ediyorlarsa benzeri bir durum vakti zamanında Beşyol’da yaşandı. Rezerv alan ilan edilerek mülkiyet hakkının kutsallığının bozulması konusunda Sarı Öküz Beşyol Kavşağı oldu!

İşin özü şu; herkes kendisine sıra gelene kadar uygulanan politikanın doğruluğundan dem vuruyor, o dönemde de Beşyol bölgesi için ‘çöküntü bölgesinin ıslahı açısından’ denilerek konu çok doğruymuş gibi algılanmıştı, ancak sıra insanın kendisine geldiğinde, canı yandığında yapılanın haksızlık olduğunu görüyor. Çünkü bahsi olunan yerlere koca koca binalar dikiliyor, sizin aldığınız bir ev, onun da yarısı borç, onda da gönlünüz yok…

Mülkiyet hakkı kutsal mı?

Artık değil!

HABERLER